Ağustos ayı düşünceleri
Bugün mübarek Ramazan ayının ilk habercisi Ber’at Kandili’dir..
Dünyaya/ahirete, günaha/sevaba inanan mü’minlerin Ber’at Kandillerini tebrik ediyorum.. Mektupla-telefonla ulaşamadığım insanlar lütfen beni mazur görsünler..
Ayrıyeten, dünkü yazımda belirttiğim, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu için Keş Dağı’nda BBP tarafından “1. Hasret Kurultayı” düzenlenecek. Tarih: 9 Ağustos 2009..
Haberdar olmayanlara tekrar duyurmayı vazife addettim.. İnşallah Muhsin Başkan’a karşı vefa duygusuyla dolu samimi insanlar fetihler ayı Ağustos’da bir araya gelirler, dağlarda Kur’an sesleri yükselir..
Gelelim diğer konuya:
O konu, Müslüman halkımıza topluca yalancı şahitlik yaptırmaktır..
Nasıl olur, demeyin..
Oluyor işte.. Yağdan kıl çeker gibi çekiliyor idrakimiz..
Çoğunluk olarak resmen ve alenen yalancı şahitlik yapıyoruz..
Vefat eden herhangi bir insan musalla taşına yatırıldığında imam efendi Erkişi veya Hatunkişi niyetine tekbir alarak cenaze namazını başlatır..
Namaz sonunda imam efendi sorar:
“Nasıl bilirsiniz rahmetliyi?”
Eğer çok meşhur, önemli mevkide biriyse, ya da zengin bir kalantor ise, yalancı şahitlik volümü açılır:
“Çok iyi biliriz!..”
Bu arada bazıları susarlar dilsiz şeytan misali..
Ne iyiydi derler, ne de kötüydü..
Bence suç imamlardadır..
Esas sorulacak soru şudur halbuki:
“Ey cemaat, cansız şekilde önümüzde yatan mevtayı siz hiç Allah’ın farz kıldığı namazda gördünüz mü?”
Bir daha sormalı:
“Haram yediğini, yalan söylediğini, zayıflara zulmettiğini gördünüz veya duydunuz mu?..”
Şayet yalancı şahitler arasından cesaretli ve samimi birileri çıkar da menfi cevap verirse, zaten mevtanın nasıl birisi olduğu kendiliğinden ortaya çıkar..
Ömrünün tamamına yakınını içki meclislerinde tüketen, kumar masalarında heder eden, kadın-kız peşinde koşmaktan ibadete vakit ayıramayan, hele de İslâm’dan inkara dönüş yapan bir dönek hergele ise ölen, “Nasıl bilirdiniz” sorusu zoraki yalan söyletme metodudur..
Fatiha’dan ziyade “senfoni”ye kıymet veren, ahirete inancı zayıf veya hiç olmayanı Yaradan Allah bizden iyi bilir.. Bir de zavallı cemaata yalan söyletmek doğru değildir..
İmam efendi sorsa ya:
“Bu mevta sağlığında kimlerle beraberdi? Kimleri sever, kimleri sevmezdi??
Hiç yalakalığına şahit oldunuz mu?
Elleri uyuşuncaya değin kitabsızları alkışladığını gördünüz veya duydunuz mu?”
Hiçbir iyiliğini gören-duyan olmamış, aksine her kötülükte, her inkarcılıkta başı çekmişse hiç sorma kurban olduğum imam efendi..
De ki:
“Ben bu herifin namazını kıldırmak istemiyorum.. Kendi arkadaşları gelsinler, yıkasınlar, kefenlesinler, inanmadığı menzile sevketsinler.”
Biliyorum, devlet ya maaşınızı keser, ya görevinize son verir..
Ne yani?
Gece-gündüz öve öve bitiremediğiniz devlet bu değil mi?
Mazluma vurdukça vuran, zalime dört büklüm selam duran acayip bir devlet..
Bunlar esasında önemli değil.. Önemli olan halkı yalana teşviktir..
Ne dersin garibanlarım:
Ya “Allah rahmet etsin” diyecekler, ya da “çok iyi bilirdik..”
Bu kefere, bu hergele zalimdi, ahlaksızdı, her zaman ağzı alkol kokardı.. Camiye ancak ve ancak öldükten sonra girdirdiler..
Diyemezler ki..
Zülfü yare dokunur öyle demesi..
Neyse.. Ber’at Kandiliniz ülkemiz ve İslâm âlemi için hayırlı ve uğurlu olur inşallah..
Gidersin. Kışta olmazsa yazda gidersin
Gidersin. Senfonide ve cazda gidersin
Güvenme ülkeye nam salmış doktorlara
Gidersin. Uçurumda, virajda gidersin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.