Demokrasicilik oynuyoruz!
Hiç bıkmadan, aynı heyecanla oyun oynamaya devam ediyoruz.
Aslında gruplar aday gösteremiyor ve oylama gizli. Ama sonuç değişmiyor..
Önce Meclis’teki son durum ne?
AK Parti: 338
CHP: 97
MHP: 69
DTP: 21
Bağımsızlar: 10
DSP: 8
Türkiye Partisi: 1
Boş: 6
Toplam: 550
Birinci tur oylama sonuçları şöyle: Mehmet Ali Şahin (AK Parti): 315, İlhan Kesici (CHP): 96, Münir Kutluata (MHP): 70, Hasip Kaplan (DTP): 25, Kamer Genç (Bağımsız): 11
İkinci tur oylama sonuçları da şöyle: Mehmet Ali Şahin (AK Parti): 322, İlhan Kesici (CHP): 96, Münir Kutluata (MHP): 71, Hasip Kaplan (DTP): 20, Kamer Genç (Bağımsız): 8, Boş: 10, Geçersiz: 4
Nafile turların maksadı, dostlar alışverişte görsün.. AK Parti’yi taciz etmek.
Sonuç: 3. turda Şahin 338 oy alarak başkan seçildi.. Aslında 276 yeterli idi. AK Parti’nin dışarıdan aldığı oyla kendi grubundan alamadığı oy birbirini karşılıyor..
Sanki AK Parti’nin yerinde olsalar kendileri aynı şeyi yapmayacak..
Sanki “kendi partilerinin adayı” (?!) genel başkanlarının işareti ile hareket etmiyor.. Onlar da büyük bir sadakatla kendilerine verilen rolü oynamaya devam ediyorlar.. “Konu mankeni” olmaktan utanmıyorlar ve sıkılmıyorlar..
Meclis Başkanı adayının atamasını genel başkanlar yapıyor!? Yani biz bu işi bilmiyoruz, ya da biraz yüzümüze gözümüze bulaştırıyoruz..
Şu YAŞ kararlarına bakın.. HSYK’da yaşananlara, GATA, düne kadar YÖK’te yaşananlara, AYM’de yaşananlara bakın..
Olacak şeyler mi bunlar?.
YAŞ kararlarını gördünüz.. Dün Vakit’te “Orduyu bu kafa yıpratıyor” başlığı ile manşetti.. Şark cephesinde yeni bir şey yok.. Üç ihraç var, 3’ü de irticadan.. Paşalar GATA’da yaşananları, internete düşen ses kayıtlarını, Teğmenler çetesini, Ergenekon’u görmezden geldi.. Çiçek paşanın terfi edememesini, Ergenekon davasına değil, kadro yokluğuna bağladı. Bunu özel olarak açıklama gereği duydu.. Ergenekon davasında adı geçen ya da basında tartışma konusu olan olaylarla ilgileri ve sorumlulukları bulunan başka isimleri terfi ettirdi..
Paşalar böyle yaparsa teğmenler ne yapmaz ki!
Başbuğ direniyor, Baykal ve Bahçeli konuşuyor.. Birileri de mesajı alıyor herhalde.. Durumdan vazife çıkartanlar mesajı alıyor..
“Dağa çıkmaktan”, “50 yıl da sürse direnmekten” söz edenlerin ne demek istedikleri yeteri kadar açık değil mi?
Bir süre öncesinden yayına giren birtakım internet sitelerinin mail bombardımanları, bazı köşe yazarlarının yazdıklarına bakarak yeni bir psikolojik harp dalgası ile karşı karşıya olduğumuzu söylemek çok da abartılı bir iddia olmaz..
Demek ki, bu kadar bilgi, belge, bomba yetmemiş.. Nereyi kazsan bomba çıkıyor, ağ atsan balık yerine bomba geliyor, ama Genelkurmay bu olanları görmezden gelmeye devam ediyor. Olay şu: Gözlerine irticayı o kadar yaklaştırmışlar ki, kibriti gözüne çok yaklaştıran adamın arkasında bir ormanı kaybetmesi gibi, bunlar da Ergenekon’u, bombaları, yolsuzlukları, usulsüzlükleri görmüyorlar..
O zaman demek ki, daha çok bomba bulunması, daha çok uyuşturucu kullanan subayın deşifre edilmesi, daha çok faili meçhul cinayetin aydınlatılması gerekiyor.
Tamam o zaman bekleyin. Bunlar bilinmiyor değil. Ama bu şekilde hesaplaşma keskinleşiyor ve derinleşiyor..
Örtülü bir savaş yaşanıyor aslında..
İşin zor yanı, bu işin bir adım ötesine geçilirse, geri dönüşü mümkün olmayan kanlı bir hesaplaşma başlar.. Sanırım Ergenekon lobisi “Biz yanacaksak, siz de yanarsınız” diye işi bu gayya kuyusunun kenarına çekmek istiyor..
Bu işin içinde Amerika’sı, İngiltere’si, Almanya’sı, Fransa’sı, İtalya’sı, Rusya’sı, İsrail’i, herkes var..
Bir yanı ile iş Osmanlı’ya, diğer yanı ile Kemalizme uzanıyor..
Kimin nerede mevzilendiği belli oldu!. Ergenekoncular, Kemalizm ve ulus devlet bölgesinde temerküz oluyor. Laiklik, terör ve irticaya vurgu yapıyorlar.. Yenilikçiler, insan hakları, hukuk devleti, adalet, barış, özgürlük alanında.. Ergenekoncular hem halkın inanç ve kültür değerlerine yabancı, hem de ulusalcılıktan, bağımsızlıktan söz ediyorlar. Sanki düne kadar bugün savaştıkları kesimden emir ve para almıyorlarmış gibi.. Sanki kendilerini bugün savaştıkları kadrolar örgütlememiş gibi..
Başarı şansları olmadığını kendileri de biliyor olmalılar, ama hesap sorulmasından korkuyorlar sanki..
İşin kötü yanı, bu adamların siyaset ve bürokrasi içindeki, resmi sıfatlı kişiler tarafından hâlâ korunuyor olmaları.. Ergenekon bizim sandığımızdan daha güçlü ve köklü bir yapı.. Her yerde varlar.. Ve belki de işin en kötü ve zor yanı, bu her kesime yayılmış olan unsurların bulundukları yerlerde hâlâ koruma altında bulunmaları.. Kimse kendi başındaki ya da içindeki bu unsurları temizlemeye yanaşmıyor..
Böyle demokrasi filan olmaz.. Toplum da değişime hazır değil gibi sanki. Sokaktaki insan bu konularda çok da bilgili değil.. Bazılarının kafası kirada. Liderler, örgütler, bazı şeyhler kafaları kiralamış gibi. Bir kısmı ise bu işlere burnunu sokmaktan korkuyor. Bu da Ergenekon’un işini kolaylaştırıyor..
3. iddianame de kabul edildi. Bakalım sırada daha neler var?
Dün gece Beraat Kandili idi değil mi? Affedecek ve affedilecektik.. Günün kavga ve gürültüsü içinde birçok güzellik ve incelik kaybolup gidiyor. “Kandillere katran döküyor geceler”. O’ndan geldik ve O’na gidiyoruz. İmtihandayız. Yaptıklarımız ve yapmadıklarımızla, söylediklerimiz ve söylemediklerimizle, ya kendi cennetimize sırtımızda tuğla, ya da kendi cehennemimize sırtımızda odun taşıyoruz.. Allah’ım bize hakkı hak, batılı batıl göster ve hakta toplanmayı nasib et.. Şüphesiz ki Sen cahil ve zalim bir kavme hidayet nasib etmezsin. Biz kendimizi değiştirmeden, Sen bizi değiştirmezsin.. Bizi bağışla. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil.
Kandilinizi tebrik ediyorum efendim..
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.