Hata yapmaktan korkuyorum
Mükemmeliyetçi bir ailem vardı. O zamanlarda annemle babamı çok eleştirir ve onların koyduğu kuralları çok saçma bulurdum. Ama şimdi otuz yaşındayım bakıyorum da ben de tıpkı annem gibi yaşamaya ve düşünmeye başlamışım. Bu durum beni çok rahatsız ediyor. Hata yapmaktan insanların gözünden düşmekten korkuyorum. O yüzden insanlarla ilişkilerimde her zaman yapay oluyorum ve onlar tarafından eleştirilmekten korkuyorum. Günlük hayatımda da, hata yapma korkum var. Yaptığım hiçbir şeyden emin olamıyorum. Ev temizliğinde, çocuklarımla ilişkilerimde, misafir ağırlarken her zaman hata yapma korkusuyla hareket ediyorum. Geçenlerde bir arkadaşım " hata insanlar içindir, hata yapsan da telafi edersin" dedi ama bunu kendime yediremiyorum.
Son günlerde günah işlemekten de aşırı korkuyorum. Acaba namazlarımı düzgün kıldım mı, harama yol açacak bir fiil işledim mi diye korkuyorum ve bu korkuyla yatıp kalkıyorum. İki çocuğum var, onlar da tıpkı benim çocukken annemden sıkıldığım gibi benden sıkılıyorlar. İçimi rahatlatacak ve sorunumu çözme konusunda destek sağlayacak tavsiyelerinizi bekliyorum. N. Çörtük
Hayatta hata yapmak da vardır
Bir çok kere ifade ettiğimiz gibi, biz insanlar kendi değer algılarımızı dikkate aldığımız kadar çevremizdeki insanların da bizim için ne düşündüklerini ne söylediklerini ciddiye alır ve buna göre hareket ederiz. Bu konuda ailenin doğru bir tutum içinde bulunmaması bizlerin hayatını etkiler. Başkalarının gözünde değerli olmak için kendi değer yargılarını unutarak sürekli rol yapmaya çalışan ailelerin çocukları, ilişkilerinde adeta kendilerini feda edip başkalarını memnun etmeye onların gözünde değerli olmaya çalışırlar. Oysa inancımız bu konudaki kıstası belirlemiştir. Bizler kendi iradi seçimlerimizi Allah'ın rızasına uygun tarzda benimsemeye gayret gösterdiğimizden kendimizi de karşımızdaki kişiyi de dikkate alarak hareket eder ve bu konudaki temel dengeyi sağlamaya çalışırız. Hata yapma duygusuna gelince bilmelisiniz ki, hayatın içinde hata yapmak ta vardır. Ancak bizlere düşen mümkün olduğunca hataya düşmemeye gayret etmek ve yapılan hatadan hemen geri dönmek olmalıdır. Ancak burada kastettiğim hata gerçek anlamda ihlal edilmiş yüce bir emir, bir kural, hak ya da benzeri durumları kapsıyor. Ama sizin durumunuz çok farklı. Siz daha ziyade çevrenizdeki insanlara karşı bir hataya düşme endişesi yaşıyorsunuz. Hata yapma korkularınızla gelişen, genel duygu ise, pişmanlık, stres ve üzüntüdür. Sizin endişeniz de zaten yaşadığınız bu duygusal kaostan kurtulmaya yönelik... Bu konuda takip edeceğiniz yol, mutlak anlamda kural koyucuya teslim olmak ve bütün insani ilişkilerinizi onun razı olacağı şekilde düzenlemeniz olmalıdır. Bunu yaptığınız takdirde ne hata yapma korkusu yaşayacaksınız ne de yersiz beğenilme duygularına kapılacaksınız.
Babamla aram açıldı
Bir yıl önce başörtüsü taktım ve namazlarımı kılmaya başladım. Ama hayatımda yaptığım bu değişimden sonra babamla aram açıldı. Babam bu tür şeylere çok karşıdır ve benim bu kararımı duyduğunda kıyameti kopardı. Gerçekten babamın bana çok emeği vardır. Onun teşvikiyle kitap okuma alışkanlığı kazandım, onun teşvikiyle üniversite okudum ve iyi bir iş buldum. Ama bu konuda beni zor duruma düşürüyor. Anlayamıyorum, başörtüsü takan, ibadetlerini yerine getiren bir evlat olarak da sevilemez miyim? Ama bunu babama anlatamıyorum. Çok kızıyor, bana " senin zihnini yıkadılar" diyor bütün arkadaşlarımı arayıp hakaret ediyor. Oysa ben kendi içimde çok huzurluyum. Yıllardan beri zihnimi bulandıran sorulara cevap buldum ve aradığım mutluluğa ulaştım. Ama bunu babama anlatamıyorum. İçimde garip bir duygu var, bir yanda inancımın kuralları diğer yanda babamın beklentileri var. Allah'ın benden istediği her şey benim için önceliklidir ama bir evlat olarak babamın da gönlünü almak istiyorum. Bu konuda bana neler tavsiye edersiniz? N. Seyhanlı
Zamanla değişebilir
0İfade ettiğiniz türden sorunlarla mücadele eden bir çok genç kızla tanıştım. Onlar bir yandan ailelerine dinin gereklerini anlatma görevi üstlenirken diğer yandan başörtülerine sahip çıkmaya çalışıyorlar. Sizin de bildiğiniz üzere bu dünyada her birimiz imtihandayız ve imtihanlarımız birbirinden farklı... Aileler dinin temel dinamiklerini bilmediğinden ve yıllardan beri onlara din adına hurafeler anlatıldığından böyle bir şeye kabul etmekte zorlanıyorlar. Bu nedenle onlara sevgi ve anlayışla yaklaşıp dinin emirlerini büyük bir sabırla anlatmak gerekiyor. Bir çok kere anlattım ama dinlemiyor ve kabul etmiyorlar diyeceksiniz... Gerçekten de geçmiş nesil gençlerden bir şeyler dinlemeyi pek kabul edemiyorlar ve kendi doğrularını dayatmaya çalışıyorlar. Ama burada size düşen, ısrarla bıkmadan onlara dini anlatmanız ve örtünme gerekçenizi belirtmeniz olmalıdır. Burada onları incitmeden tebliğ vazifenizi de yerine getirmeye çalışın ve bu konuda hassas olun. Anlattıklarınızı kabul etmeyebilirler, tepki verebilirler ama bize düşen son noktaya kadar dinimizi tebliğ yapmaktır. Ayrıca, eskiden olduğu gibi yine kitap okumaya ve araştırmaya devam edin, bunu babayla da paylaşmaya çalışın... Seçtiğiniz hayat tarzının size huzur verdiğini kendinizi şimdi çok daha mutlu hissettiğinizi ona anlatın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.