Evrimci bilim adamlarının sürekli başvurdukları hile
Evrimciler canlıların sahip oldukları benzer özellikleri evrimin kanıtı olarak yorumlarlar. Bu yorum dünyadaki tüm ses çıkaran aletlerin aynı fabrikadan çıkmış olduklarına inanmakla eşdeğerdir. Cd çalarların, kaset çalarların, radyoların, ipod'ların ayrı üretim merkezleri ve üretim teknikleri vardır. Evrimciler sürekli olarak ellerinde hiçbir kanıt olmadan varsayım yaparlar. Ve tüm varlıkları bilimin gösterdiklerine göre değil sahip oldukları bu varsayıma göre değerlendirirler.
Bugüne kadar yapılmış genetik karşılaştırmaların ortaya koyduğu genel tabloya bakıldığında, "moleküler benzerlikler" konusunun evrime delil olmadığı, aksine teoriyi çaresiz bıraktığı görülmektedir.
Ünlü biyokimyacı Prof. Michael Denton da moleküler biyoloji alanında elde edilen bulgulara dayanarak şu yorumu yapar:
"Moleküler düzeyde, her canlı sınıfı, özgün, farklı ve diğerleriyle bağlantısızdır. Dolayısıyla moleküller, aynı fosiller gibi, evrimci biyoloji tarafından uzun zamandır aranan teorik ara geçişlerin olmadığını göstermiştir... Moleküler düzeyde hiçbir organizma bir diğerinin "atası" değildir, diğerinden daha "ilkel" ya da "gelişmiş" de değildir... Eğer bu moleküler kanıtlar bundan bir asır önce var olsaydı... organik evrim düşüncesi hiçbir zaman kabul görmeyebilirdi." (Michael Denton, Evrim: Krizdeki Teori, s 290-291)
Elbette canlılar arasında moleküler benzerliklerin olması son derece doğaldır; çünkü aynı moleküllerden oluşmakta, aynı suyu ve atmosferi kullanmakta, aynı moleküllerden oluşan besinleri tüketmektedirler. Metabolizmalarının ve dolayısıyla genetik yapılarının birbirine benzemesi de çok normaldir. Ancak bu, onların ortak bir atadan evrimleştiklerinin bir delili değildir.
Bu ortak yapılar, aslında Allah'ın tüm canlılarda yarattığı ortak bir yapının ortak malzemeleridir. Ortak yapı, günümüz teknolojisi ile yürütülen tasarım ürünü yapıların başta gelen özelliklerinden biridir. Örneğin farklı modellerde bilgisayarların paylaştığı çip, hard disk gibi ortak yapılar mevcuttur. Ancak, elbette, bu durum bilgisayarların birbirlerinden evrimleştiklerini göstermeyecektir. Canlılarda bulunan ve evrimcilerin spekülasyon malzemesi yaptkları ortak genler ise bilgisayar parçalarından çok daha kompleks ortak yapılar ortaya koyarlar. Örneğin, bir insanın tek bir hücresindeki DNA'da yaklaşık 100.000 ansiklopedi sayfasını doldurabilecek miktarda bilgi saklıdır. Üstelik DNA molekülü, bilgisayar mühendislerini şaşkınlık ve hayranlık içinde bırakan bir mikro-tasarımdır. DNA'daki bu yüklü miktarda bilgi, boyu yaklaşık 2 m'yi bulan, buna karşılık kalınlığı milimetrenin sadece beş milyonda biri kadar olan bir iplikçik üzerinde saklanır.
Açıktır ki, hiçbir akıl sahibi insan, bilgisayarlardaki ortak tasarımların ve Windows XP programının tesadüflerle, başka yapı ve sistemlerden evrimleşerek ortaya çıktığını savunmaz. Bilgisayardan çok daha kompleks olan ortak biyolojik yapıların tesadüfen var olmadığı, tümünü Allah'ın mükemmel özelliklerle birlikte yarattığı apaçık bir gerçektir. Üstün güç sahibi Allah herşeyin Yaratıcısıdır:
"Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir, üstün ve güçlü olan, bağışlayandır." (Sad Suresi, 66)
Tüm bilimsel gerçeklere rağmen sürdürülen bu hileli yöntemlerin nedeni evrimcilerin şu an bir çıkmazın içinde bulunmalarıdır. Bu kişilerin vicdanları hiçbir basit yapının evrimleşerek kusursuz yapılar oluşturamayacağını çok iyi görmekte ve kabul etmektedir. Ancak Allah'ı inkar etme isteği bu kişilerde öyle şiddetlidir ki bilimin ortaya koyduğu gerçekleri, yürüttükleri hileli kampanyalarla örtmeye çalışırlar. Bediüzzaman Said Nursi, Münazarat'ta bu tehlikeyi hikmetli sözleriyle şöyle bildirmektedir:
"Vicdanın ziyası din ilimleri, aklın nuru medeniyet fenleridir. İkisinin birleşmesiyle hakikat ortaya çıkar. Ayrıldıkları vakit, birincisinden taassup, ikincisinden hile doğar."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.