Sünnîler Alevîler
Başbağlar köyü katliamının bir provokasyon olduğunu kim inkâr edebilir? Ondan üç gün önce Sivas'ta yaşananlar da yüzde yüz tam bir provokasyondu.
Gayeleri neydi? Sünnîlerle Şiîleri çarpıştırmak, iç savaş yangınını kundaklamak ve iktidarı ele geçirmek...
Sünnîlerle Şiîler farklı mıdır, başka mıdır? Evet inançlarında farklılıklar vardır ama birlikte barış içinde yaşarlar.
Birbirlerinden kız alıp vermedikleri iddia ediliyor.Bunun fazla önemi yoktur.
Birlikte yaşarlar, birbirleriyle iyi komşuluk yaparlar.
İki kesimin birbirine düşman olması kimin işine gelmez?
Kesinlikle Türkiye'nin ve Türkiyelilerin işine gelmez. Sünnîlerin ve Alevîlerin işine gelmez.
Onların birlikte barış içinde yaşamaları Türkiye'nin iç güvenliği için şarttır.
Sünnîlerle, Şiîlerin birbirine düşman olması, birbiriyle çatışması kimlerin işine gelir?
Topraklarımızda gözü olan Ermeni emperyalistlerin çok işine gelir.
İstanbul'da, İyonya'da (Ege bölgesi), Pontus'ta gözü olan Megali İdeacı Rumların işine gelir.
Türkiye'nin yeniden bir Hıristiyan ülke olmasını isteyen Haçlıların işine gelir.
Eretz İsrail hayalini besleyen Siyonistlerin işine gelir.
Dıştan Müslüman görünen, içlerinde başka kimlikleri olan şu veya bu Kriptoların işine gelir.
Türkiye'nin parçalanmasını isteyenlerin işine gelir.
Alevîlik nedir?.. Müslümanlık içinde bir fırkadır, bir çeşitliliktir.
Alevîleri İslâm'dan çıkarmak isteyenlerin amacı nedir? Hayır mıdır, şer midir?
Adam Alevî kökenli değil, Alevî postuna bürünüp "Alisiz Alevîlik" adında kocaman bir kitap yazdı. Ne saçma şey!.. Topluluğun ismi Alevîlik ve Ali'siz olacaklar. Çelişkinin, saçmalığın ve mantıksızlığın bu kadarı nerede görülmüştür?
Birtakım adamlar bağırtıldı, "Biz Alevîyiz, Kızılbaşız ama Müslüman değiliz..." diye. Bunlar kimdir? Kimin hesabına çalışıyorlar, bağırıyorlar?
Bundan on sene kadar önce ziyaretime Manisalı iki vatandaş geldi. Alevî imişler, bendenizi Alevî-Sünnî kardeşliğini teşvik eden, Alevîler de Müslümandır gerçeğini dile getiren yazılarım için tebrik ettiler. Alevîler için yazdıkları dinî kitapları lütf ettiler. Sünnîlikten farklı bilgiler vardı ama neticede biz de Müslümanız diyorlardı.
Bu memlekette Sünnî ve Alevî iki büyük kesim varsa, ülkemizin bütünlüğünü korumamız, ayakta kalmamız, selâmette olmamız için bunların birbirleriyle barış ve uzlaşma içinde yaşamaları gerekir.
Sünnîlerle Alevîlerin birbirine düşman olmaları, düşman edilmeleri Türkiye için felâket ve yıkım olur.
Kaç kere yazdım, "Sünnî-Alevî Kardeşlik Derneği" kurulsun diye.
İki tarafın bilgeleri (kaç kişi kaldılarsa) bir araya gelsinler; vatanımızın, halkımızın, devletimizin huzur ve selâmeti için ne yapılmak gerekiyorsa bunları tespit etsinler ve hayata geçirsinler.
Bir Ortadoğu devleti Türkiye Alevîlerini Şiî yapmak için sinsice çalışıyor. Böyle bir şey iyi mi olur kötü mü olur, Pakistan'a bakınız. Maalesef orada Sünnîlerle Şiîlerin arası iyi değil, bin kere yazıklar olsun ki camiler bombalanıyor, canlara kıyılıyor.
Geçen Muharrem'de Beyoğlu'nun alt tarafındaki Çukurcuma semtinde Alevî bir esnafın dükkânına gitmiştim.Bana ille de bir kahve içirmek istedi. Eksik olmasın yandaki kahvehanede hazırlatıp getirdi. Siz de bir fincan içseydiniz dediğim zaman, biraz mahcup vaziyette, "Ben bugün oruçluyum" cevabını verdi.
Bu Alevî vatandaşımız son derece kibar, nazik, efendi bir kimsedir.Benim (bu zamanın ölçülerine göre)sofu, namaz kılan bir Sünnî olduğumu biliyor, lâkin çok yakınlık ve anlayış gösteriyor.
Sünnî kesimdeki mutaassıp kardeşlerimizin Alevî kardeşlerimize saldırmaktan, onları üzecek lâflar etmekten vaz geçmeleri gerekir.
Geçen gün internette bir Alevî sitesinde Hz.Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman hakkında ağza alınmaz küfürler ve hakaretler gördüm. O kesimde de bu gibi, sosyal uzlaşmayı bozan üsluplara son verilmelidir.
Olumlu, mutedil Alevî siteler var, onlar böyle kışkırtmalar yapmıyor, teşekkür ederim.
Ergenekon iddianamelerinde Sünnî-Alevî çatışmasının nasıl planlandığına, iki kesimin birbirine nasıl düşman edilmek istendiğine dair hayli bilgi ve belge var.
Sünnî ve Alevî kesimin seçkinleri, bilgeleri, vatanseverleri, aklı başında kimseleri provokasyonlara ve hainliklere karşı halkımızı uyarmalıdır.
Kendi gemimizi batırmayalım.
Vatanımızın ve devletimizin ayakta kalmasını, güçlenmesini, yücelmesini istiyorsak sosyal barış ve mutabakat (uzlaşma) içinde yaşamalıyız.
Alevî kardeşlerimi ve vatandaşlarımı tenzih ederek söylüyorum:Sünnî görünen Kripto-Yahudiler olduğu gibi, Alevî kesimin içinde de birtakım (Alevî görünen) Yahudiler sızmıştır. Bunların oyunlarına gelmeyelim.
Ben milletvekili olsam
Ben milletvekili olsaydım...
Birinci madde: Milletvekili olmayı kesinlikle istemem. Çünkü, mazbata alıp Meclis'e girebilmek için yapılması gereken yemini yapamam. Böyle bir yemin büyük sorumluluk getirir. Bir Müslüman olarak bu yemini yapmam mümkün değildir.
İkinci madde: Yemin meselesi olmasa da zaten milletvekili olmak istemem.
Üçüncü madde: Farz-ı muhal (olmaz ya) milletvekili olursam maaşımın en az yüzde 50'sini her ay ciddî ve faydalı bir hayır kurumuna bağışlarım.
Dördüncü madde: Sadece bir devre, yani beş yıl için milletvekili kalmayı planlarım. İkinci defa seçime girmem.
Beşinci madde: Her arzu ettiğimde kürsüye çıkıp ülkenin, halkın, devletin menfaatlerini koruma imkânım olmayacağı için küçük boy bir süreli yayın çıkartır, bu yolla da hizmet etmeyi denerim.
Altıncı madde: Beş yıllık hizmetim esnasında, her yıl bir adet olmak üzere beş ciltlik kitap çıkartarak, Türkiye'nin ilerlemesi, yükselmesi, kurtulması, dünyaya örnek bir ülke olması için ürettiğim çare ve çözümleri, tekliflerimi, tenkitlerimi, fikir ve görüşlerimi, yaptıklarımı bu kitaplarda açıklarım. Yapamadıklarım için de milletten bağışlanmamı isterim.
Yedinci madde: Bağımsız değil de, bir partiden Meclis'e girmişsem demokratik parti disiplinini kabul ederim, olmayanı reddederim. Gerekirse partiden istifa ederim.
Sekizinci madde: Her hâl ü kârda devamlı olumlu muhalefet yaparım. Asla yağcılık ve yalakalık yapmam.
Dokuzuncu madde: Meclis'te her partiden ve bağımsızlardan bir "Yolsuzluklarla, Kirlilik ve Kokuşma ile Mücadele Platformu veya Grubu" kurulması için çalışırım.
Onuncusu: Doğru dürüst hizmet göremeyeceğimi anlarsam, milletvekilliğinden istifa ederek sine-i millete dönerim.
Tekrar edeyim: Milletvekili yeminini yapmayacağım için zaten vekil mekil olamam. Böyle bir şeyi aklımın köşesinden bile geçirmem... İkinci zaten: Sen kendini arpa ambarında mı sanıyorsun?.. Zaten seni kimse milletvekili yapmaz...