Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Eli-yüzü düzgün bir cevap arıyorum

Eli-yüzü düzgün bir cevap arıyorum

Bizi idare eden egemen güç hangisidir?
İdare edildiğimiz sistemin adı demokrasi mi, bir başka sistem mi?
Sana sormuyorum Holding Medya yalakası…
Çünkü sen bağımsız cevap verme yetkisine sahip değilsin.
Siyaset meydanında cirit atan, mızrak tutan politika bağnazları size de sormuyorum…
Siz ancak kendi aranızda kayıkçı kavgası yaparak ülkenin esas sahibi halkımızı afsunlamakla meşgulsünüz…
Ve de malı götürürsünüz yağdan kıl çekercesine…
Çağdaş Yaşamcı devşirmeler, sizin de vereceğiniz cevaba ihtiyacım yoktur… Niye derseniz, mayanızı bilmiyorum ve güvenmiyorum…
Kemalist’ler, ADD’liler, size asla güvenmiyorum…
Siz, Mustafa Kemal’i bile menfaatınıza alet ediyorsunuz gibime geliyor… Yani, hiçbir zaman samimi olmadınız… Dolayısı ile gerçekleri söylemezsiniz…
Militan hukukçular siz de geri durun bakalım…
Sizin verdiğiniz kararlardan müştekiyim… Bir de vereceğiniz cevaplardan nasıl emin olabilirim…
AKP’nin, CHP’nin, MHP’nin, DTP’nin fikri ve siyasi görüşü beni zaman zaman şüpheye düşürmüştür… Ciddiyet yerine hakareti yeğleyen, efendilik yerine külhanbeyliği şiar edinen partilerden cevap beklemiyorum…
Daha başka partiler de var…
Yaşar Okuyan’ın, Abdüllatif Şener’in, Sadettin Tantan’ın, Yaşar Nuri Öztürk’ün ve benzerlerinin vereceği cevaplar asla ciddiye alınmazlar…
Geçin onları da…
Ve en önemlisi:
ETÖ’ye (Ergenekon terör örgütüne) dair tek kelime etmeyen, örgütün içinde eski ve yeni mensupları bulunan, “akreditasyon” bölücülüğünde ısrar eden, “laikçilik” haricinde bir fikri bulunmayan, başörtülülere, Kur’an kursu hocalarına ve minnacık yavrulara “bizden değildir” mantığı ile yaklaşan, sırf dini hassasiyetlerinden dolayı bazı gazeteleri, televizyon kanallarını hasım telakki eden, hanımlarının örtülü olması sebebiyle toplantılara davette hanımları ıskartaya çıkaran, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve kimi bakanları rencide eden TSK yetkilileri, siz de bir kenarda kalın, zira güvenmiyorum…
Dalkavuk basın mensupları her ne kadar hakkınızda yağlama, cilalama ameliyesi yapsalar da yukarda saydığım ve bir kısmını saymadığım tutum ve davranışlardan dolayı, diyorum ki:
Türkiye’de cari olan idari sistem demokratik midir?
Demokrasilerde son sözü asker mi söyler, halkın seçtiği vekiller mi?
Geçmiş günlerden beri:
YÖK başkanlığı yapan Kemal Gürüz’ü, Erdoğan Teziç’i, İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nu ve şu anda bazısı katakullilerle dışarıda tutulmakla beraber, bazıları içerde yatan rektörleri yanlış yönlere ben mi sevk ettim, Dazkırılı Bekir ağa mı?
Yoksa bunların özellikle güvendikleri bir güç mü bulunuyordu?
O güç, her zaman, her yerde layüsel yetkilerle donatılmış güçler miydi?
Kimdi, söyler misiniz?
Yekta Güngör Özden’e, Vural Savaş’a, Sabih Kanadoğlu’na cesaret aşılayan güç hangi güçtü acaba?
Hemşehrim Hilmioğlu ne demişti:
“Yüzde 95 oy alsanız yine sizi indireceğiz…”
Çakma ve yığma cesareti nihayet başına bela oldu…
Ne bilsin ki Demirel taktiğini her zatı kiram uygulayamaz… Demirel zor günlerin kolay adamı… Onun içindir ki Hüsamettin Cindoruk arkasını bırakmaz…
İsterseniz hepiniz birden cevap verebilirsiniz…
Bazı gazeteler, gazeteciler neden cüzamlı muamelesine tabi tutuldular? Dindarlıklarından mı, başka bir şey mi vardı?
Bilgilendirme toplantılarına davet edilmeyen televizyonlar hangi kabahati işlemişlerdi?
Kartel gazetecilerine benzemediklerinden, İslâmi hassasiyetleri olduğundan mı, yabancı ülkelerle işbirliği yaptıklarından dolayı mı?
İlahi söyleyen Kur’an kursu öğrencisi minnacık kız çocukları vatanı bölecekler miydi, yıkacaklar mıydı?
Cumhurbaşkanından koruculara kadar herkes cevabını versin ki, bizi meraktan kurtarsınlar.
===========
Deve midir, kuş mudur, sopa mı demokrasi?
Katır mıdır, eşek mi, sıpa mı demokrasi?
Öğrenmek istiyoruz, anlayan beri gelsin
Dağ mıdır, çukur mudur, tepe mi demokrasi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi