Metin Hasırcı

Metin Hasırcı

Balat'ta iftar çadırında

Balat'ta iftar çadırında

ASKON’un iftarındaydık Çarşanba günü, Ekrem Şama, Alaaddin Akyel ve bendeniz. Gayet samimi bir iftardı. Herkes biribirine aşina aynı hayat tarzının yolcularıydık. Mustafa Koca ve arkadaşları büyük gayret sarf etmişler, salonu adetâ bir buluşma şöleni meydanı hâline getirmişlerdi. Eresin Otel kurulduğundan beri mâneviyatçı düşünce sahiplerine sadece hizmet anlayışının gereği değil, mukaddes bir yolun erlerine salonlarını tahsis etmekteki memnuniyetini, personelin sıcak ve kibarâne yaklaşımıyla da ortaya koymuş oluyordu. Genellikle SP taraftarı zevatın kahir ekseriyeti teşkil eden salondaki hazirun, Genel Başkan Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un fazla uzun olmayan konuşmasından istifadeyi azami şekilde alabildiler. Hükümetin açılım projesini çok nâzik bir dille eksikliklerini de ortaya koydu. İzahları, dinleyenlerde hükümetin, bunlara kulak vermesinin gerektiğine kanaat getirdiği hissine kapıldım. Hem de Kürt açılımı denmesinin hoş olmadığını belirten yaklaşımı gösteren Kurtulmuş’a, dinleyenlerin samimi duygularla başarılar dilediklerini hissettim.
Nitekim, Sayın Genel başkan “gönül birlikteliği” adlı bir basın toplantısı yapacağını da beyan ettiğinde, muhalefetin bu anlayış içinde yapılmasının takdire şâyan tarafını görmek kâbil oldu. CHP’nin ve MHP’nin iktidara puan kazandırmaktan başka bir şeye yaramayan hırçınca ve partime ne kazandırırım tavrına dayalı tutumları, milli görüş dolayısıyla Sayın Genel Başkanın ortaya koyduğu tezler, salonda bulunan AKP’li hükümette yer alan zevatta da, bir memnuniyet uyandırdı sanıyorum. Anadolu Arslanlarının yıllardır devam eden geleneksel iftarlarına ilk defa katıldım ve bundan da pek bahtiyar oldum.
Saadet Partisi’nin ve Anadolu Gençlik derneğinin kıymetli yöneticileri bu iftara ehemmiyet verdiklerini milli görüşün kurulmasına vesile olduğu ASKON’un da, kimseye ayırım yapmadan fakat milli görüşçülere samimi muhabbetlerini görmemek mümkün olmadığı gibi yazmamak da gösterdikleri vefaya, bivefa olmak addedilebilirdi. Onun için yâni bivefa olmamak için klavyenin tuşlarına basıyorum.
İLYAS TÖNGÜŞ VE KEREM ÖNCEL BEYEFENDİLER
Numan Bey ve Erol Erdoğan Bey ve arkadaşları yemeklerini çabuk yiyerek akşam namazını edaya geçtiler. Biz de taamı bitirip namaza geçerken, Sayın Genel başkan her zamanki nezaketiyle hatırımızı sordular ve dua istediler. Biz de başarılarının ziyadeleşmesine yardımcı ve duacı olduğumuzu söylemek suretiyle gösterdikleri yaklaşıma teşekkürlerimizi bildirmek imkânı bulduk.
Salona dönüyorduk ki, Sevgili Töngüş ve Öncel de eday-ı sâlat etmişlerdi. Büyük bir samimiyetle ve yaşlıya hürmet dolu bu iki güzide kardeşimiz bizi pek mütehassis eden ifadelerle selamlayıp kucakladılar. İlyas Töngüş Beyefendiye bir istirham da bulundum. Kendileri bunu daha evvel de söylemiş bulunduğumu hatırından çıkmadığını, hâtta bu mesele ile alakalı olarak Ali Özdemir Beyefendiyle mükalememizi hatırlattığında, güçlü bir hafızanın çarçabuk bir refleksle bağlantıyı temini, görevdeki istikrarın elbette istinatlardan biri olduğunu gösteriyordu. Birkaç dakika sonra İlyas Bey’in kıymetli yardımcılarından bir dostumuz; ‘Hocam, İlyas Bey 30/Ağustos’ta Malazgirt’e gelmeniz için, sizi dâvetle beni vazifelendirdi’ dediler. Hay hay dedim. 1071/26/Ağustos Sultan Alparslan’ın Anadolu’yu Müslümanlara vatan yapan zaferin 938. yıldönümüydü. Böyle bir toplantıya dâvet edilmek dahi benim için bir iftihar vesilesidir. Ziyade memnuniyetimi sürdürürken aklıma, birden bire Fâtih SP ilçesinden Taceddin Bey’in Balat‘taki iftar çadırına dâvetini ve bir sohbet sözünü benden aldığını hatırladım. Eyvah, bu kadar yıl sonra ilk defa başıma geliyordu böyle bir şey. Verdiğim sözden kaytarmak adetim olmadığı için eski dostum kıymetli kardeşim eski Milletvekilimiz Hukukçu Abdülkadir Öncel Beyefendinin mahdumu Anadolu Gençlik Derneği başkanı Kerem Öncel evladımızı aradım ve düştüğüm bu zor durumu anlattım. Yüreğime su serpen sözleri, ‘merak etme hocam, ben hallederim’ demek suretiyle o sıkıntıdan bendenizi hâlas ettiler. Biz de C.tesi teravihden sonra Balat’da Kıbrıs zaferimizi anlatmağa çalıştık iki saat süren bir konuşma ile milli görüşün, bu zaferdeki payının büyüklüğünü, hükümet içinde yapılan müzakereleri, savaş esnasındaki ahvali, işin târihi gelişimini arz ettik dinleyicilere. “Milli Görüş Zaviyesinden 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı” adlı 416 sahifelik kitabımıza da alaka gösterildiğini buradan teşekkürle yâd etmeği vazife biliyorum. Konferans’ın sonunda çadır dışında kâmil insanlarla bir yarım saat kadar süren sualli cevaplı mükaleme sonunda anladım ki, bütün ilçelerimiz ve AGD’lerimiz bu Kıbrıs konferansına muhatap olunmalı. Çünkü; bu olayın üzerinden 35 yıl geçti. Bizim mahalle bu mevzu da pek bilgilendirilmedi. Geçtiğimiz günlerde Muhterem büyüğüm Adalet eski bakanı İsmail Müftüoğlu Beyefendinin az sayı da yayınlanmış olan “Bilinmeyen Yönleriyle Kıbrıs Barış Harekâtı ve Perde Arkası” adlı kitabı daha ziyade Cenevre müzakereleri ve işin uluslararası siyasi tarafını delillerle işlerken, bizim de yukarıda adı geçen kitabımızda, savaşın ve birçok vak’anın analiziyle takdim edilmiştir. Bu iki eseri PK.9/Sarıgazi PTT’si/Sancaktepe adresinden veya benim emailim olan [email protected] adresimden isteyebilirsiniz. Ödemeli olarak gönderilir. Fiemanillah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Metin Hasırcı Arşivi