Serdar Arseven

Serdar Arseven

İrfan Erdoğan'ın istifası… Bakan'ın 'Kâr-Zarar' hesabı!..

İrfan Erdoğan'ın istifası… Bakan'ın 'Kâr-Zarar' hesabı!..

İster “tembellik” deyin, ister “kolaycılık…”
Bugünkü yazımın büyük bir bölümünü bundan yaklaşık bir buçuk yıl önce kaleme aldığım bir “makale” oluşturacak…
Benim için önemli…
Zira “Gerçeklere dikkat çekmiş olmamdan dolayı, bazı dostlarımdan tepki almama sebep olan bir yazı”ydı…
Son gelişme; o yazının “Ne kadar isabetli ve gerekli olduğunu” belgeledi maalesef!..
Hani…
AK Parti’nin ve Sayın Milli Eğitim Bakanı’nın “kadrolaşmaya ağırlık verdiği” filan iddia ediliyordu da…
“Ne kadrolaşması, kardeşim!..
Asıl kadrolara yasakçılar atanıyor” demiştik…
“Hükümetin atadığı bürokrat, hükümeti takmıyor!..”
“Dahası… Bakan’ın altını oymak, onu sıkıntıya sokmak için elinden geleni yapıyor!..”
Vesaire…
Dur bakayım;
Evet, taaa 16 Kasım 2006’da yazmışız…
Başlığı da…
“Ne Kadrolaşması… Onu da Sayın çelik atadı!..”
Hüseyin çelik’in atadığı…
Ve yıllar boyunca görevde tuttuğu Bürokrat’a,
Talim Terbiye Kurulu Başkanı İrfan Erdoğan’a dikkat çekiyorduk!
O günlerde…
Eğitim Bir-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu ve Sendika Genel Sekreteri Halil Etmeyez’in de şahitlik ettiği bir sohbetimiz olmuştu kendisiyle…
AK Partili Milli Eğitim Bakanı’nın atadığı Bürokrat resmen
“Katsayı zulmü”nü savunuyordu!..
Milyonlarca gencimizi perişan eden “Katsayı haksızlığının” devam etmesinden yana tavır alıyordu…
Bu haksızlığın 28 Şubat ürünü olduğunu, milyonlarca gencin ideolojik yaklaşımlarla mağdur edildiğini hatırlattığımızda ise…
Şu “çarpıcı” karşılığı veriyordu:
“Sayın Bakan, benim ‘katsayı meselesine’ nasıl baktığımı çok iyi bilir!..”
Ne mânidar bir “tavır” değil mi?..
“Sayın Bakan, beni bu göreve katsayı haksızlığından yana olduğumu bile bile getirdi… Size ne oluyor!..” der gibi!..
Doğrusu;
Bürokratın sözlerinden alacağımı almıştım…
Eğitim Bir Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu ise…
Erdoğan’ı “insafa” davet ediyor…
“Bu uygulamanın mağdur ettiği gençler var, onların da hakkını bir şekilde teslim etmemiz gerekir” lâfını söyletmeye uğraşıyordu…
Sayın Başkan’ın, gayret sarf etmesi iyiydi de…
Nafileydi!..

İşte efendim…
O yazımızda, İrfan Erdoğan’ın “Meslek Liseleri ve özellikle de İmam Hatipliler” hakkındaki olumsuz sözlerini aynen yansıtmıştık, “Vazifedir” diye…
Yansıtmıştık…
Ve…
AK Partili bir Bakan’ın, “katsayı zulmünün devamından yana olan” bir Bürokrat’ı atamasının…
Yola onunla devam etmesinin “sakıncalarına” dikkat çekmiştik…
E, bizden bu kadar…
Bakan değiliz ki; “Gel bakayım buraya sevgili kardeşim!..” diyelim…
Ve…
Sayın Bürokrat’a, “zihniyetine daha uygun bir yerde” görev yapmanın yolunu açalım!..

Efendim… Bunları yazmışız…
Aradan bir buçuk yıl geçmiş…
Bugün…
AK Partili Bakan Hüseyin çelik’in atadığı o bürokrat…
İrfan Erdoğan…
“İstifa ettiğini” açıklamakla kalmıyor…
“Cumhuriyetin temel niteliklerinin korunmasıyla- Bakan’ın uygulamaları”na dair, “alabaykal” yorumlarda bulunuyor!..
Buradan baktığımda…
İrfan Erdoğan’da “kabahat” göremiyorum!..
Ne yapsın yani;
O kritik göreve, kendi kendisini atamadı ki!..
“Kritik görev” dedik…
Açalım bari…
Talim Terbiye çok önemli…
Eğitimin “siyasi politikalarını” belirleyen tek kurum!..
Derslerde hangi konuların işleneceğini, hangi kitapların okutulacağını bu kurum belirliyor…
Şu söylenebilir ki:
Bu makama kimin getirileceği, neredeyse kimin Milli Eğitim Bakanı olacağı kadar önemli!..
Diyeceksiniz ki;
“Madem böyle…
Koca Milli Eğitim Bakanı, nasıl oldu da, Talim Terbiye Kurulu’nun başına İrfan Erdoğan’ı getirdi?..”
Hemen cevap verelim:
Sayın Bakan bu tasarrufuyla laikçi-sol kanadın hücumlarını asgariye indirmeyi hedefledi!..
Bunu düşündü de…
Hesabı tutmadı, -maalesef!..-
Laikçi-sol, (Baskı nasılsa sonuç veriyor diyerek) daha da büyük bir iştahla saldırdı, Bakan’a…
İrfan Erdoğan’ı “jest” olarak atamış olmasına rağmen, etmedik hakaret, yöneltmedik suçlama bırakmadı!..
O taraftan umduğu neticeyi alamayan Sayın Bakan, kamuoyunun gündemine pek gelmeyen başka sıkıntılar da yaşadı…
Göreve atanışının daha ilk günlerinde Talim Terbiye Kurulu’nun diğer üyeleriyle karşı karşıya gelen İrfan Erdoğan’ın nihayet kendisiyle de zıtlaşması, Bakan’ı hayli bunalttı...
İrfan Erdoğan’ı kritik bir göreve atamak suretiyle şer odaklarının “on puanlık zararını dokuz puana indirmeyi” hedefleyen Sayın çelik…
Bu sayfayı “otuz puanlık zararla” kapadı…
Ne diyelim… Geçmiş olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi