Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Ahi Tuman Baba

Ahi Tuman Baba

Dadaş Erzurum’un dertleri bitecek gibi değil. Ne kadar yazılırsa yazılsın, konuşulursa konuşulsun, madalyasız şehirlerimizden “Gazi Kahraman Erzurum,” çileyi kendisine yoldaş eyleyip, birlikte yaşamaya devam ediyor.
Erzurum’un çilesini ilmek ilmek Palandöken’e dizseniz, yine de bitecek gibi değil. Bugünkü derdi; “aş, ekmek, işsizlik,” gibi gözükse de Erzurumlu bu meselelere çok fazla aldırış etmiyor. Erzurumluların en ümmisi bile tarihine, kültürüne, âlimine, bilginine, dini önderlerine, evliyasına, velisine, sahabesine sahip çıkmak istiyor.
Geçen ay Erzurum seyahatimde şahit olduğum acı bir tablo vardı. Kültür Bakanlığı’nın, Vakıfların veya Erzurum Belediyesi’nin büyük ayıplardan birini o günlerde yazmamıştım. Bu ayıp hangisine aitse giderilmeli. Ortada tarihe ve kültüre karşı yapılmış bir yazık var çünkü.
Anadolu’yu mamur eden, imar eden; savaşta, barışta, depremlerde, yangınlarda, büyük küçük göçlerde, iç kargaşalarda, velhasıl çok dinli ve çok ırklı zamanların yaşandığı Anadolu topraklarında; ticari hayatta ve hukukta emsali görülmemiş bir iş ahlakı düzeni kurarak; adaleti ve insan haklarını tesis eden “Ahilik” teşkilatını bilmeyen yoktur.
İşte bu teşkilatın Erzurum’daki kurucusu olan ve ölümüne kadar da başında bulunan “Ahi Tuman Baba”nın türbesi, bugün harabeden de öte tam bir çöplüğe dönmüş vaziyette. “Bu hali kimse görmüyor mu” diye sorduğumda, meğer bilmesi ve görmesi gereken herkes pekâlâ biliyor ve görüyormuş.
Erzurum Valiliği, Belediye, Kültür Bakanlığı, Vakıflar; hepsinin de haberi varmış. Türbenin yanından geçmeye korkuyor insan. Bir millet ve bu milletin yöneticileri tarihe ve kültüre böylesine nasıl ilgisiz kalır, Erzurumlu şaşkın. Daha ilerisini yazacağım fakat Ahi Tuman Baba’nın; “ahilik” hatırına şimdilik nazik geçiyorum.
Belki resmi idareciler kendilerine göre birtakım gerekçeler ileri sürebilir ama bu mazeretler, Ahi Tuman Baba Türbesi’nin; hırsızlara, köpeklere, kedilere, farelere yuva olmasına sebep değildir. Hiç olmazsa insan etrafını temizler ve harabe halinin daha da içler acısı duruma gelmemesi için bazı önlemler alır.
Erzurum’un ve Erzurumlunun tarihine yakışmayan böylesine ayıplı duruma birilerinin “dur” demesi lazım değil mi? Kültür Bakanı, belli ki bu milletin tarihine, kültürüne uzak biri. Fikri yapısı da müsait. Bunu defalarca gördük ve bildik. Hiç olmazsa Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt el atmalı. Sayın Beyazıt çok duyarlıdır, öyle bilir, öyle işitirim.
Oysa baykuşların dahi konmaya tenezzül etmediği Ahi Tuman Baba Türbesi’nin hali defalarca dile getirilmiş. Erzurum Belediye Başkanı Ahmet Küçükler 2004 yılında, “Ahi Tuman Baba Kümbeti'nin etrafının açılması için çalışmaları hemen başlatacağız” diye söz vermiş ama o günden bu yana hiçbir gelişme olmamış. Ahi Tuman Baba, çocukları ve eşine ait mezarlar, defineciler tarafından açılmış, kemikler ve mezar taşları etrafa saçılmış.
Tarihçi Muzaffer Taşyürek, kümbetin 1970'li yıllara kadar ayakta durduğunu, Erzurum eski Valisi Ahmet Kayhan döneminde bir çalışmanın başlatıldığını fakat sonuçlanmadığını, kümbetin tavanının çöktüğünü ardından da kabrin açıldığını söylüyor.
İbn Batuta ise seyahatnamesinde, Ahi Tuman Baba’yı şöyle anlatıyor: “Bu şahıs pek yaşlı olup 130 yaşını aştığı söylendiği halde hâlâ bir değneğe dayanarak yürümekte, hafızası yerinde durmakta, beş vakit namazını kılmakta idi. Yemekte bize şahsen hizmette bulundu. İkinci gün yola çıkmak istediğimizde ise bize gücenerek razı olmadı.”
Ahilerin ilginç misafirlik kuralları vardır. İbn Batuta’da bunlardan birine Ahi Tuman Baba’da şahit olur. İbn Batuta ve arkadaşları Erzurum’da, yaşının 130’u geçtiği söylenen ve hâlâ dinç olan Ahi Tuman’ın tekkesinde konaklarlar. Misafirliklerinin ikinci gününde yola çıkmak isterler fakat Ahi Tuman Baba karşı çıkarak şöyle der: “Eğer böyle yaparsanız şehirde bizim itibarımızı yok etmiş olursunuz! Çünkü konukluk en aşağı üç gün olmalıdır, kalmalısınız.”
Evet, Ahi Tuman Baba’nın itibarını korumak kime düşüyorsa harekete geçmeli. Ben üzerime düşeni yaptım ve gücümün yettiğince duyurdum. Daha da üzerime düşen bir vazife varsa hazırım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi