Hangi söze?
Korkarım siz ayakta uyuyorsunuz... Ya da değerli medyamızda yer alan beyanatları dinlemiyorsunuz...
O söz, her babayiğidin söyleyeceği söz değil... Mangal gibi, hatta kümbet gibi yürek isteyen bir söz...
Demirel havalisinde araştırma yapmanıza gerek yok...
Hatta Demirel muhibbi Cindoruk’tan da sadır olmamıştır...
Önce kaynağını araştıralım:
Bütün çağların büyük hukukçusu sayın Sabih Kanadoğlu canibinden uçurulan bir güvercinle, bütün çağların en en büyük, en tutarlı siyasetçisi Abdüllatif Şener beye ulaştırıldığını tahmin ediyorum...
Şeker tadında bir söz:
Partisinin Bolu’da vermiş olduğu iftar yemeğinde konuşmuş Türkiye Partisi Genel Başkanı sayın Şener...
İstanbul’daki sel felaketine radikal bir çözüm bulmuş...
Diyor ki:
“Belediye başkanı, sayın Başbakan, hükümet, yani sorumlular olaya öyle bir yaklaşım gösteriyorlar ki, hayret etmemek mümkün değil... Çok partili siyasi hayata girdiğimiz günden bu yana Türkiye’de görev yapmış tüm belediye başkanları, Türkiye’nin çarpık kentleşmesinden sorumludurlar... Bunun cezasını çekmeliler... Hak ettikleri ceza: İDAM’dır... Amma Anayasa’da idam cezasının kaldırılması ile ilgili maddeye bir parantez açılarak -belediye başkanları hariç- yazılabilir...”
Özlediğimiz evrensel hukukun temel noktalarını ne güzel ifade etmiş görüyorsunuz...
İtfaiye meydanına sıra sıra darağaçları kurulsa, yüzlerce, binlerce belediye başkanlığı yapmış zevat sallandırılsa fena mı olur?
Türkiye Partisi bana göre geleceğin iktidar kuşunu yakalamış...
Helal olsun!..
Ne var ki, Tayyip Erdoğan ile parti kurarken, yıllarca Başbakan yardımcılığı yaparken şimdiki fikrinin kıyıcığından bile geçmemişti...
Bir zamanlar Tayyip Erdoğan’ı övmekle bitiremezdi...
Yolları ayrılınca... Yani AKP’den istifa ederek, yeni ufuklara yelken açtığı günleri hatırlıyorum... Hani AKP’nin kapatılma ihtimali artmıştı... Yeni bir parti, hem de AKP’ye ters düşen bir parti kurulursa, dağılacak partinin döküntüleriyle ne güzel bir iktidar yolu açılırdı...
Olmadı...
Umutlar aynen Ayamama Deresi’ndeki vaziyette sele gitti...
Abdüllatif Şener bey akıllı adamdır... Kendilerini yakından tanırım...
O, Turhan Çömez, Emin Şirin gibi erken tufaya gelmedi... Daha akıllı bir çıkış, daha tez iktidara konuş projesi uyguladı...
Ya şimdi?
Şimdi, Türkiye’de belediye başkanlığı yapmış kim varsa, parti farkı gözetmeden hepsini ipe çekecek...
Memleket böyle kurtulur!..
Değiştir Anayasa’nın bir maddesini... Kuruver İstiklâl Mahkemeleri gibi tam yetkili mahkemeleri... O günkü meşhur 3 Aliler yerine bugünkü 3 deliler tedarik et, silip süpürsün ortalığı...
Bence bir maddecik daha eklenerek, “AKP’de Başbakan Yardımcılığı yapanlar da idam edilmeli” dense, kıyamet mi kopardı?
Hatırlatırım sayın genel başkana...
Sevdiğimi bilmesini isterim...
Baksanıza, bir günümü kendisini anlatmaya hasrettim...
Ben bu kıyağı Deniz Baykal’a, Devlet Bahçeli’ye bile yapmadım...
KADİR GECESİ notu:
Elhamdülillah bu Ramazan ayı içinde dindarlar fazla bir hasara uğramadılar...
Holding medyaları kendi dertlerine düştüklerinden, oruç yeme, adam dövme senaryosu yazamadılar...
Vakitlerini ve vaktimizi dandik bir Umre masalına bağladılar...
Nereden nereye..
Ey Allah’ını bilenler, ey Müslümanlığı tercih edenler, mübarek KADİR GECENİZ hayırlı, uğurlu olsun... Sağlıkla, sıhhatle tekrarını görmeniz için duacıyım...
===================
Toprağa çekirdek at, kırk günde kabak olur
Baba kaypak biriyse, evladı kaypak olur
Siyaset sahnesinde rol kesen kirlilerin
Ne sözleri, özleri, ne yüzleri ak olur...