Kimileri Laf Kimileri İş Üretir
Dünyanın her yerinde iki kesim insan tipi vardır. Bir kesim ki, bu kesimin tuzu kuru, bir elleri yağda bir elleri baldadır. Tuzlarının kuruluğu ise alın terlerinden değil, başka yollardandır. İşte bu kesim sadece laf üretir.
Yalnız laf üretirken iyilik üzerine değildir sözleri. Keşke adam gibi laf üretseler, yüreğimiz yanmaz ama hep fitne ve fesat üzerine tohum eker sonra da ektikleri tohumları ortalıkta bırakıp, keyiflerine bakarlar.
İkinci kesim ise devleti ve milleti sahiplenmenin şuuru ile sadece iş üretir ve faydalı hizmetlerde bulunurlar. Toplumun iyi zamanında da kötü zamanında da her ferdin yanında olmayı bilir ve yüreklere, gönüllere, kalplere, dayanışmalara, paylaşmalara hizmet eder; toplumun sosyal ve ekonomik dengesinde birer unsur olmaya çalışırlar.
İşte bu unsurların başında sivil toplum örgütleri gelir. Yerli kaynaklı sivil toplum örgütlerinden bahsediyoruz tabii. Avrupa’dan Amerika’dan veya dibi doruğu belli olmayan yabancı kuruluşlardan milyon dolarları alıp, cukkalarına indirdikten sonra Türkiye’nin en mazbut şehirlerinde kız erkek karışık öğrenci yurtları veya evleri meydana getirip, toplumun değer yargılarını çökertmek isteyen zihniyetlerden söz etmiyoruz.
Geçtiğimiz hafta bir sel felaketi yaşandı. İstanbul ve Trakya bölgemizde can ve mal kayıpları oldu. Bu felaket üzerine bir kesim sürekli laf üretti, bir kesim de maddi ve manevi yardımlarla felaketzedelerin yanında oldu. Laf üretenlerin başında ise CHP ve aynı çizgide nefes alıp veren malum medya geldi. Kızgınlıkları, öfkeleri, ellerinden yüzlerinden aktı durdu.
Hükümete ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine küfredebilmek için yağmur imdatlarına yetişti. Sel dişlerinin gamaşığını almak için aradıkları en iyi fırsat oldu ve hemen değerlendirerek nemalandılar. Sel felaketi halka dert, onlara huzur getirdi.
Oysa sel felaketinin neticesine baktığımızda ne hükümetin ne de belediyenin belirgin bir ihmali görülmüyordu. İhmallerin altından yine CHP ve aynı zihniyetteki çevreler çıktı. Ama bu kısma kimse girip de tek söz etmedi. Adeta dilleri lal, gözleri görmez, kulakları duymaz oldu.
Gelelim iş yapanlara. Her afette halkımızın imdadına koşan sivil toplum kuruluşlarını hemen herkes bilir. Sözünü ettiğimiz ve adam gibi iş yapan hayır kurumlarımızın başında hiç ilgileri olmadığı halde, CHP ve benzeri zihniyetteki çevrelerin; iftira, fitne ve fesatlarına kurban giden Türkiye’de kurulu “Deniz Feneri” gelir.
Diğer sivil toplum kuruluşlarımız, “Kimse Yok mu” ve “İHH” gibi Deniz Feneri de en eski yardım derneği olarak, dünyada ve Türkiye’de insanların yaralarını sarmaya devam etmektedir. Laf üretenler kavga ve kargaşalarına emek harcarken, Deniz Feneri de selzedelere; gıda, giyim, yiyecek, içecek ve ev eşyası yardımlarını anında ulaştırmıştır.
CHP lideri Baykal ve onun gibiler, Ankara’da hükümete ve belediyeye karşı çirkin siyaset yaparak küfür ve hakaretlerini sürdürürken, Deniz Feneri ve sağduyu sahibi diğer sivil toplum kuruluşlarımız da halkımıza şefkat elini uzatarak halen yanlarında ve yörelerinde hizmete devam etmektedirler.
İşte anlatmak istediğim örnek budur. Birileri söverken, birileri seviyor. Belki yeri değil ama burada şu sitemi yapmak zorundayım. “Ne yazık ki, bu ülkede sövenler hep el üstünde tutulur, sevenler ise ötelenir. Sövenlerin sesi bir çıksa, bin gibi sunulur. Sevenlerin sesi koro halinde dağı taşı inletse cılız takdim edilir. Buna da bu fakirin yüreği hep isyan eder ama aklı erip de gücü yetmediği için sessiz kalmayı yeğler.”
Kısacası fitne ve fesatlara aldırmadan, dedikodulara inanmadan, birisi bize haber getirdiğinden şahitleriyle kaynağından doğrultmadan, değerlerimizi zayıflatmamalı ve birbirimize sahip çıkmalıyız.
Aksi takdirde böyle kurumlarımız olmazsa halkımızın yarasını laf üretenler değil, yine bunlar saracaktır. Cüzdanları ile vicdanları arasında irtibatı koparanlar, hayır ve hasenattan hoşlanmazlar. Hayır ve hasenattan hoşlanmak için biraz olsun manevi bir altyapı ister. Hiç değilse bu gerçeğin farkında olalım yeter a dostlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.