Ramazan-Oruç-Bayram
RAMAZAN:
Sair aylardan ayrıcalığı olan, özellikleri belirtilmiş, müstesna bir aydır...
Yani, Müslümanların ayı...
Sair aylar ise herkesin ayları...
Onun içindir ki, 11 ay uyanmayan şeytani öfkeler bu ayda uyanır...
Hiç kimse, “Yahu sizi Ramazan’a davet etmiyoruz, zorla şartlarına uymalısınız” demiyor...
Niye bu düşmanlık?
12 ayın içinden bir ayı çok mu görüyorsunuz?
Yoksa, yoksa şeytanın bağlanmasından mı tedirgin oluyorsunuz?
O eskilerde kaldı...
Şeytan şimdi saygısız, görgüsüz, sevgisiz adamların şerrinden korkarak düzlüklere inmiyor ki...
Bırakın bu ayı kabullenenler doya doya ihya etsinler ruhlarını...
ORUÇ:
Felsefi gerekçelerle açıklanacak bir eylem biçimi değildir oruç...
Emr-i İlahi olduğundan dolayı tutar Müslümanlar...
Gayrimüslimlerin de kendilerine göre oruçları olduğu malum...
Sabahtan akşama değin aç kalmak, susuz kalmak oruç sayılmaz...
Uyulması gereken şartları var...
Hissedilmesi gereken manevi bir atmosferi var...
Fakir ile zengin arasındaki uçurumu en aza indiren özellikleri var...
Devletin askeriyle, zabıtasıyla yapamayacağı/yaptıramayacağı irade disiplini vardır orucun içinde...
Oruç tutan müminlerden oruç tutmayanlara bir zarar gelmez... Hatta İslâm düşmanı, oruç muhalifi kart kefereye de zararları olacağını hiç sanmıyorum...
Peki niyedir bu oruç ayı Ramazan’daki kışkırtıcı senaryolar?
Tıynetten olsa gerek...
Mezhebi farklılıktan dolayı oruç tutmayan komşu köylerden tanıdıklarımız gelirlerdi Ramazan ayında... Onlara yemek yapardık, ağırlamak isterdik, saygılarından dolayı kapalı yerde bile su içmez, yemek yemez, gerçek insanlık örneği gösterirlerdi...
Şehirler daha bir tehlikeli bu hususta...
Gazetelerde, televizyonlarda, ne acıdır ki bazı siyasi mahfillerde enva-i tür fitne/fücur dolapları çevrilir bu ayda...
60 sene düşünse şeytanın aklına gelmeyecek yalanları, yobazlıkları, edepsizlikleri bir/çok iftira pazarında sergilerler utanmadan.
Karşı tarafı sindirmeye, korkutmaya güçleri mi yetecek?
Asla mümkün değil...
10 yıl önceye, 40 yıl önceye göre durum daha da fevkalade iyi...
BAYRAM:
Bir kısım devrim yobazı tarafından ismi bile değiştirilmeye çalışıldı bilirsiniz... Müslümanlara ait 2 bayram var... Ramazan ve Kurban bayramları...
Fikir hödükleri ille de bozmaya niyetliler ya, “Şeker Bayramı” diye yırtınır dururlar her yıl..
Şekerin bayramı mı olur bre cahiller... Şeker fabrikaları, şeker tüccarları bile “şeker bayramı” yapmazlar, kutlamazlar...
Peki size ne oluyor?
Unutturmak mı istiyorsunuz?
Batılı ne idüğü bilinmeyen papazların ihdas ettikleri, “Babalar gününü, dedeler gününü, anneler gününü, sevgililer gününü, ibnelik günlerini, züppelik günlerini” kutlarsınız... Başkalarını da kutlamaya teşvik edersiniz...
İslâmi kaynaklı bayramlardan ürkmenizin sebebi nedir?
Bayramlarda Müslümanlar çocuklara oyuncak alırlar... Buna bakarak bu bayramın adını “oyuncak bayramı” mı yapalım?
Ikınıp sıkınmayın, adam gibi bir cevap verin be Ramazan, oruç ve bayram düşmanı hokkabazlar...
Ya da:
Kurban Bayramı’mıza “et bayramı” demenize ne kaldı?
Hiçbir surette gücünüz yetmeyecektir İslâmi kavramlara kalıp değiştirtmeye... Diyorum ki:
Yeter artık, edeplice yerinizde durun!..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.