Bayram insanı bütünler
Yarın bayram, Ramazan bayramı... Türkiye’nin en yaygın ve geniş katılımla kutlanan bayramı. Öyle ilânlar vermekle, afişler asmakla, propaganda yapmakla, kanun koymakla katılım sağlanan bir bayram değil...
Kendiliğinden, tabiî bir bayram. Ezan gibi, selâm gibi. Su gibi, hava gibi.
Tanklar, toplar geçmiyor, jetler uçmuyor, askerler raprap yürümüyor. Hançereleri yırtarcasına hamasî nutuklar atılmıyor. Bu bayramın kutlandığı bir alan, bir merkez, şaşalı bir sahne de yok. Katılım şarta bağlı değil. Katılımcıları farklılaştıran tribünler, teşrifat vesaire sözkonusu değil. Bütün yurt, hatta yeryüzü bayram yeri. Bayram herkesin evinde, yuvasında! Herkes bayramın muhatabı. Fakirler, düşkünler, güçsüzler, hele de çocuklar...
Dedeler dedeliğin, nineler nineliğin, evlatlar evlatlığın, torunlar torunluğun farkında. Bayram, sıra ve saygı öğretiyor. Gevşemiş aile bağlarını sıkılıyor. Şehirlerin hayhuyu içinde yalnızlaşan insanı bir araya, yüz yüze getiriyor. Küslükleri, dargınlıkları unutturuyor.
"Bayram etmek" sırf kendisiyle, çoluk çocuğuyla değil; konu komşu ile eş-dost ve akrabalarla, giderek bütün müminlerle, toplumun tümüyledir. O yüzden olanlardan olmayanlara, bulanlardan bulamayanlara bir akımın olması, karşılığında Allah’ın rızasının tahsil edilmesi lâzımdır.
Hayır yapmayı, ikram etmeyi, ikram kabul etmeyi unutmuş modernlik bir süreliğine tatile gönderiliyor...
Gerçek bir zafer bayramı, fakat mağlub edilen yok!
Elbette bu zaferin galipleri var, fakat zaferi öncelikle kendi nefslerine karşı kazanıyorlar. Zorlu nefslerine diz çöktürüp koca bir ayı oruçlu geçiriyorlar. Haramdan sakınıyorlar, hayır yapıyorlar, şeytanın insanı kullanma alanını daraltıyorlar.
Bayram günlerinde geçmişler de yalnız bırakılmıyor. Mezarlıkların bayram kalabalığı büyük şehirlerde trafik tıkanmalarına yol açıyor. İnsan varlığının bu dünya-öte dünya bütünlüğünü en çok bayramlarda idrak ediyoruz.
Bayramlar kendimizi bilme, nereden gelip nereye gittiğimizin muhasebesini yapma günleri aynı zamanda.
Hacı Bayram Veli beş yüz küsur yıl önceden söylüyor:
Bilmek istersen seni
Can içre ara canı
Geç canından bul anı
Sen seni bil sen seni..
İnsanın kendini idrak etmesinin, insan olarak varlık sebebini kavramasının önünde sayısız engeller vardır. İş-güç gailesi, her türlü hırs, ihtiras insanların gerçeği görme hislerini dumura uğratmaktadır. Küçük menfaatler, ufak kazançlar (velev ki büyük kazanç ve menfaatler sözkonusu olsun) insanın fâni hayatının ilk ve tek gayesi olmamalıdır. Hacı Bayram’ın deyişiyle insan "dünyaya gönül vermemeli"dir.
Bayramda, ibadetlerde insanı insan yapan nice sırlar ve hususiyetler vardır. Oruç tutup, diğer ibadetleri yerine getirip, bayramı kendi gerekleri içinde idrak eden insanlar hem kendilerini olgunlaştırır, kemale erdirir; hem de çevrelerinin, yani toplumlarının güzelleşmesini sağlarlar.
Bayramlar bu anlamda çevre güzelleşmesine yol açacak kutlamalarla amacına ulaşır.
Bayram insanı bütünler. Eviyle, ailesiyle, milletiyle, geçmişiyle bu ve öteki dünyasıyla...
Okuyucularımın, kaç asırdır bayramları buruk karşılayan âlem-i İslâmın ramazan bayramını tebrik ediyorum...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.