Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Yandaş olsun-yoldaş olsun-bizim olsun mu?

Yandaş olsun-yoldaş olsun-bizim olsun mu?

Kimi var açık/saçık oynuyor meydanlarda
Kimi var tesettüre girmiş kapalı kutu.
İktidar, muhalefet hep yüce makamlarda
Seviyor, cilalıyor kendi yaptığı putu.
Bir “yandaş” edebiyatı, ya da hakareti aldı başını gidiyor..
Muhalefettekilere göre AKP’nin tavuğuna tavuk demek yandaşlık..
İktidara göre, gece-gündüz demeden kılıç/kalkan oyunu oynamanın tercümesi hem yandaşlıktır, hem yoldaşlıktır..
Bu ithamlardan kimseye bir zarar gelmez..
Ne hapis yatma riski var, ne de tazminat ödeme korkusu.. Maalesef ölçüyü öyle kaçırıyorlar ki, nefsinize dokunuyor, içinizden çok şeyler söylüyorsunuz.. Bir insanın bir siyasi partiye yandaşlığı olur mu?
Kesinlikle olur..
Yandaşlığını yazılarıyla, konuşmalarıyla meydana vurur zaten.. Ne yazık ki “militan hukukçular”, ipini kırmış partizan sözcüler, medya imparatorluğunun besleme kalemleri, söz gelimi, Çukurova’yı sevmiyorlarsa, orada yaşayanların tamamı “yandaş”tır..
Mesela benim gazetem VAKİT, tüm beyinsizler indinde “yandaş” marka sahibidir..
Tabii ben de “yandaş” oluyorum bu mantıkla.. Benden daha realist, daha tarafsız olanlar da..
Niye?
Çünkü muhalefete koltuk değnekliği yapmıyoruz..
Toplu “yandaşlık” ithamına maruz kalan bendeniz sormak isterim:
“Hayatım boyunca ne Başbakan Tayyip Erdoğan’la yüz yüze geldim, ne de diğer parti mensuplarıyla..
Beni de yandaşlar içinde mütalaa eden, edepsizce saldıranlara şunu diyorum:
Müteaddit defa Çankaya Köşkü’nde, Başbakanlığa ait mekanlarda ağırlandınız, el sıkıştınız, yeri gelince yalakalık yaptınız, siz yandaş/yalaka olmuyorsunuz da ben niçin oluyorum?.
AKP hiçbir zaman övgüme mazhar olmadı.
Keşke daha ciddi, daha sorumlu bir politika takip etselerdi de ben onları övseydim..
Olmuyor ne yazık ki..
Ha iktidar, ha muhalefet, iki taraf birbirinin aynı..
Onun içindir ki 4 seçim geçti, hiç oy kullanmadım..
Böyle giderse, söz olsun oyumu kirletmeyeceğim..
Gerçekler ne ise, onu dillendireceğim.. Yeri gelince eleştirilerimi esirgemeyeceğim gibi, yeri geldiğinde ülkeme faydalı hizmetleri takdir ettiğimi açığa vuracağım..
Mesela “açılım” komedileri..
Elbette ülkemde kan dökülmemesi için ne gerekiyorsa, ivazsız-tavizsiz desteklerim.. Fakat görünüş beni şüpheye sevkediyor..
CHP’nin “çarşaf açılımı” ne kadar ciddi ve tiksindiricilikten uzak ise, aynen onun gibi önce “kürt açılımı”, bilahare isim değişikliği ile “demokratik açılım” aynı tutarsızlıktadır bence..
Bir açılım iddiası gerçekleşmeden ikinciye atlamak, yani Ermeni açılımına kapı açmak siyasi atraksiyondur.
Ben de şüpheliyim ABD’nin ve AB’nin bastırmasıyla alelacele Ermeni açılımının gündem işgal etmesinden..
Muhalefet meydana çıkıp eleştireceğine, kapıları, pencereleri kapatarak karanlıkta bağırıp-çağırmakla itibar devşirmeye çalışıyor..
Tabii yandaşlara, yoldaşlara gün doğmaktadır..
Ali’ler Erdoğan’ın heybetine mest olmakta ve sevgi yandaşlığını izhar etmekteler..
Veli’ler muhalefetin ne dediklerini bilmeseler de sert muhalefetlerinden, bağırtılarından dolayı yandaşlıklarını muhkemleştiriyorlar..
Her iki tarafta da mantıklı düşünenler vardır..
Siz kalkar da patronlarınızın, parti büyüklerinizin hatırı için her insanla polemiğe girer, onları “yandaş” etiketiyle lanse ederseniz kendi edepsizliğinizi meydana korsunuz..
Bizde, burnundan kavalla öpülecek yazar-çizer köleleri var..
Emirle hareket ederler.. Emirle töhmetlendirirler, emirle severler..
Köşk’te davet olsa hemen koşarlar. Başbakanlık’ta toplantı olsa çoraplarını ters giyer koşarlar.. Ne yazık ki bunlar aynı mekana adım atmamışları “yandaş” sayarlar..
Utanmaz yüzlere tükürseniz neye yarar ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi