Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Eyvaaah, Sinan desteğini çekebilirmiş

Eyvaaah, Sinan desteğini çekebilirmiş

Sinan çetin, sinemacı, reklamcı, oyuncu, on parmağında on marifet olan ve siyah giyinen bir adam. Geçtiğimiz seçimde oyunu AK Parti’ye vermiş. Şimdi ise AK Parti’ye verdiği desteği geri çekebilirmiş.
Haftanın belki de en önemli haberiydi. Gazetelerin büyük kısmı, internet haber siteleri bu haberi flaş diye duyurdular. Haberin flaşlık neresindeydi doğrusu anlamadım. Neredeyse meslekte 25 yılımı dolduruyorum, ama böyle bir haberin manşete taşındığını ilk defa gördüm.
Sinan çetin de AK Parti’ye veya diğer partilere oy veren vatandaş gibi yurttaşlık görevini yapan bir insandır ve sandığa gidip oyunu kullanmıştır. Gerçi Sinan çetin gibi keyif ehli birinin keyfini bozarak sandığa gitmesine de pek ihtimal veremiyorum ama neyse.
Peki, Hakkari’de oy veren çobanımızla Sinan’ın arasındaki fark nedir, bunu anlamadım. Olur mu canım, benimkisi de ne biçim laf. Biri çoban, diğeri sanatçı. Niye, çobanla sanatçının oyları farklı mı oluyor? Sandık Sinan’ın oyu gelince; “Heeyt yaşasın, ben artık artis olurum” diyor da, çobanın oyu gelince; “Eyvah, koyun olacağım” mı diyor?
Bu kadar da değil. Sinan çetin sanatçıdır. çoban sanatçı değil mi? Sinan’ın önüne iki tane koyun versen güdebilir mi ovalarda-dağlarda? Geceleri yatabilir mi yaylalarda? Koyun hastalanınca anlar mı derdinden? Ne zaman yer, ne zaman su içer, ne zaman tuz yalar bilir mi?
İyi de çoban, Sinan’ın yaptığı işi yapabilir mi? Bilir mi kamera nedir, açı nedir, bel planı nedir, göğüs planı nedir, ters ışık nedir, şaryo nedir, kurgu nedir, montaj nedir, senaryo nedir, snopsis nedir, set nedir, iç mekan, dış mekan bilir mi bunları? Bilmez.
O zaman öyleyse Sinan çetin’in oyuyla çobanın oyu nasıl bir olabilir ki? Neden olmasın, ikisinin de oyu bulundukları ortamda “bir” değerinde değil mi? öyle ama birisi toplumun önünde, diğeri toplumun içinde.
Toplumun önünde olunca ne oluyor? Topluma yön veriyor(!), toplumu bilgilendiriyor(!), toplumu aydınlatıyor(!), toplum ondan öğrendikleriyle yaşıyor(!), genel yaptıklarıyla, çektikleriyle halkı eğlendiriyor ve daha bir sürü işe yarıyor, güzel kadınlarla birlikte oluyor, onları sahneye çıkarıyor, insanlara gösteriyor, sanat yapıyor sanat. (!)
Tamam, bunları anlıyorum da, ben hâlâ AK Parti’ye verdiği desteğin bir oydan başka ne faydası olduğunu anlayamadım. Pardon bir faydası var. Sinan çetin, AK Parti’ye oy verdiğini açıklayınca, parti kanalıyla güzel işlerinin açıldığı ve para kazandığı söyleniyor.
Topluma ne faydası oldu bilemem ama bir oyla dünyanın parasını kazandığını duymayan kalmamış. İşte bu noktada çobanın oyu ile Sinan’ın oyunun farkı ortaya çıkmış oluyor. Buraya herhangi bir itiraz yok. Birisinin oyu para getiriyor, diğerininki para etmiyor. Onun verdiği oyun gücü de yine Sinan’ın cebine gidiyor.
Şimdi oldu ama burada bire bir ilişki var. Sinan çetin oy verdi, karşılığında da iş kaptı. Peki, AK Parti’nin oyunu artırdı mı? Yani birileri çıkıp; “Sinan çetin AK Parti’ye oy verecekmiş, yemin billah ederim ben de AK Parti’ye oy vereceğim” demiş mi?
Biri; “Ben Cumhurbaşkanının eşinin başörtülü olmasına tahammül edemiyorum, ülkeyi terk edeceğim” der. Ertesi gün Kültür Bakanımız hemen iş teklif eder. Biri; “Ben sıkıldım bu partiden, desteğimi çekiyorum” der. Bakalım önümüzdeki günlerde hangi işler gelecek?
Her neyse, daha fazla kafa ütülemeyeyim. Sinan çetin’in sanki çok önemliymiş ve hayati bir meseleymiş gibi; “Desteğimi çekebilirim” şarlatanlığının altında yatan ana sebep, Kültür Bakanlığı’nda bekleyen projesine hâlâ cevap verilmediği iddiaları.
Yoksa AK Parti, Sinan çetin gibi dev bir “tek kişilik aşiretin” oyunu kaybetmek ister mi? İlgili şahsı tanıyanların söylediklerine göre Sinan çetin’in en belirgin özelliği; menfaatinin olmadığı yerde bir saniye bile durmamasıymış.
Umarım Sinan çetin desteğini çekmez de ülke rahat bir nefes alır ve Başbakanımız da geceleri rahat uyur.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi