Serdar Arseven

Serdar Arseven

“Tamam da… Kur’an başka!..”

“Tamam da… Kur’an başka!..”

Yok yok;
Bizim Başbakan muhakkak Kadir gecesi doğmuş!..
Hiçbir Lider’e böylesine “kek”;
Aynı anlama gelen bir başka ifadeyle “keklik” muhalefet nasip olmaz!..
Hele Anamuhalefet hiç olmaz!..

Adamlar, AK Parti’ye habire seçim kazandırmakla görevlendirilmiş sanki…
Vatandaşı, AK Parti’ye itmeye çalışıyorlar adeta; halleri, tavırları öyle gıcık, öyle itici ki…

Son marifetlerine bakın:
Çıkmışlar meydana ve “İlköğretim 3 ve 4. sınıf öğrencilerinin de Kur’an kursuna gitmelerinin önü açılamaz” diyorlar!..
Malûm, AK Parti bu konuda son derece çekingen bir adım attı;
“Sadece” yaz Kur’an kurslarında katılım yaşını “birazcık” geriye çekmeye matuf bir adım…
Beklentilerin onda birini bile karşılamıyor bu düzenleme;
“Üçüncü sınıfın altı ne olacak?..”
“Sene içindeki Kur’an kurslarına katılım işi ne olacak?..”
“Hafızlık eğitimi ne olacak?” ve benzeri soruların hiçbirine cevap vermiyor.

İşte “Hiç yoktan iyi…”
“Bu da bir adımdır.”
“Bakarsınız zamanla Kur’an eğitiminin önü tamamen açılır” dedirtebilen mütevazı bir adım…

Hey haaat…
CHP, buna bile karşı çıkıyor…
Karşımızda gerdan kıran sözcüleri, suratına kondurduğu en itici mimikler eşliğinde;
“Çok yanlış bir düzenleme. Umarım hükümet bu yanlış yoldan döner" diyor.
Şu laflara bakın:
“Şimdi yaşı daha da indirmek çocukların çağdaş eğitimden uzaklaşması, ezberci bir eğitime yönlendirilmesi sonucunu doğurur ki bu pedagojik olarak da yanlıştır. Ama iktidarın bu konulardaki yaklaşımını biliyoruz; sürekli kendi tabanına mesaj vermek istemesinden kaynaklanıyor bu yaptıkları.”

Bu lafların neresinden tutacaksın?..
“Yaşı daha da indirmek” (yani beşinci sınıfı bitirmemişlere de yaz Kur’an kursuna gitme imkânı tanımak) çocukların çağdaş eğitimden uzaklaşmaları anlamına gelir”miş!..
Zırvaya bakın siz; “eğitim ne kadar geç yaşta başlarsa o kadar çağdaş oluyor” bu kafaya göre…
Ve “Pedagojik açıdan doğru” oluyor!..
İyi o zaman;
Çocuklarımızı ilköğretim okuluna 6 yaşında başlatmayalım…
Okul öncesi eğitimi de boş verelim!..
(Kur’an kursu meselesinde olduğu gibi) İlköğretime başlama yaşı 12 olsun!..
Çocuğu 12 yaşına gelene hatta 12 yaşını doldurana kadar “evde” tutalım…
“Eğitimde çağdaşlık” onu gerektiriyor ya; “genç kız” ya da “delikanlı” sınıfına girdiği yaşa kadar okula mokula göndermeyelim!..
“Üçüncü sınıf öğrencisinin” Kur’an eğitimi alamayacak kadar “Küçük” olduğunu zırvalayan CHP’li buna ne diyecek?..
Bu acayip sözlerin sahibini arayıp; “Eğitime küçük yaşta mı yoksa ilerleyen yaşlarda mı başlatmak çağdaşlıktır?” filan gibi sorular yönelttik…
Diyorlar ki; “Tamam da… Kur’an başka!..”
Niye?..
“Çünkü o dogma!..”
(Mutlak, tartışmasız kabul edilen)

Yani; “Laiklik (vesaire) değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dâhi edilemez” zihniyetindeki adamlar, her bilimsel gelişmenin tasdiklediği Kur’an-ı, O’nun hükümlerini ve O’nun eğitimini böyle saçma sapan yaklaşımlarla hedef almazlar mı…
Komedi!..

Aslına bakarsanız; Hükümetin bu son “Kur’an kursu açılımı” o kadar da büyük siyasi getirisi olacak bir adım değildi…
Yukarıda da belirttik ya; “Beklentileri asla ve kat’a karşılamıyor”du.
Amma velâkin; çıktı ortaya yine birkaç CHP’li…
“Çocuklara Kur’an mı olurmuş?” dedi…
“Bunların işi gücü laiklikle uğraşmak, adım adım laiklikten uzaklaştırıyorlar ülkeyi” dedi.
Ve hatta;
“Amaçları tabanlarına mesaj vermek” dedi!..

Yani “yuuuuh!” diyesim geliyor;
Kur’an eğitimini sadece “AK Parti tabanı” mı istiyor?..
CHP’nin tabanı külliyen “Kur’an düşmanı” mı?..
DSP’ninki öyle mi, DP “Kur’an eğitimine karşı olanların partisi” mi?..

Malûm, bu Kur’an kursuna yaş sınırlaması saçmalığı, sütü bozuk 28 Şubat darbesinin ürünü…
“Birinci tehlike Kur’an’dır” anlayışının yansıması olan bu sakat uygulamayla 1999 yılında tanıştık…
Cumhuriyet’in kurulduğu tarihi esas alırsak; tam üç çeyrek asır boyunca Kur’an eğitiminde “yaş sınırlaması” söz konusu olmamış…
Ve bu üç çeyrek boyunca, ne laiklik elden gitmiş ne de laiklik adına uygulanan zulümler hız kesmiş!..

Bütün bunlar böyle olduğu halde çıkıyor CHP’liler ve “Mini Kur’an açılımı”na bile karşı çıkıyor!..
Bunlar değil miydi, seçim öncesinde kocaman açılımlar yapan; “Çarşaflılara rozet takan”, “tarikatlara pas atan” falan, filan…

Şöyle bitirelim mi:
Böyle, “kek” rakiplerin var ya;
Yat, kalk şükret Recep Tayyip Erdoğan!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi