Ne de olsa bir gün tartışılacak
Ağır aksak da olsa Avrupa Birliği üyeliği yolundaki ilerleyiş devam ediyor. Bu yoldaki engeller, daha çok Avrupa’dan gelen rüzgârla açılıyor. AB’nin Türkiye ile ilgili olarak bugün yayınlanması beklenen “İlerleme Raporu”nda da bu rüzgârın izleri olduğu açıklandı.
Yayınlanması beklenen “İlerleme Raporu”nda Türkiye’de ifade özgürlüğünü kısıtlayan birçok kanunî düzenleme bulunduğu bildirilecekmiş. Bugün itibarıyla ifade özgürlüğünü sınırlayan düzenlemeler olduğuna bizzat şahidiz, çünkü gazetemizde yayınlanan bazı haber ve yazılar hakkında hâlâ dâvâlar açılıyor. Tabiî karikatürler hakkında açılan dâvâları da hatırlamak lâzım. Açılan bazı dâvâların konusunu öğrenen gazeteci, hukukçu ya da başka meslek mensubu olanlar şaşırmakla kalmıyor, adeta şok oluyor ve “Bu konuda da dâvâ açılır mı?” diye hayretlerini ifade ediyorlar. Biz de “Açılmaması lâzım, ama maalesef açılıyor” demekten kendimizi alamıyoruz.
AB’nin İlerleme Raporu’yla gündeme getirdiği ve ifade özgürlüğünü engellediği belirtilen kanunlardan biri de kamuoyunda “Atatürk’ü Koruma Kanunu” olarak bilinen kanun. 31/07/1951 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanun” aslında 5 kısa maddeden (2’si ‘suçlar’ı tarif ediyor, 3 madde de yürürlük tarihi gibi ‘teknik’ konuları düzenlemiş) meydana geliyor. Bu ‘kısa maddeler’in uygulamada büyük sıkıntılara maruz kaldığına yakın tarih şahittir. Öyle ki, yakın zaman önce “Gülsüm” adlı bir ‘inek’ hakkında (daha doğrusu sahibi hakkında) bu kanun maddelerine istinaden soruşturma açılmıştı! Çünkü iddiâya göre “Gülsüm inek” Malatya’nın Kadiruşağı Köyü’ndeki İlköğretim Okulunun bahçesine girmiş ve oradaki büstü kırmıştı! İneğini korumak isteyen sahibi de “Gülsüm”ü komşu köye sürgüne göndermeyi tercih etmişti. (Merak edenler “Gülsüm inek”i google’a sorabilir.)
AB’nin “Türkiye’de ifade özgürlüğünü kısıtlayan kanun maddeleri” arasında saydığı bu kanun değiştirilirse, belki de fıkraları aratmayacak bu garip hareketler yaşanmayacak.
“İlerleme Raporu”nda ‘ifade özgürlüğünü kısıtlayan kanunlar’ olarak sıralananlar elbette sadece bu kanun değil. Başka kanunlar da bu listede yer alıyor. Kimi haklı kimi de haksız talepler olarak görülebilir, ama nihayetinde bu konular bir şekilde Türkiye’nin gündemine gelecek. Kanun Numarası 5816 olan “Atatürk’ü Koruma Kanunu” ise zaten Türkiye’nin gündeminde. Geçmiş yıllarda da bu konu çok tartışıldı ve büyük ölçüde de “Bu kanun ifade özgürlüğünü engelliyor, kişiyi koruyan kanun olmaz, dünyada eşi benzeri yok” gibi kanaatler dile getirilmişti. Fakat araya giren bazı ihtilâl ve ‘süreç’ler bu tartışmaları örttü, gizledi ya da ötelemiş oldu.
Bu bakımdan AB İlerleme Raporu vesilesiyle bu konuların yeniden gündeme gelmesi dikkat çekicidir. Elbette bu gündeme gelişten rahatsız olanlar olacak. Ama hakikatlerin uzun süre gizli kalması mümkün olmadığına göre Türkiye’nin bu meseleleri görmezden gelmesi de mümkün değil.
İnsanlar meselelerini konuşa konuşa hallettiğine göre, bu tartışmalardan hakikat çıkacağını söylemek hayal olarak görülmemeli...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.