Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Uygarlıklar ülkesi Mısır’a MÜSİAD çıkarması

Uygarlıklar ülkesi Mısır’a MÜSİAD çıkarması

MÜSİAD’ın Mısır çıkarmasına geçmeden önce bir başsağlığı ve sabır dileğimi sunmak istiyorum. Rahmetli İbrahim Canan Hoca ile çok iyi tanışıklığımız yoktu ama eserlerini bildiğim ve her fırsatta tanıtmaya çalıştığım için yakından tanır sayılırım.
Hocamızın elim bir trafik kazasında hayata veda ettiğini Mısır’da Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak’ın telefonuna düşen mesajdan öğrendik. Kazanın oluş şekli, ölüm haberinden daha çok üzdü bizi.
İbrahim Canan Hoca hakkında şimdiye kadar hep “iyi bir Müslüman, iyi bir baba, iyi bir hoca” olduğuna şahitlik edenlere rastladım. Sevenlerinin omuzlarında ahirete uğurlanmış. Allah mekânını cennet eylesin. Ailesine ve yakınlarına sabır versin.

MÜSİAD, ülkemiz ve milletimiz adına yine önemli bir hizmeti başardı ve büyük projelerle birlikte, geçmişte koparılan ticari ve kültürel köprüleri yeniden kurdu. MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan ve IBF Genel Başkanı Erol Yarar, 350’yi aşkın bir iş adamıyla Mısır’da Türk rüzgârı estirdi. Yani Osmanlı rüzgârı.
Neden Osmanlı rüzgârı? Şunun için; Mısır sokaklarında olsun, İslam dünyasının diğer ülkelerinden gelenler olsun, hepsinin de kafasında bir Osmanlı şablonu vardı ve bize Osmanlı olarak bakıyorlardı. Saygıları, sevgileri, muhabbetleri ve yeniden bir arada olmak istemeleri, Osmanlı’ya mensup olduğumuzdan ileri geliyordu.
Ömer Cihad Vardan’ın başkanlığındaki Türkiye ve Almanya’dan katılan heyetler, iki günlük sıkı bir çalışmayla, Mısır ve diğer ülkelerden gelen iş adamlarıyla önemli ticari bağlantılar kurdu. “Güven” esaslı ve “kardeşlik” penceresinden bakılan iş görüşmelerinde, geziye damgasını vuran slogan; “Kucaklaşmak, paylaşmak ve gücümüzü birleştirmek için bu kadar geç kalmamalıydık” oldu.
Evet, kucaklaşmak için geç kalmıştık. Göğsümüzde Türk bayraklı tanıtım kartlarımızı gören Mısırlılar, kendi bayraklarının da Osmanlı döneminde aynı olduğunu gösterip; “Yine eski muhteşem günlerimize dönelim ve bayraklarımız yine aynı olsun, aynı rüzgârda dalgalansın” diye temennilerde bulunuyordu.
Uygarlıklar ülkesi Mısır, bütün medeniyetlerin bir kompozisyonu gibi. Hatta gibisi fazla. Mısır’a uğramayan medeniyet yok. Her medeniyet, her uygarlık, Mısır’dan nasibini almış. Mısır, çeyiz sandığı gibi tarih içinde tarih saklayan bir coğrafya.
Tabii bütün bu güçlülüğün yanında şu gerçek de çok rahat görülüyor: Dünyanın hemen her yerinde medeniyetlerin ve uygarlıkların geride bırakabildiği tek miras, sadece mimari yapılarıdır. Bugün Mısır’da da öyle. Uygarlıkların mimari yapıları duruyor ama ruhları yok. Bu hal, Yüce Yaratıcı’nın emri ilahisine de tabii ki çok uygun. Her şeyin fani olduğunu, baki olanın Allah ve O’nun dini İslam olduğunu görüyorsunuz.
Uygarlıkların ve medeniyetlerin kimi zaman durakladığı, kimi zaman uzun süreli bir geçiş yaşadığı Mısır topraklarında ve özellikle de Kahire’de gezerken; “İyi ki de insanoğlu ölümlü” diye düşünmeden edemiyorsunuz. Eğer insan ölümlü olmasaymış, dünyanın yaşanacak bir saniyesine bile tahammül edilemezmiş.
Çünkü her krallık, “Bu dünyaya ben hâkimim ve benden sonrası yok” diye yerleşmiş Mısır topraklarına. Gerçi sadece Mısır topraklarına değil, dünyanın her yanına aynı düşünceyle yerleşilmiş. Bir tek İslam medeniyetinin mensupları farklı şekilde yerleşmiş ve yerleştikleri yere medeniyetlerinin ruhunu da bırakarak tarihe geçmişler.
O medeniyetin sahipleri, dünyanın geçici bir konak olduğunu, esas yerleşim yerinin öteki âlem olduğunu bilerek, kendisinden sonra geleceklere maddi mimari bırakırken, içini dolduracak manevi miraslarını da bırakıp gitmişler.
Başta Mısır olmak üzere bunun örneğini Osmanlı’nın ayak bastığı her coğrafyada görmek mümkün. İşte MÜSİAD’lı iş adamları da Mısır’da yaklaşık 20 milyarı aşkın bir ticari anlaşmaya imza atarak yurda döndü. Anlaşmanın özünde maddeden çok mana vardı. Geç kalınmış, ihmal edilmiş ekonomik ve kültürel birliğin anlaşması vardı aslında.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi