Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

“Medyatik oryantalizm”

“Medyatik oryantalizm”

Medyada İslâm’ın algılanışı ve yansıtılışı bugünün en mühim meselesi. Sanal âlemin gerçek âleme baskın olduğu şimdilerde, İslâm hakîkatlerinin önünü kesmek için medya canbazı karanlık odakların her türlü tertibe başvurdukları âşikâr. Sorun şu: Bu imansız ve amansız saldırganlığa ve cehalete karşı nasıl mücadele edilecek?
İşte bu konunun tahlil edildiği ve İslâm Dünyası STK’ları Birliği’nin (İDSB) ev sahipliği yaptığı “Basında İslâm Algısı” konulu uluslararası panel, 21 Ekim Çarşamba günü geniş bir katılımla İSAM Konferans salonunda gerçekleştirildi.
“İslâm’la ilgili önyargılar, Müslümanların mukaddesatına hakaret eden yazı ve görüntüler, Batı ülkelerinin İslâmileştiği ile ilgili yayınlarla İslâm aleyhinde karanlık bir kampanya sürdürülmektedir. Bu yayınlar sadece Batı ülkelerinde değil, üzülerek görüyoruz ki, bazı İslâm ülkelerinde de yapılmaktadır” diyen İDSB Genel Sekreteri Necmi Sadıkoğlu, İslâm dünyasına düşen esas vazifeye şöyle dikkat çekti:
“Uluslararası kamuoyunun İslâm’ı doğru algılaması ve anlaması için gayret etmemiz ve bütün gücümüzle İslâm’ın doğru temsil ve tebliğ edilmesini sağlamamız hepimizin en önemli vazifesidir. Bununla birlikte İslâm karşıtı veya İslâm’ın yanlış algılanmasına sebep olan yayınlarla hukuki ve siyasi zeminde de sistemli mücadele etmek için gerekli mekanizmaları kurmak gerekmektedir.”
Merkezi Mısır’ın başkenti Kahire’de bulunan İslâm Üniversiteleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Cafer Abdusselam, İslâm’ın basın-yayın kuruluşlarında doğru yer edinmesi gibi hususlarla ilgili olarak asıl olan İslâmi çalışmalar yürüten teşkilatların belirli stratejik hedefler doğrultusunda ciddi bir işbirliği ve irtibatı sağlamaları olduğuna dikkat çekti.
Ümmül Kura Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Usama el Hariri, “Ele aldığımız konuda İslâm’ın algılanışı noktasında bizlere düşen sorumluluklar ve çözüm yolları nelerdir?” sorusuna şöyle cevap verdi: “Soracağımız bu sorular, arayışlarla başlar, sonrasında konulan hedeflerin başarılması için bir program, yöntem ve strateji ortaya konulur... Arayışların öncesinde kendimize bizler kimiz, neyi, niçin başarmak istiyoruz sorusunu sormalı ve bunun cevabını bulmalıyız. Bu noktada sorumluluklarımız var. Bizler insanlığa hizmet için varız. Hüviyetimizin ne olduğu sorusuna cevap verdikten sonra yeryüzünde insana hayırlı anlamda hizmet eden hangi basın, yayın kuruluşu, organı veya programı varsa prensip olarak burada yer alırız…”
“Medya yeni sömürgeciliğin bir keşif koludur. Şimdi günümüzde akademik oryantalizm bitmiştir; ki, o kendisince bir sistematiği, bir ciddiyeti ve boyutları olan bir alandı. Bunun yerine şimdi medyatik oryantalizm başlamıştır” diyen Yusuf Kaplan’ın şu teklif ve tespitlerinin altını çizmek gerek:
“1. İslâm dünyasında büyük bir medya teşkilatına, rejimine ihtiyacımız vardır. İşte bakınız BBC örneği. Kısa, orta ve uzun vadede projeler gerçekleştirmek zorundayız. Bölgesel, küresel medya kuruluşlarının harekete geçmesi lazım.
2. Ortak bir haber ajansının kurulması çalışmalarına gidilmesi lazım. Sinemaya gelince bunun İslâm dünyasında tam bir fiyasko olduğunu söylemek durumundayız.. Bakınız Hollywood’u alıp çekiniz, ortada Amerika falan kalmaz…
3. İslâm dünyasında kültürel entelektüel işbirliği muhakkak surette öncelenmelidir, hızlandırılmalıdır. Kısa, orta ve uzun vadede ortaya konulan çabaların, gayretlerin gerçekleştirilmesi ilim adamları, entelektüeller olmaksızın zordur.”
Basın dünyasındaki İslâm’la ilgili yanlış yayınlarda, inşa edilen önyargı duvarlarında, bu yayınları yapan veya yaptıranların sorumsuzluğu veya kötü niyetleri vardır.
Ancak en az bunun kadar, bizlerin, yani İslâm dünyasının da çok ciddi sorumlulukları vardır. Öncelikle, bu yanlış algılamaları ve yanlış anlaşılmaları gidermek için doğru ve etkili temsil ve tebliğ mekanizmalarını kurma mesuliyetimiz vardır.
Güçlü ve dürüst basın yayın kuruluşları oluşturmak gibi bir başka mükellefiyetimiz daha mevcuttur. Bu sorumluluklarımızdan ve mükellefiyetlerimizden kaçamayız. Sadece başkalarını suçlayarak da sonuca ulaşamayız.
Sonucu yine Yusuf Kaplan’ın bir ifadesiyle bağlayalım: “Küresel bir iddiası olan Müslümanlar olarak küresel öneriler sunmadığımız müddetçe, bu medeniyet krizini aşmanın imkânı olmadığını bilmemiz gerekmektedir.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi