Serdar Arseven

Serdar Arseven

Asfalt ağladı beee!..

Asfalt ağladı beee!..

İstanbul’a iner inmez, Ankara’nın en büyük eksiği olan “Manevi huzur atmosferine” kavuşmak için ‘Süleymaniye taraflarına gideyim’ dedim.
Süleymaniye Camii’nde namaz kılacak, etraftaki tarihi mekânlardan birinde çay içecektim.
Heyhaaat;
Camiye giden yolları “tanklar” kesmiş!..
Vatan caddesi merkezli bir curcuna;
tanklar, cipler ve yanı sıra itfaiye araçları, ambulanslar, belediye kamyonetleri filan…
Cumhuriyet Bayramı gösterilerinin “Vatan caddesi” ayağı için prova yapıyorlarmış!..
¥
Baktık oralarda vaziyet fena…
Otogar istasyonuna kadar hafif metroyu kullandık.
Oradan da bir taksi, ver elini gazete.
Bekle gidersin!..
Vatan caddesiyle uzaktan yakından alakalı olmayan yolları da kapatmışlar; taksi labirentte yol arayan fare gibi, nereye yönelse bir engelle karşılaşıyor.
¥
Ankara’da da durum farklı değil;
şehrin tam göbeğinde, her “milli bayram”ı zehir eden prova- gösteri eziyeti yaşanır!..
İstanbul’da, Ankara’da ve diğer yerlerde…
Ne yapacaksanız;
şehrin kalbinde değil de şöyle biraz dışında, günlük hayatın daha az etkileneceği yerlerde yapsanıza!..
Yok hayır olmaz;
İlle de “Baaaak, benim tankım var” diyecekler!..
O tankı senin eline kim verdi?..
Vergilerimle ben!..
Benim tankımı, trafiğe kapatılan yollarımda bana mı gösteriyorsun?!.
Benim tankımla benim asfaltımı mı tüketiyorsun?!.
¥
Ya; sonra “tankla” gövde göstermek de nesi?..
İki kutuplu dünyanın “Sovyet” tarafında mı yaşıyoruz?..
Bugünkü devirde, imhası en kolay araçlardan biri de “tank” değil mi?..
“Petrol menşeli” asfaltlarımızın anasını ağlata ağlata yürütülen “ithal” tanklar, bugünkü “nükleer silah” dünyasında hangi “dış tehdidin” yüreğini hoplatıyor?!.
¥
Yazıktır, günahtır…
Asfaltlarımız milli servettir, üzerinden “palet” geçirmeyiniz!..
Vaktimizi heba etmeyiniz.
İş aslanın midesinde değil artık, kuyruğunda.
Geç kalmamıza sebep olmayınız.
Uçağı, otobüsü, hastası olan var; yolları tıkamayınız!..
Gidiniz İstanbul’da “deve bağırtan- Beylikdüzü” taraflarına…
Ankara’nın, ne bileyim “Temelli”si var, “Yenikent”i var;
Bir Pazar günü oralarda yapınız…
Prova mı, Bayram mı…
Artık, ne yapacaksanız!..
¥
Maalesef bu mesele de bir tabu haline gelmiş…
Önceki gün bu işlerle birebir alâkalı olan bir AK Parti önde gelenine, “Siz de rahatsız değil misiniz, asfaltlarımızın ve daha önemlisi vakitlerimizin heba olması sizi ilgilendirmiyor mu?” diye sordum.
Dedi ki;
“İlgilendirmez olur mu?.. Bu işlerin yapılabileceği çok uygun yerlerimiz var ama nedense ille de trafiğin en fazla etkileneceği bölgelerde, en merkezi yerlerde yapmakta ısrarlılar!.. Şimdi ısrarcı olsak, farklı yerlere çekilecek. Vay efendim, ‘Bayram kutlamasından rahatsız mı oldunuz?’ filan diyecekler. Haklısınız ama…
Vaziyet böyle!..”
¥
Evet,
Bu tür gösterileri “şehrin en merkezi bölgesinde” yapmak konusunda ısrarları var.
Yıllardır, bir milim kıpırdamıyorlar…
Beş, altı yaşlarındayken,
Vatan caddesine “tank geçişlerini” izlemeye götürülürdüm.
Kırk sene geçmiş aradan, prova aynı, tören aynı.
Vakitlerimizi yiyip bitiren ve asfaltlarımızı ağlatan…
Aynı!..
“MUVAZZAFLARA EL ÇEKTİRİLSİN!..”
Evet, bu “prova”, “tören” işleriyle tamamen alâkasız bir meseleye geleyim…
Mazlum-Der, Memur-Sen, Hizmet İş ve İHD’nin (İnsan Hakları Derneği) ortak basın toplantısına katıldık.
Mazlum-Der Genel Başkanı Ömer Faruk Ünsal’ın okuduğu ortak bildiride, “sahih” olduğu ortaya çıkan “Darbe Plânı” hakkında yapılması talep edilenler dile getiriliyordu.
Ortak inisiyatif, Meclis ve hükümetin yapması gerekenleri 4 maddede toplamış:
1-TSK komuta kademesinin konumunun netleştirilmesi,
2-TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesindeki “Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumak” ibareleri ile 43. Maddesinin 1. cümlesindeki “Ve üstündedir” ibarelerinin acilen çıkarılması için kanun değişikliğinin yapılması,
3-Belgenin hazırlandığı TSK bünyesinde, komuta kademesi dahil darbe planında adı geçen TÜM MUVAZZAFLARA derhal görevden el çektirilmesi ve HİÇBİR ŞAİBEYE MAHAL VERMEYECEK ŞEKİLDE yapılacak sağlıklı bir yargılamanın önünün açılarak derhal yargı önüne çıkarılmalarının sağlanması,
4- Bu vesile ile yargı sisteminin çift başlılıktan kurtarılarak, askeri yargının çağdaş demokrasilerde olduğu gibi disiplin mahkemelerine dönüşmesi,
¥
Talepler böyle…
Bakalım, Meclis ve hükümet “ses” verecek mi?..
Efendiiim…
Bugünü, yazının ilk bölümüne bir kanca atarak kapatmış olayım:
“Bütün bunlar yapılsın seneye şehir merkezlerinde tören, prova filan olmaz…
Yıllardır eziyet çektirilen asfaltlarımız da bakarsınız artık ağlamaz!..”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi