Saadet Partisi İstanbul İl Kongresi
Saadet Partisi'ni genel mahalli seçimlere taşıyacak olan dünyanın merkezi İstanbul'umuzun il idâre kurulunu teşkil edecek kongre önümüzdeki Pazar günü yapılacaktır. Bu kongrenin evvelinde Sayın Sadreddin Karaduman riyasetindeki heyet-i idare 22/Temmuz seçimlerinin tevlit ettiği, üzüntü veren neticeye ve getirmesi muhtemel yılgınlığa pabuç bırakmadan, derhal bir plânlama yapmış ve de dillere destan olan bir il divânını gerçekleştirmiştir. Beş bin kişiyi aşkın Milli görüşçünün katıldığı bu İl divânı, gönüllerdeki tereddüdü izâle etmiş İslâm âleminin gözyaşı ve kan revan içinde kaldığı bu dönemde AKP'nin dindaş ve soydaşlarımızın uğradığı felâketler karşısındaki tutumu, Filistin kaatili İsrail'in ve onun koruyucusu ABD'nin yanında sus pus oluşu, bütün bunları yine Milli görüş tarafından Hakk'ın ve milletimiz lehine çevireceği ümidini ziyadeleştiren toplantı olmuştur.
Bu divân da: Sadrettin Bey, rotalarını anlatmış ve takdire mazhar olmuşlardır. İlk etap da, İstanbul'un ilçelerinin kongrelerini yapmaya girişmişler ve geçtiğimiz hafta Pazar günü son ilçe kongresi olan Maltepe ilçemiz kongreler halkasını itmam ederek maratonu tamamlamıştır. çizdikleri yol haritasının bu bölümü, Türk siyasi hayatında örnek alınması gereken güzellik ve centilmenlik anlayışı ile neticelendi. Böylece de feragat ve teşviğin bir arada yaşandığı kongreler, Milli Görüş'ün ve mensuplarının iftihar etmesi gereken neticelerle sonuçlandı.
Kimi ilçe başkanlarımız; nöbetlerini haleflerine kalbî itminan içinde kucaklaşarak ve yeni başkanın emrinde olduklarını, hazirun önünde ifade ederek devrettiler. Diğer partilerin kongresinde cereyan eden, Bizantik hileler, gruplaşmalar bu kongrelerde ne görüldü, ne duyuldu.. Bendeniz; bu kongrelerin en az yarısında bir dinleyici olarak bulunma şansını yakaladım ve bir defa daha Prof.Dr. Necmeddin Erbakan ve arkadaşlarının açtığı çığırı devam ettirecek çok genç müntesipler ve delegeler topluluğunu müşahede ettim. Bu da demektir ki, Milli Görüş, beş yıldızlı bayrağı İnşaallah bütün belediyelerin gönderine çekecek ve yeniden Milli Görüş belediyecilik anlayışına ülkemizin aldatılmış, kandırılmış ve büyülenmiş insanına, 1994'de doğmuş bulunan belediyecelik anlayışını yaşamaya kavuşturacaktır.
İstanbul'u alan, Türkiye'yi alır anlayışını kavramış Saadet Partisi; bu seçimlerde gâyesine varabilmek için evvel emirde birlik ve beraberliğini devam ettirecek bir kongre yapmalıdır. Her şey kongre salonunda kalmalı seçilenlerin ve salondakilerin ayrılırken, dâvayı omuzlamaktan başka hiçbir düşünce taşımamaları tecelli edecektir inancını sarılıyorum.
Bunu neden söylüyorum? AKP'nin vücud buluşunun sebeplerinden olan 1977/5/Haziran târihli erken seçim öncesinde bâzı grub ve kişilerin yazdıkları ve çizdikleriyle, Demirel'in manevraları Milli görüş ve milli şûur içine tefrika sokmuş olması ve bu tefrikanın 16/ Ekim/1978 yılındaki genel kongresiyle meydana gelen alışılmamış manzaraların müşahe de olunmasıyla başlamıştır dense yeridir. O günlerde başta masonlar olmak üzere, çeşitli grublar ve parti dışı te'sirler o güzelim vahdeti hırpalamıştı. İşin kötüsü de yukarıda temenni ettiğimiz, her şey kongre salonunda kalmalıdır beyanımız o günlerde çok kişi tarafından zikredilmişse de, çeyrek asır sonra Milli görüşte kırılmayı doğuran başlangıç oluvermiştir.
Milli görüş yeniden bir kırılma yaşamamalıdır. Yazımın başında söz konusu ettiğim pek büyük bir menfi te'sir göstermesi beklenen Temmuz seçimleri neticesi, Milli görüşçülerce "Yeniden Büyük Türkiye Milli Görüşle" anlayışının seslendirilmesi mânasına gelen o muhteşem kalabalıkla kendini gösteren İl Divânının verdiği mesaj dâima hatırda olmalıdır. O halde; kongre delegeleri ve ülkedeki bütün Milli görüşçüler, iktidarın ademi muvaffakiyeti karşısında, gönülleri Milli görüşte olan, ancak reyleriyle AKP'de bulunanların, oradan terk-i siper ederek, vijdanlarıyla birlikte İstanbul'da bilhassa kongre sonrasında şevk ve azimle yola koyulacak seçilen heyet-i idârenin yönetimiyle, el ele, gönül gönüle çalışmaları yürütmelidir.
SARIGâZİ İLçE BELEDİYESİ ADI OLMALI
Târih katledilmesi köksüz insanların tercih ettiği bir yoldur. Köklü ve adil târih sahibi milletlerin en birincisi kimdir sorusu önünüze geldiğinde rahatça verebileceğiniz cevap: dünyanın bin yıldan beri İslâm'la müşerref olmuş bulunan devlet-i ebed müddet çizgisini sürdüren milletimiz olduğunu göğsünüzü gere gere söyleyebilirsiniz. İşte bu hakikatdan hareketle, târih yazmakta ihmâl gösteren insanımız, târih yapmanın ise büyük kahramanı bir millettir. Bu kahramanlardan birisi de, Sultan 2. Mehmed Fâtih hazretleridir ve onun mâiyetindeki kumandanlar ve mücahidler içinde benim de yaşadığım Beldeye beş asırdır adı verilmiş ve yaşatılan adıyla anılan Sarıgâzi ismi, iktidar sahiplerinin ve onlara yol gösteren bürokratlar eliyle bir ilçe belediye adı olmaya lâyık görülmemiştir. Halbuki Sarıgâzi hazretleri aynı zaman da, Devlet-i Osmaniyenin Kadı'lık makamına getirdiği bir hukuk insanıdır, bu hukuk insanlığı İslâm Hukuku üzerinde de olsa batı hukukuyla idare etme mensupları, bu ceddimizin adını ilçeye vermeyi gerçekleştirmeliydi. Sarıgâzi Hazretleri sekiz nesil geriye gidildiğinde ehlullahın büyüklerinden Necmedin-i Kübra'ya dayanır. Necmeddin-i Kübra'dan sekiz kuşak daha geriye giderseniz, Hz.Ali(K.V) Efendimize peyveste olur. Sarıgâzi'de Sünnisiyle-Alevisiyle kardeşâne, bu zâtın mânevi şahsiyetini idrâk etmiş insanlar olarak yaşamaktayız. Bunun böyle biline ve teşkil olunacak İlçe adına yakışacak kök, Sarıgâzi olmalıdır diyor ve hatırlatıyorum: Mubareği rüyanız da görüp de benim adımı neden sildiniz? Sorusuna muhatap olursanız, ne yapacaksınız? Fiemanillah. İrtibat: 0542 497 03 27
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.