Böyle millet sevgisi görülmüş müdür!
Her sabah Türkiye’ye bir kargaşa ve kaosla uyanıyoruz. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar bunu çok yakından hissediyorlar. Anadolu pek yaşamıyor. Çünkü Ankara ve İstanbul’daki kavgayla ilgilenmiyor, kendi hayat kavgalarıyla meşguller.
Kargaşa ve kaosa sebep olanlara bakıyoruz, hepsi de milleti çok seviyor ve hepsi de halk için türlü fedakârlıklarda bulunuyor. Hiç birisi kendisi için bir şey istemiyor, hep millet için halk için. Bu ne büyük bir lütuf. Hakikaten insanın gözleri yaşarıyor (!).
Darbecilere bakıyorsunuz, Türkiye’yi kurtarmak ve halkı refaha ulaştırmak istiyorlar. Belgeler, bildiriler, komplolar, oyunlar, senaryolar, hukuksuzluklar, adaletsizlikler, kanunsuzluklar, velhasıl bütün tezgâhlar, seçimle iş başına gelmiş hükümeti devirip, bizi huzura ve güvene kavuşturmak için planlanıyor. Bizim için ne büyük saadet!.
Dünyanın neresinde var böyle bir milletseverlik ve halk severlik Allah aşkına. Canım Türkiyem kendileri için hiçbir şey istemeyen, sadece milletin menfaati ve geleceği için her şeylerini feda eden aziz kahramanlarla dolu. Ama millet olarak biz kıymetlerini bilmiyor ve hâlâ demokrasi ve insan hakları diye tutturuyoruz. Oysa bizi bizden daha çok sevenler var.
Ergenekoncular da çok seviyor millet olarak bizleri. Sevmemiş olsalar, bu kadar görünen, bilinen, tanınan, hiçbir gizliliği olmayan işlere bulaşıp, devletin düzenini değiştirmeye kalkarlar mı? Halk olarak yıllardan beri onlara; “Bu düzeni değiştirin, iktidarı iş başından uzaklaştırın, biz demokrasi falan istemiyoruz, insan hakları şöyle dursun, sizler tepemizde canınızın istediği gibi boza pişirin” diye yalvarmıyor muyuz? Nihayet belli noktaya gelmişlerdi ki, bu sefer de hükümet adamların yoluna taş koydu.
Muhalefet deseniz, bir başka kahraman insanlarla dolu. Hele Deniz Baykal’ın bu millet için yaptıklarını nasıl unutup da hâlâ o insanları hiç ciddiye almıyoruz anlamıyorum. Gece gündüz çırpınıyorlar millet için, hatta olmazsa dertlerinden kafa çekiyor ve sarhoşken bile konuşmalarını sürdürüyorlar fakat halk olarak duymazdan geliyoruz.
Deniz Baykal ki, havada, karada, denizde, kırk yıl arasanız bulunmayacak bir liderdir. Dün dediğini bugün inkâr etmekle Demirel’i fersah fersah sollamış biridir. Ne yediğini, ne içtiğini hatırlar mı bilmem ama ne dediklerini hatırlamayan ve hiç konuşmamış gibi yapan çok az profesyonel siyasetçi bulursunuz. Bu sebeple, Deniz Baykal’ın kıymetini bilmeli ve halk için, millet için gayretlerini boşa çıkarmamalı.
MHP’de O.V. ve M.Ş. diye iki isim var. O şahıslar MHP’nin başında hep kalmalılar ve hep onlar konuşmalı. Her ikisi de çok iyi gidiyor. Yine ikisinin de millet ve halk menfaati adına yapamayacakları şey yok. Çok vatansever, milletsever ve halk severler. Çünkü her sözleri, toplumda öyle güzel infialler meydana getiriyor ki, hele O.V.’ı dinlemeye bayılıyorlar. Arap kökenli olsa da Türkçülük yapması, sadece biz Türkler için.
Ha bu arada Hüsamettin Cindoruk’u da unutmayalım. “Hık” demiş Demirel’in burnundan düşmüş, eda ve laflarıyla ve dahi ilerleyen yaşından asla utanmadan, milletten özür dileyip köşesine çekilmek yerine, nasıl da halkçı, milletçi ve devletçi geçiniyor ve titreyen elleriyle, görmeyen gözleriyle, elinden gelse hükümeti lime lime edecek büyük bir kin, öfke ve nefretle halkımızı düşünüyor ve seviyor. Şimdiye kadar böyle bir kine rastlamadık.
Muhafazakâr medyanın dışındaki vergi kaçakçılığı ve benzeri karanlık yollarla karınlarını doyuran belli medya da halktan ve milletten yana çok büyük işlere imza atıyor. Meğer ne kadar çok severlermiş halkımızı. Millet vergi öderken, onlar ödenen vergilerle karınlarını doyuruyorlarmış. Eh bu da az bir hizmet değil hani.
Bazı barolar birliği ve hukukçular da çok milletçi ve halkçı. Hukukun üstünlüğü ile kendi ideolojik üstünlüklerini birbirine karıştırmadan, nasıl da adalet dağıtmaya kalkıyorlar. Bütün hukukçular hata yapıyor, kanunları bilmiyor, bir tek CHP, İP ve diğer sol tandaslı avukatlar her şeyin doğrusunu biliyor ve onlar da diğerleri gibi halk adına hareket ediyor.
Evet, böyle bir sevginin, sahiplenmenin kıymetini bilmiyoruz. Oysa iş başına bir gelseler, memleketi ellerine bir geçirebilseler, her tarafı güllük gülistanlık edecekler. Huzurdan, güvenden ayılıp bayılacağız. Tüm lüks ihtiyaçlarımız karşılanacak ve dünya devletleri Türkiye’nin önünde eğilecek. Gelgelelim biz bu adamların kıymetini bilmiyoruz. Millet olarak bizim eksikliğimiz de bu işte.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.