Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Tıkanan dünyanın dikkatine...

Tıkanan dünyanın dikkatine...

Küresel krizin ucu hepimize dokunuyor, ama artık adını koymak lâzım...
Kapitalizm tıkandı...
İnsanlık âlemi üretim-tüketim açmazında tıknefes!..
Maddeyi öne çıkaran yanlış yapılanma, “Hayat mücadeledir” felsefesi ile birleşip dünyayı savaş alanına çevirdikten sonra, “Yeni Dünya Düzeni”ni arayışa çıktı...
Ancak Bosna-Hersek’te, Irak’ta, Filistin’de ölen on binlerce çocuğun cesetleri üzerine âdil bir dünya kurulamazdı...
Vicdansızlık ve ahlâksızlık “Küresel Kriz”e tosladı, tuzla buz oldu.
Gelişmeler gösteriyor ki, ne sosyalizm, faşizm, kapitalizm gibi yanlışlarla çerçeveli ekonomik sistemlerde varlık arayan insanlık âlemi, ne de kendi varlık sebebini unutup Batı’yı şuursuzca taklit eden İslâm âlemi mutlu değil...
Hayat; savaş, terör, şiddet, açlık ve uyuşturucu batağında debeleniyor!
Allah’la irtibatı koparılan insanın canavara dönüşmesi engellenemiyor.
Geçmişin daha insancıl, daha müşfik, daha vicdanlı yaklaşımları mumla aranıyor...
İnsan insanı kemiriyor...
İnsanın ruhu eziliyor.
Aslında durum top yekün bir tıkanmaya işaret ediyor.
Beşerî reçeteler tıkandı...
Marks’ıyla, Kant’ıyla, Dekart’ı ve Aristo’suyla tüm Batı tıkandı.
Bu durumda Batı’yı taklit etmeye çalışan İslam dünyasının aynı hastalıkları paylaşması ve sonuç olarak tıkanması kaçınılmazdı.
Bundan elbette İslamiyet değil, kendi kıblelerine sırt çeviren Müslümanlar sorumludur: Biz sorumluyuz!..
Ve biz suçluyuz!
Suçlu, ama umutluyuz. Çünkü en azından suçumuzun idraki içindeyiz.
Umuyorum ki sosyalizm, faşizm ve kapitalizmde umduğunu bulamayan insanlık, yeni arayışında vahiyle buluşacaktır...
Bunun tek şartı Müslümanların yeni söylemlerle ortaya çıkmalarıdır.
İşte tam bu noktada Bediüzzaman Said Nursi’yi keşfe ihtiyacımız var...
İhtiyacımız var, çünkü o İslâmi tebliğde yeni bir söylemdir.
“Risale-i Nur Külliyatı” namı altında yayınladığı eserleri, çağın bunalan insanını huzura kavuşturacak çözümleyici bir zemindir.
Küçük bir örnek...
Bediüzzaman, “Hutbe-i Şamiye” isimli eserinde Avrupa ilerlerken İslam dünyasının geri kalmışlığını altı maddede izah ediyor:
“Birincisi: Ye’sin, ümitsizliğin içimizde hayat bulup dirilmesi...
“İkincisi: Sıdkın (doğru düşünce, doğru söz, doğru davranış) hayat-ı içtimaiye-i siyasiyede (sosyal ve siyasi hayatta) ölmesi...
“Üçüncüsü: Adavete muhabbet (düşman olmayı sevmek)...
“Dördüncüsü: Ehl-i imanı (inanç sahipleri) bir birine bağlayan nuranî rabıtaları (bağları) bilmemek...
“Beşincisi: Çeşit çeşit sarî (bulaşıcı) hastalıklar gibi intişar eden (yayılan) istibdat (diktatörlük)...
“Altıncısı: Menfaat-ı şahsiyesine himmeti hasretmek (sadece kendi çıkarını gözetmek ve tüm çabayı bunun için harcamak).
Bu tespitlerin her biri için kuşkusuz bir kitap yazılabilir, ancak ben Bediüzzaman’ın konulara vukufiyeti ve hâkimiyeti konusunda sadece bir ipucu vermeye çalıştım...
Bu çarpıcı tespitlerle birlikte, “Risale-i Nur Külliyatı”ndaki tüm bâkir hakikatlere dikkatle ve özenle eğilmek gerekiyor.
İnanıyorum ki, dünyanın gerçek kurtuluşu aramaya çıktığı bir sırada Kur’an orjinli yeni fikirler İslam dünyasına geniş ufuklar açacaktır...
Bu bakımdan, Kur’an gerçeğini çağa taşıyan Bediüzzaman gibi değerleri “Okudum anlayamadım” mazeretine kurban edemeyiz...
İnsan kaynaklarımız, böyle değerleri “Okudum anlayamadım” diye bir köşeye koyacak kadar zengin değil.
Kaldı ki, “münevver” insana, “Anlayamadım” demek yakışmaz!
Münevver insan, okuduğu metni anlamak zorundadır...
Anlayıncaya kadar okumak, çalışmak, emek harcamak durumundadır.
Çünkü tıkanan insanlığın yeni bir soluğa ihtiyacı var...
Hem Müslümanlar, hem de başka inançlara sahip insanlar, aradıkları yeni ve taze soluğu Bediüzzaman’ın tespitlerinde bulabilirler.
Risale-i Nur Külliyatı çerçevesinde yapılacak çalışmalar, tüm insanlığa yepyeni ufuklar açabilir.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi