Nereden nereye...
Fenerbahçe ve Galatasaray UEFA Avrupa Ligi yolculuklarına, nazar değmesin diyelim firesiz devam ediyor...
Önceki gece, ikisi de Romen takımlarıyla oynadılar...
Galatasaray F Grubu’nda Dinamo Bükreş’i İstanbul’da 4-1, Bükreş’te ise 3-0 yendi...
Fenerbahçe, H Grubu’nda bir zamanlar Avrupa Şampiyonlar Ligi Kupası’nı da kaldırmış olan Steaua Bükreş’i Bükreş’te 1-0, Kadıköy’de ise 3-1’lik skorla geçti.
Evet, Perşembe gecesi yapılan maçların detayına girmek istemiyorum...
Galatasaray’ın Kewel’i, Arda’sı var...
Fener’in de profesör Alex’i!..
Romen takımlarında böyle kaliteli futbolcular olmadığı için gruplarında son sıralarda sürünüyorlar...
Halbuki Romen takımları eskiden böyle miydi?..
15-20 yıl öncesine şöyle bir gidelim; o yıllar Romen takımlarıyla eşleştiğimizde kaç yiyeceğimizin hesabını yaparken, durum şu anda öylesine ters döndü ki, aynı hesabı Romenler yapıyor!..
Romen futbolu deyip geçmeyin!.. Stephan Kowacz’ı, Angel İordenoscu’yu, Piturca’yı, Lacatus’u, Hagi’yi, Popescu’yu, Ducadam’ı, Lucescu’yu yetiştiren Romanya, şimdilerde tabiri caizse nal topluyor!..
Mesela; 1987 yılında Barcelona’yı Avrupa Şampiyonlar Ligi finalinde penaltılarla mağlup edip Avrupa’nın kralı olan Steau Bükreş’i hatırlayın!..
O zamanki Steau’yla bugünkü Bükreş’i kıyaslamak mümkün değil...
Evet, gerçekten de nereden nereye...
Fenerbahçe karşısında tel tel dökülen Steau, Juan Toja ve Dayro Moreno isimli 2. sınıf Kolombiyalı’dan medet uman bir takım olmuş...
Ekonomik açmazları çok... Takımlarında Alex gibi top cambazları bulunmadığından dolayı da yenilgiden kurtulamıyorlar...
Evet, Romen futbolu geriye gidiyor. Hem de son sürat!..
Yazımın sonunda şunu da belirtip satırlarıma öyle son vereyim...
Galatasaray’ı da Fenerbahçe’yi de Romenler karşısında keyifle izledim. İkisi de gruplarında liderler!..
İkisinin de bir üst tura rahat bir biçimde çıkacağına inanıyorum.