Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Saray, Mücevher, İktidar

Saray, Mücevher, İktidar


Yüz yıldır bu topraklarda “Saray, Mücevher, İktidar” mücadelesi veriliyor. Dışarıdan hiçbir düşmana ihtiyaç kalmadan, içeridekiler birbirlerini; “geçici zevk ve sefaları” uğruna yiyor ve koca bir devleti, milletiyle beraber per perişan edebiliyorlar.
Bu hafta tanıtmaya çalışacağım eser, tam yüzyıldır süren bir mücadelenin hikâyesini belgeleriyle anlatmış. Osmanlı’nın nasıl hasta adam haline getirildiği ve kimler tarafından bu tezgâhların kurularak çalıştırıldığı gözler önüne serilmiş.
Geçtiğimiz yüzyıldan hemen bugüne geldiğimizde insanların ve mekânların dışında hiçbir şeyin değişmediğini görüyoruz. Kitap yüzyılın başını anlatmış, bugünlere gelmemiş ama o günkü senaryo adeta bugüne uyarlanmış ve sadece oyuncular değişmiş. İyilerle, kötüler, devleti sömürenlerle sömürtmeyenler o gün de varmış bugün de.
Bir günü bile huzur ve güven içerisinde geçmeyen Cennet Mekân II. Abdülhamid, yok edilmek istenen Osmanlı Devleti’ni 33 yıl nasıl ayakta tutmaya çalışıp, dişini tırnağına takarak, bütün entrikalara karşı tek başına göğüs germişse, bugün de mevcut hükümet yine aynı zihniyetlerle uğraşmakta ve içeriden dışarıdan gelen belaları def etmeye çalışmakta. Yani Türkiye cephesinde çok değişen bir şey yok yüzyıldan bu yana.
O gün Osmanlı’yı yıkmak isteyenlerin, bugün Türkiye’yi kargaşa ve kaosa sokarak kendi iktidarlarını kurma hevesinde olan Ergenekon ve destekçilerinden hiç farkları yok. Aynı hırs ve öfke devam ediyor. Cumhuriyeti koruyor gibi gözüküp, cumhuriyetin sadece kendi heva ve heveslerine hizmet etmesini isteyen malum çevreler, İsmet İnönü’yle birlikte bugüne kadar mücadelelerinden hiç vazgeçmemişler ve vazgeçmediler.
Menderes, Özal ve R. Tayyip Erdoğan dönemleri dışında kalan bütün iktidarlara müdahale edilmiş, iktidarlar da halktan aldıkları yetkiyi onlara devredince, Türkiye her darbede, her muhtırada, her müdahalede, sürekli gerilemiş; ne komşularımız arasında ne de diğer dünyanın devletleri nezdinde hiçbir kıymetimiz kalmamıştı.
Bir soru: “Halkın kurduğu cumhuriyeti halka karşı korumakla kendilerini görevli sayanlar, altmış yıldır belli aralıklarla; darbelere, komplolara, muhtıralara girişenler, halk nezdinde oldum olası hiç geçerli not almışlar mıdır?” Bazı gerçekleri anlatmak için sadece bu durumu tahlil etmek bile yeterli değil midir?
İşte bu haftaki kitabımız, yüz yıl öncesine yolculuk ederek “Saray, Mücevher, İktidar” mücadelesinde Osmanlı Devleti’nin son dönemini anlatıyor. O yılları iyi okuyabilenler, bugünleri anlamakta hiç zorlanmayacaklardır. Bugünü anlamak için böyle eserleri okuyup; bilgilenmeli, aydınlanmalı ve kuru gürültülere pabuç bırakmamalı.
Beğenelim beğenmeyelim, sevelim sevmeyelim, doğrusuyla eğrisiyle, iyisiyle kötüsüyle, başarısızlığıyla başarısıyla, bugün Türkiye’de halka dayalı bir iktidar vardır. İktidara siyasi mülahazalarla bakmayıp, kişisel; hırs, kin ve öfkelerimizle hareket etmeden aklıselim bir gözlükle baktığımızda, ortada halkın iktidara getirdiği siyasi bir iradenin olduğu görülecektir. Türkiye böyle iradelere tarihinde iki defa rastlamıştır. Bu üçüncüsüdür.
Bir de siyasi irade ile uğraşanlara bakalım. Hangi birinin yanında böylesine halk desteği vardır? Ve hangi birisinin düşünce dünyasında, fikir dağarcığında; Türkiye’nin, halkın geleceği vardır? Şu bilinmelidir ki, dünya tarihi boyunca “halk iradesinin” ve “halk rızasının” olmadığı hiçbir güç ayakta kalmamıştır. Buna en son örnek Sovyetler’dir.
Neyse lafı uzatmadan kitaba geçelim. Bu haftaki kitabımız Timaş Yayınları’ndan çıkmış. Doç. Dr. Arzu Terzi, belgelere dayanarak yazdığı kitabı hakkında şunları söylüyor:
“Bu çalışmada; Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesiyle başlayan, Sultan Murad’ın kısa saltanatıyla devam eden ve Sultan II. Abdülhamid’in tahta çıkışının ilk yıllarına kadar süregelip nihayetlenen ve şimdiye kadar ele alınmamış bir saray trajedisi işlenmiştir.
Kitabı ‘Saray, Mücevher, İktidar’ olarak adlandırdık. Yaşanan olayların geçtiği mekân, ‘Saraydır.’ Mücadele ‘İktidar’ adına yapılmaktadır. Kullanılan en önemli araç ve güç unsurlarından biriyse ‘Mücevherdir.’ Bu çalışma, tarih sahnesinde gizli kalmış pek çok önemli detayı anlatmak ve bugüne kadar bilinen bazı yanlışları da düzeltmektedir.”
Eser hakkında bilgi için Timaş Yayınları 0212 – 511 24 24





Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi