Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

CHP, domuz gribi ve GDO

CHP, domuz gribi ve GDO

Dünyada bizden başka böylesine panikleyen bir toplum var mı bilmiyorum. Başımızdan hiç bela eksik olmuyor. Şöyle ayaklarımızı uzatıp “Şükürler olsun” demeye fırsat bulamadık, bulamıyoruz ve buldurmuyorlar.
Her bir şeyimiz tamam olsa ve “Şükürler olsun” desek, sırf “Şükür” dediğimiz için CHP zihniyetliler bütün oklarını çevirip ya darbe çağrısında bulunuyorlar ya da irtica hortladı diye cazgırlıklarını sürdürüyorlar.
Halbuki onlar da günlük hayatta kendilerine; “Ne var ne yok, nasılsın” diye sorulduğunda, eğer kafalarında bir hinlik yoksa boş bulunup; ya “Allah’a şükür” diyor ya da sadece “şükür” diyorlar. Belki çocukluk dönemlerinden kalma dil alışkanlığı diyebiliriz ama dil alışkanlığı da olsa güzel bir niyaz. Neden “Müslümanca ifadelerden” böylesine nefret eder ve hem kendilerini hem toplumu gerim gerim gererler kimse anlamıyor.
Bir de söyledikleri sözler, yaptıkları eylemler, kendi ürünleri olsa yüreğimiz yanmaz ve hani dersiniz ki, “Yahu bunlar da insan, toplumumuzda yaşayan diğer kesimler gibi bunların da kendilerine has; inanç, örf, adet ve gelenekleri var. Adamlar haliyle bu inanç, örf, adet ve geleneklerini yaşamak istiyorlar.”
Eyvallah! Bunu anlarız ama eğer kendilerine has bir inanç değerleri varsa, diğer inançlara da saygı duymaları gerekmez mi? Sürekli kavgaya meydan vererek içinde yaşadıkları toplumu panikletmeleri bunların inanç değerlerinin ana teması mıdır?
Kimsenin neye nasıl inanacağına tabii ki diğer insanlar karar veremez. Herkes inancını, örfünü, geleneğini karşısındakine zarar vermeden yaşamalıdır. Fakat CHP zihniyeti böyle değil ki, yıllardan beri bu milletin değer yargılarıyla savaşıyor ve mücadelelerinden zerre vazgeçmiyorlar.
Hakikaten inanç değerleri olsa da yaşamak isteseler, başımız gözümüz üstüne. Ezan’a karşı çık, camiye karşı çık, bayrama seyrana karşı çık. Namaza karış, ibadete karış, insanların nasıl giyinmesine müdahale et, nasıl yaşaması gerektiğine yol yordam getir. Toplumun inanç değerlerinin suç sayılması için her yola başvur. Peki, insanlık bunun neresinde?
Tamam, bir an için bunların hepsi normal diyelim. Diyelim demesine de o zaman bu adamlar ne istiyor? Nasıl bir Türkiye ve nasıl bir toplum istiyorlar? Hiç olmazsa bunu tarif etseler de gelecek nesillere sipariş verilse, bu tarifi de yapmıyorlar. Bildikleri tek imanları, olur olmaz her meseleye sazan olup toplumu germek.
Evet, CHP toplumu germe konusunda, paniklettirme hususunda her zaman birinci sıradadır ve asla bu sırayı hiç kimseye kaptırmaz. Bakın bu özellikleri takdire şayandır. Sayelerinde huzur, güven ve istikrarı yalnızca böyle satırlarda ve konuşmalarda yaşar olduk.
Bazen de panikletmeye CHP zihniyeti yetmeyince devreye başka mevzular girer. Bu aylardaki ikinci panikletme konumuz “domuz gribi.” Kimse domuz gribini yok saymıyor ama her aksıranı, her öksüreni, her esneyeni, her üşüyeni, her ateşleneni, domuz gribi olarak nitelendirecek olursak, ne köyün yolu bulunur, ne evin, ne de şehrin.
Bizim toplumumuzda insanların büyük ekseriyeti panikleme nesli olduğu için yüzde doksanımız stresle yaşıyor, stresle yaşayan insanların da midelerinde arızalar vardır. Arızalı midelerden de yukarıda saydığım ve sayamadığım şeyler hâsıl olur. O zaman yüzde doksanımızı domuz gribi diye mi değerlendireceğiz.
Hükümet işinin gereği önlemini alıyor, açıklamalarını yapıyor ama bu önlemler, açıklamalar, öyle tafsilatlı ve öyle ilavelerle ve öyle kel alaka meselelerle desteklenip millete sunuluyor ki, insanlar haklı olarak bir panik havası yaşıyor ve herkes karşısındaki insanın hareketlerini, tehlikeli akıl hastalarının davranışlarını izler gibi izliyor.
Bu aylardaki panikleme menümüzde, sürekliliğini kıyamete kadar koruyacak olan CHP’den sonra “domuz gribi” ve “GDO’nun” aldığını söyleyecektim ama yerim kalmadı.
Kısaca değinecek olursak, GDO’lu yiyecekleri yememeliymişiz. İyi yemeyelim ama şimdiye kadar yediklerimiz ne kadar temiz, ne kadar helal ve ne kadar katkısız ve katıksız? Esas problem GDO falan değil dostlarım. Esas problem; insanoğlunun kendi yaratılış fıtratına müdahale etmesidir; bu belalar da oradan gelmektedir. Genetiği bozulan insan fıtratının yapmayacağı kötülük yoktur. Yanlış adreste yanlış insanları arıyoruz.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi