CHP’nin şer gibi gözüken işleri hayırlara vesile olacaktır. Dünyanın bütün kötülerini bir araya toplasanız ve CHP’ye taktik verdirseniz, bu kadar başarılı olunamaz. Ak Partililer her CHP’liye birer kırmızı kurdele takmalı. Hükümetin en büyük şansı CHP’dir.
Cumhuriyet Halk Partisi, kendilerinin tespitleriyle halka inememiş bir partidir. Temelinde halkın bulunmadığı hangi parti olsa, CHP gibi olurdu. Millete tepeden bakan siyasi hiçbir oluşum, vatandaşı asalak yerine koyan hiçbir zihniyet, yine dünyanın hiçbir yerinde kendisine sağlam bir zemin bulamaz, bulamamıştır.
Bu anlamda CHP vazifesini yerli yerince yapmaktadır. Meclis’teki pankart açılımı, Kürt açılımından daha önemlidir. Kürt açılımında milletin birliği ve bütünlüğü vardır ama CHP’nin pankart açılımında; “Biz huzur, güven ve istikrar istemiyoruz, sürekli bunalım halinde yaşamak istiyoruz” mantığı hâkimdir.
Aklı eren ermeyen herkes, İsmet İnönü’nün Cumhuriyet Halk Partisi’ni ele geçirdiği günden bu yana tarihine bakacak olursa, zerre kadar halktan yana bir icraat göremez, görmesi de mümkün değildir. Yalan söyleyeniyle söylemeyeniyle tarih kitaplarına bakılabilir.
Türkiye’nin neresine giderseniz gidin; vatanına, milletine ve dinine saygılı bütün yurttaşlarımızdan, CHP hakkında duyacağınız üç çift söz vardır. “CHP demek zulüm demek, CHP demek anarşi demek, CHP demek kin ve öfke demek. Bu üç sözün dışında iyi bir şey duyacak olursanız, o kişinin geçmişine ve bugününe bakın, her şeyi görürsünüz.
Bu sebeple; CHP’yi her mecrada suçlamak ve onlara doğruları anlatmak, beyhude enerji tüketmektir. Bir kere adamların; “doğruya, iyiye, güzele, vatana ve millete” dair, bir sevdaları yok. “Ben ve bencillikten” başka, bir tek ama sadece bir tek numune gösterebilen çıkarsa, öpüp başımızın üstüne koyarız.
CHP zihniyetinde topluma karşı “şefkatten” söz edilebilir mi? “Merhametten” söz edilebilir mi? “Toplumsal barış ve sevgiden” söz edilebilir mi? “Adaletten, hukuktan” söz edilebilir mi? Evet, ülkesini ve milletini seven herkes, bu soruları kendisine sorsun bakalım nasıl cevaplar bulacak.
“Bizim toplumumuz Müslüman bir toplum mudur?” Evet, Müslüman bir toplumdur. “Peki, Müslüman bir toplumda CHP ne kadar milletin değer yargılarıyla barışıktır?” Camiyi sevmezler, namazı bilmezler, ibadetin her türlüsüne karşılar. Ne Kiliseden, ne Havradan, ne Sinagogdan, ne de Camiden yana tavır almazlar. Bunların hiç mi “inandıkları” ve “iman” ettikleri değer yargıları yoktur?
Çok büyük ekseriyeti Müslüman olan bir halk ile adı halk olan bir parti, nasıl olur da yetmiş yıldır barışamaz? İsmet İnönü’den Deniz Baykal’a ve adamlarına kadar gelip giden herkes aynı tornadan çıkmış gibi milletle barışmama adına, halkla bütünleşmeme adına böylesine başarıyı nasıl yakalıyorlar ve asla taviz vermiyorlar, billahi anlamak mümkün değil.
Dünyanın en ünlü siyaset adamlarını bir araya getirip, CHP zihniyetini tahlil ettirmeye kalksanız, hiç birisinin çözeceğini sanmıyorum. Bu yüzden siyasi uzmanlar diyor ki; “CHP Türkiye’nin selameti ve geleceği açısından önemli bir partidir, kıymeti bilinmelidir.”
Türkiye’nin en büyük kanayan yarasının TBMM’de görüşüldüğü bir sırada, mızıkçı çocuklar gibi pankart açmak, CHP’nin karakterine çok yakışan bir tavırdı. Bu tavrı kınayanlar yanlış düşünüyorlar. Eğer böyle yapmasalar da ciddi ciddi görüşmelere katılsalar ve söyleyecek sözleri olsaydı o zaman şaşırmak lazımdı.
CHP hep böyle “mizah partisi” olarak kalmalı. Maazallah uyanırlar da memleket meseleleriyle ilgilenirlerse, işte o zaman işler karışır. Cami, ezan, ibadet ve diğer değer yargılarına olan hazımsızlıklarını sürdürmeliler. Bu anlayışları ve ideolojileri devletimizin ve milletimizin geleceği için oldukça iyiye işarettir.
İnsanların fert fert bir kaderi olduğu gibi ülkelerin ve toplumların da bir kaderi vardır. Türkiye’nin kaderinde CHP iyi bir yerde durmaktadır. CHP’nin kıymeti bilinmeli ve hep böyle kalmaları için sürekli desteklenmelidir. Bu vazife de en çok Ak Parti ve diğer partilere düşer. CHP zihniyetinin olduğu gibi muhafazası, sağduyu sahibi her vatandaşımızın vazifesidir.