PRİŞTİNA / KOSOVA
İslâm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB), 8. Konsey toplantısını 21-22 Kasım tarihlerinde Kosova’da düzenliyor. Türkiye’den ve İslâm dünyasından kalabalık bir heyetle biz de Kosova’dayız.
Bu toplantının yeni bağımsız olan Kosova’da yapılması oldukça mühim. Zira bugün 63 ülkenin tanıdığı Kosova’yı tanıyan İslâm ülkelerinin sayısı oldukça az.
1912’den beri bölgeden uzak duran ve farklı sebeplerden dolayı bölge halkının teveccühünü kaybeden Türkiye, son yıllarda yeniden bölgede etkinliğini artırıyor. İDSB’nin bölgedeki konsey üyesi, Adnan İsmaili, özellikle son dönemde Türkiye’nin uyguladığı dış politikanın bu etkinliğin ve Türkiye’ye karşı sempatinin artmasında çok önemli bir faktör olduğunu ifade ediyor.
“Kosova, tarihi ve kültürel olarak çok sağlam bağlarla Türkiye’ye ve tüm İslâm âlemine bağlıdır” diyen İDSB Genel Sekreteri Necmi Sadıkoğlu, yapılan basın toplantısında İDSB’nin Kosova’ya olan desteğini şöyle ifade etti: “Balkanlar'ın istikrarı, tam da Balkanlar'ın merkezinde yer alan Kosova'nın kalıcı istikrarıyla ve komşularıyla iyi ilişkiler içinde bulunmasına bağlıdır. Kosova halkı geçmişte çok büyük acılar yaşadı ve bizler bu halkın yaşadığı her acıyı derinden hissettik. Artık, Balkanlar'ın geçmişteki acı hatıraları bir kenara bırakarak gerçek anlamda istikrar, güvenlik ve refah alanı haline gelmesi için hep birlikte gayret etmeliyiz. Kosova'nın güçlenmesi, komşularıyla ilişkilerinin geliştirilmesi, uluslararası alanda tanınması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Başta İslâm ülkeleri olmak üzere tüm uluslararası aktörleri Kosova’yı tanımaya ve Kosova halkı ile dayanışmaya davet ediyoruz. Kosova'nın tarihi ve kültürel mirası aynı zamanda bizim de mirasımızdır. Bu mirasın korunmasının da takipçisi olacağız.”
İslâm dünyasında jeostratejik, jeopolitik ve jeoekonomik bir kültür ortaya çıkıyor. İslâm dünyası kendisini yeniden keşfediyor. Zamanımızın beklentilerine, geleneklerine ve değerlerimize göre, yeni vizyon belirlememiz gerekiyor. İslâm dünyasının başta ilmî ve kültürel sahada olmak üzere uyanışa ve yenilenmeye ihtiyacı olduğu kadar birlik içinde hareket etme zarureti de var. Bu noktada, İslâm dünyasındaki sivil toplum kuruluşlarına çok işler düşüyor.
Bu noktada İDSB’nin Kosova’dan aşağıdaki çağrı ve davetlere dikkat çekmek istiyorum:
İsrail, Gazze’de yaptığı katliama, haksız ve hukuksuz ambargo ile devam ediyor. Filistinlileri evlerinden edip yeni yerleşim merkezleri kuruyor. Mescid-i Aksa’yı her gün biraz daha tahrip edip elimizden alıyor. Bu aymazlığa karşı hep birlikte hareket etmemiz gerek. Bölgesel ve küresel aktörleri bu konuda daha aktif bir siyaset takip etmeye davet ediyoruz. Bu vesileyle, Filistinli dostlarımızı da aralarındaki sorunları gidermeye çağırıyoruz.
Keşmir’de Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen hâlâ çözümsüzlük hâkim. Bu konuda başta ABD ve Hindistan’ı duyarlı olmaya ve Keşmir halkının hakkını engellememelerini istiyoruz.
Irak’taki işgalin bir an evvel bitmesini, Irak’taki tüm mezhep ve meşrepleri, tüm tarafları ittifaka, insafa çağırıyoruz.
Pakistan’da huzur ve istikrar ortamını bozmak isteyen odakları şiddetle kınıyor, İslâm ülkelerini Pakistan’a yardıma ve desteğe davet ediyoruz.
Afganistan’ın haksız işgaline son verilmesini, Afgan halkının daha fazla sıkıntı çekmemesi için askeri inisiyatiflerin yerini sivil yaklaşımlara bırakmasını bekliyoruz. Afgan halkını da bu zor zamanda ittifaka ve kenetlenmeye davet ediyoruz.
Doğu Türkistan’da vicdanları kanatan acı hadiseler gerçekleşti ve halen de devam ediyor. Bu konuda ilgili hükümetleri kınıyor ve insafa çağırıyoruz. İslâm alemini de burada yaşayan kardeşlerimizin dertlerini anlamaya ve yardıma davet ediyoruz.
Ermenistan’ın işgal edilmiş Azerbaycan’dan, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün korunması şartıyla, 20 yıldır çözüm bekleyen bu sorunun çözülmesi için Dağlık Karabağ’dan çekilmesini istiyoruz.
Mazlum ve mağdur Kafkasya’daki kardeşlerimizin huzur ve refahı için tüm İslâm dünyasını bu bölgeye maddi manevi yardıma çağırıyor, kardeşlerimizin arasına ayrılık ve fitne tohumları eken odakları esefle ve şiddetle kınıyoruz.
İslâm dünyasının tüm sivil toplum kuruluşlarından ve tüm Müslümanlardan, acı çeken, darda kalan, mazlum ve muhtaç tüm kardeşlerimize maddi manevi yardım ve destek bekliyoruz. Yetimlere, dullara, gazilere, şehit yakınlarına yardıma, sahip çıkmaya, destek olmaya çağırıyoruz.
Son olarak, tüm sivil toplum kuruluşlarımızı, İslâm’ın değerlerini doğru anlatmaya, ‘etkili temsil’ ve ‘doğru tebliğ’ ilkeleriyle hareket etmeye davet ediyoruz.