Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Dilimizdeki Bayram Yüreğimize İnmedikçe

Dilimizdeki Bayram Yüreğimize İnmedikçe

“Hayırlı bayramlar!” Bu tebrik dilden değil, yürekten. Üzülerek ifade etmeliyim ki ben de başta olmak üzere pek çoğumuz, bayramın manasını dilimizden kalbimize indiremiyoruz. Boğazımızdan aşağı geçmiyor nedense!
“Nedense?” sorusu bile bir kaçış aslında. Oysa hepimiz neden olduğunu bal gibi biliyoruz. Nefsimiz, aklımızın ve mantığımızın önüne geçtiği için, aklımızı, mantığımızı nefsi hesaplarımız muhasara altına aldığı için böyle yapıyoruz. Başka sebebi var mı?
“Peki, her zaman mı böyle?” Hayır, elbet her zaman böyle değil, mekâna, zamana ve kişiye göre değişen bir bayram havası estiriyoruz ama yine de samimi olduğumuz zamanlar daha fazla gibi. Yani hani “Adamına göre muamele” derler ya bazen öyle yapıyoruz.
Yalnız hangi şartlarda olursa olsun, Müslüman bireyler olarak bayramı dilimizden yüreğimize taşıyabilmeli ve oraya yerleştirebilmeliyiz. Bunun için çok gayret ve enerji harcamamıza gerek yok. Karşımızdaki kişilerin de bizim gibi yapabileceğini düşünerek, en azından onlar gibi yapmamaya çalışarak doğruyu yakalayabiliriz.
Ne demek istediğim anlaşılmıyor veya anlaşılmadığı için itiraz edecek dostlar çıkarsa, söylediklerimi bir kenara bırakıp; kendi tanıdık, dost, akraba eş, çoluk, çocuk, komşu v.s. kimlerle iletişim içindelerse, o insanlarla olan münasebetlerini gözden geçirsinler, ne demek istediğimi anlayacaklardır. Kendimizi “samimiyet” testinden geçirmemiz yeterli olacaktır.
Soru: “Cenab-ı Hak dilimizde olanı da kalbimizde olanı da bildiğine ve Allah’ı kandıramayacağımıza göre, kendimizi veya karşımızdakileri kandırmaya nasıl cesaret edebiliyoruz?” öncelikle bu sorunun muhatabı şahsımdır, isteyen üzerine alınabilir.
Madem Allah her şeyi görüyor biliyor, o zaman O’nun gördüğü ve bildiği gibi hareket etmeli değil miyiz? İşte o zaman dilimizdeki ile kalbimizdeki bütünleşir ve ortaya; “iyi niyet” çıkar. Bayramlar iyi niyet günleridir ve devamını sağlamak için yılda iki defa uğrar gider.
Bayramların sevmediği en kötü özelliklerden biri ise “suizandır”. İstisnalar hariç, suizan hemen hepimizin ekmeği, aşı, mesaisi, aldığı ve verdiği nefesi gibidir adeta. En iyi tanıdığımız dostlarımız hakkında bile olumsuz bir duyum aldığımızda, derhal suizana kapılıp, dilimizle ve kalbimizle tasdik edercesine inanmak isteriz.
Şeytanın en sevdiği günler, hayır mübarek günlermiş. Bayramlarda ısrarla gelip insanların üzerine çullanırlarmış. Pek çoğumuzun bayram ziyaretleri iyi dilek ve temennilerle başlar, sonra sohbet ilerlerken bir bakarsınız ki, bayramın muhtevasına ters ne kadar mevzu varsa ortaya gelmiş, boyuna günah ağacı devirip duruyoruz. Bu hali şeytandan bilmeliymiş.
Çünkü bayramlarda siyaset başta olmak üzere haber kaynağı belli olmayan ve ispatı imkânsız olan dedikodulara dayalı onlarca yüzlerce hadise gündeme gelmekte ve pek çok insanın arkasından rahatlıkla konuşup, yargılayıp, hüküm verebilmekteyiz. Böyle bir bayram gezmesi veya ziyareti mi olur? Elbet olmaz.
İşte bu hallerimiz, bayramın dilimizde olup, kalbimize nüfuz etmemiş halidir. “Yüreğe inmiş hali nasıl olacak?” Çok basit, “Ya hayır söyleyeceğiz ya susacağız.” “Böyle demesi kolay da bu gerçeği icraata koyacak güç nerede?” Bu soruyu da kendim için sordum.
Neyse lafı uzatmayalım dostlar, gün bayramdır. Bu yazdıklarımı kimler nerede hangi şartlarda okur ve ne söyler bilmem ama sizler bu satırları okurken, bendeniz Afrika kıtasının kim bilir hangi şehrinde hangi kasabasında veya hangi köyünde olacağım Allah bilir.
Allah izin verirse ya bir siyahın elini sıkıp boynunu kucaklıyor olacağım. Ya muhtaç bir ailenin kapısını çalıp kurban eti dağıtımına şahit olacağım. Ya başka tende bir Müslüman kardeşimin omzuna elimi koyup; ona Türkiye’den selam getirdiğimi söyleyeceğim. Ya da diz dize oturup, göz göze bakışıp, aynı Allah’a, aynı Kitaba ve aynı Peygamber’e iman etmenin hazzını yaşayacağım. Nasipse tabii.
Yazdıklarımı samimice paylaşanlardan dileğim şudur; “Dua edelim ve niyazda bulunalım ki, bayramın mana ve anlamı, dilimizden kalbimize insin ve dilimizin söylediğini kalbimiz de tasdik etsin. Ne kul nezdinde ne de Cenab-ı Hak nezdinde mahcup duruma düşmeyelim.” Tekrar hayırlı bayramlar.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi