D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Kalecik’te kurban

Kalecik’te kurban

Son yıllarda Ankara’da kurban kesmek hayli zorlaştı. Şehir merkezinde nüfus kesafeti arttı. Yapılaşma boş alanları daralttı, bazı bölgelerde neredeyse boş saha kalmadı. Bu yüzden Ankaralılar, yakın kasabalara, köylere doğru giderek kurban vecibesini yerine getirmeye çalışıyor. Biz de birkaç yıldır doğduğumuz yer olan Kalecik’te kurban kesiyoruz. Bu vesileyle yakın olduğu için gidilmesi zor olan (!) memleketimize de şöyle bir uğramış oluyoruz.
Kalecikli olduğumuzu bilenlerin son mahalli seçimden sonra bir hayli tarizine muhatab olduk. Son belediye seçimlerinde Ankara’da CHP’nin kazandığı nadir ilçelerden biri idi Kalecik.
AK Parti’nin ilgili yöneticileri, birtakım verileri önüne almış ve bazı belediye başkan adaylarını merkezden tesbit etmeye karar vermiş. Bu merkezden planlanan yerlerden biri de Kalecikmiş. Kalecik’in okur yazarlık nisbeti en yüksek ilçe olduğu parti ilgililerinin dikkatini çekmiş ve bunun üzerine, tıpkı tek parti dönemindeki mantıkla buraya bir hanım aday gönderilmesi kararı alınmış! Bu maksatla 30’lu yaşlarda bir bayan aday yapılmış. Kasaba halkının yakından tanımadığı bu bayan hem mahalli teşkilatın hem de seçmenlerin tepkisine yol açmış.
Son seçimde Kalecik, AK Parti’nin seçim fiyaskolarından birine yol açtı! Kasabanın seçmenleri, istedikler partiye rey veremeyeceklerini anlayınca, en uygun adaya yönelmişler. Büyükşehir’de Melih Bey’e veren seçmenlerin yarısı kadar seçmenin oyu ile CHP’li aday seçimi kazanmış.
Kalecik’te aday belirlenmesinde iki parti adeta rol değiştirmiş. AK Parti 1930’lar CHP’si gibi davranmış, CHP de halkın tanıdığı bir ismi aday yapmış. Sonuç da demokrasi açısından şaşırtıcı olmamış!
Ankaralı seçimlerde kendini garip hisseder. Neredeyse bütün partiler kendi vilayetlerinden seçilemeyecek adaylarını İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlere kaydırırlar. Bu yüzden Ankaralı listelerde kendisini temsil edebilecek isim görmekte zorlanır. Tabii bu büyük şehirlerin aldıkları büyük göçler dolayısıyla, nüfus itibarıyla bütün Tükiyeyi temsil eder bir mahiyette olduklarını da unutmamalıyız.
CHP tek parti döneminde şehirlerin memurlarını ve eşrafını tamamen kendine bağlamıştı. Bunun dışındaki halk; esnaf, köylüler ve kısmen işçiler çok partili hayata geçilince, Demokrat Parti’yi desteklediler. Babam esnaftı (terzi), dolayısıyla “demokrat”tı, dayım memurdu “halkçı” idi! Birkaç sene önce hicri takvimle 100 yaşında vefat eden dayımın hıfzı vardı, dini vecibelerini yerine getirmekte babamdan daha tavizsizdi, fakat “halkçı” idi! Nüfusu artmayan, ekonomisi değişmeyen küçük merkezlerde CHP bu yüzden daha uzun süre etkili oldu. AK Parti’nin halkı hiçe sayan bazı tasarruflarının böyle yerlerde CHP’liliği canlandırması şaşırtıcı sayılmamalı.
Her şey değişiyor, küçük kasabalar da elbette. Kurban kesmeye gittiğimiz Kaleciğin girişinde CHP’li belediye başkanının kurban bayramını tebrik eden dövizleri ile karşılaştık. Bu da CHP’nin değişimi olarak görülebilir. Nitekim, belediye başkanı kurban kesim yerine de gelip halkın bayramını tebrik etti. Biz de cuma münasebetiyle kesime bir süre ara verip, mahallemiz olan Çanşa’da cuma namazı kıldık. Bizim mahalledeki bu cami yeni yapılmış. Rahmetli babam, mahallenin camisinin CHP döneminde yıktırıldığını söylerdi.
Hatırladığım ilk bayramlar bu topraklarda geçmişti. Aradan yıllar geçtikten sonra hatıralarımızın toprağında olmak, kurban vecibesini burada yerine getirmek, farklı bir dönüş olarak hafızamıza yerleşiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi