Kem söz
Kişi bile söz demini demeye sözün kemini
Yunus Emre böyle buyuruyor.
“Kem söz sahibinindir” diye bir atasözümüz bile var.
Son günlerde MHP başkanı Bahçeli’nin üst üste açıklamalar yaparak Başbakan’a yüklendiği, işi hukuka götüreceğini söylediği konu, bir “kem söz” davası!
Başbakan Erdoğan Bahçeli için “kem söz” etti mi?
Bunu duyan yok!
Meğer “okuyan” varmış!
Başbakan’ın dudak hareketleri MHP tarafından uzmanlara okutulmuş. Bahçeli hakkında galiz sözler sarfettiği sonucuna varılmış! Partinin ikinci derecede yetkililerinden biri, ne söylendiği konusunda ketum. Televizyon muhabirine “Söylersem RTÜK sizi kapatır” diyor!
Söylemiyor ama, iş mahkemeye intikal edecekse, yazıya dökülecek demektir. Böylece önce savcı, sonra hakim ve daha sonra da bütün millet görecek, bilecek demektir.
Bahçeli’nin açılım fırtınası sırasında reytingini yükseltmek için bir hayli sert tavırlar aldığı, ağır sözler sarfettiği biliniyor. Bu yüzden Başbakan bu aleniyet karşısında işi hukuka götüreceğini duyurdu. Şimdi sıra Bahçeli’de. Fakat, aleniyet olmadan hukuk nasıl harekete geçirilebilir? Başbakan’a isnad edilebilecek beyan iki şekilde alenileşebilir: Ya çıkar konuşur, ya da yazılı açıklamada bulunur. Bunlar olmadığına göre, iş bulanık suda balık avlamağa benziyor.
Bahçeli kendine hakaret edildiği iddiasını İstanbul’un lüks bir otelinde partisinin bayramlaşma toplantısında da dile getirmiş. “Hakaret edilen adam olmak” öyle övünülecek bir şey değil oysa! Üç binden fazla partili toplanmış. Partinin başkanı “Başbakan bana hakaret ihtiva eden sözler etti” diyor!
Bunu da bayram tebriki sırasında söylüyor!
Evlere şenlik bir dini bayram tebrik merasimi!
Önce saygı duruşu yapılıyor, sonra İstiklal Marşı okunuyor! Kurban bayramında saygı duruşunun ne işi var? İstiklal Marşı’nı olur olmaz yerlerde, gerekli gereksiz okumak doğru bir şey mi? Yoksa Kurban Bayramı’nı 30 Ağustos Zafer Bayramı veya Cumhuriyet Bayramı ile mi karıştırdı MHP?
Devlet Bahçeli, “Meclis’te konuşmayı yaparken ifadelerimden rahatsız olan Başbakan Erdoğan’ın hakkımda kullandığını tespit ettiğim ağza alınmayacak sözleri tekrarlamama terbiyemin müsaade etmesi düşünülemez” diyor.
Türk siyasi hayatında bir ilk gerçekleşiyor. Bir parti başkanı, Başbakanın kendisine hakaret ettiğini söylüyor. Fakat bunu kimse duymuyor, dudak okuma uzmanları böyle olduğunu iddia ediyor!
Bahçeli dudak okutmakla kalmamalı!
Karın gurultusu okuma uzmanları bulmalı. Başbakan’ın karnından geçenleri okutmalı!
Niyet okuma uzmanları bulmalı, Başbakan’ın niyetini, zihninden geçenleri okutmalı!
Niyet okuma konusunda Bahçeli kıratında uzman zor bulunur! Demokratik açılımla ilgili iddiaları, isnadları bunu açıkça ortaya koyuyor!
Sonra da mahkemeye koşmalı. Nasıl olsa mahkemelerin boş zamanı çok!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.