Cemal Nar

Cemal Nar

Hemen Hac (5)

Hemen Hac (5)

Evet, “Allah onların kötülüklerini iyiliklere, günahlarını sevaplara çevirir.” (Furkan, 70) ayetinde olduğu gibi, yilikler kötülükleri giderdiği gibi, kötülükler de iyilikleri giderebilir.

Bu yüzden uyanık olmalı, bir kötülük işlendiğinde hemen peşinden başta tevbe olmak üzere istiğfar, zikrullah, namaz, sadaka, sıla-i rahim, cihat gibi iyilikler yapılmalı ki o kötülüğü mahvetsin.

Bir iyilik işlendiğinde de ardından kötülük yapılmamalı ki kalıcı olsun. Buna dikkat etmek iyidir.

Ancak “yaşım genç” diye haccı erteleyen bu düşüncenin bazı mahzurları da yok değildir.

Bir kere yaşlılar orada “menasiku’l hac” dediğimiz hacca dair görevleri gereği, bazen iklim şartları, bazen de kalabalık ve izdiham sebebiyle çok perişan olmaktadırlar.

İkincisi, bu anlayışta sanki yaşlılığa kadar hac ile affolunmasına mağruren günah işlemeye bir cür’et var ki çok çirkindir. Yani “Nasılsa hacca gider ve günahlarımı affettiririm. Şimdi elde fırsat varken biraz daha günah işleyebilirim.” demek, bu günahı kimin huzurunda kime karşı işlediğini unutmak gibi bir gaflet eseri değil, bile bile işlemek gibi çirkin bir cür’et göstergesidir. Bu ise katmerli bir ayıptır, günahtır.

Üçüncüsü, o gözettiğimiz yaşlara ya çıkılır ya çıkılmaz. Hadi diyelim çıkıldı, belki o zaman da sağlık, servet, emniyet, mahremiyet gibi birçok imkanlar elden kaçabilir de insan kaybettiğine çok yanar…

“Yaşlanınca gitmek, orada ölmek ve vadedildiği gibi ahirette devamlı hac sevabıyla birlikte ashab-ı kiram ile kalkmak içindir” diye bir mazeret de dinlenmez. Zira böylesine ince duygular besleyen birisi, emr-i ilahiye ve nebeviyeye hemen imtisalen acele hacca gider.

Kaldı ki şeytanlar da, hacıyı ve mücahidi yolundan engellemek için var gücüyle çalışırlar. Hadis-i şerifde buyrulmuştur ki, “İblis’in şeytanlardan azgın ve şımarık yaranı vardır. Onlara der ki:

- Aman hacılar ve mücahidlere dikkat edin ve onları yollardan saptırın.”( Kenz’ül Ummal V. 5-16 (11794, 11854))

Demek orada sıradan şeytanlar değil, en yaman şeytanlar vazife yapacaklardır. Bu büyük bir uyarıdır aslında hacı efendilere...

Allah Teala, Adem’e (as) buyurdu ki:

- Ey Adem, başına gelen gelmeden beytimi haccet!

- Başıma ne gelecek ya Rab!

* Bilmediğin bir şey. O da ölümdür.
* Ölüm nedir?
* Onu ileride tadacaksın.( Kenz’ül Ummal V. 5-16 (11852))
*

Bu tavsiyeye uymaya biz daha muhtacız. Bu konuda şu hadis de bizi ikaz eder:

“Bir kimsenin, kendisine beytullahı hac ettirecek veya kendisine zekatı vacib kılacak bir malı olur da bunları yapmazsa, ölüm anında “ric’at” (geri dönme)’i ister.”

İbn-i Abbas (r.a) bu hadisi okuyunca, meclisteki bir adam:

* Allah’tan kork ey İbni Abbas! “Geri dönüşü” ancak kafirler istemez mi? dedi.
*

İbni Abbas (r.a) da:

* Sana bunu Kur’an’dan okuyacağım: “Ey iman edenler! Sizi, mallarınız ve çocuklarınız Allah’ı anmaktan alıkoymasın; böyle olanlar hüsrana uğrayanlardır. Birinize ölüm gelip de: “Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar ertelesen de, sadaka versem, iyilerden olsam” diyeceği zaman gelmezden önce, size verdiğimiz rızklardan infak edin harcayın. Bir kimsenin eceli gelince, Allah onu asla geri bırakmaz. Allah işlediklerinizden haberdardır.”( Munafikun 9-11)



Gerçekten de İbn Abbas Kur’an-ı Kerim’e ne kadar vakıf olduğunu bu güzel delili sunmakla bir kere daha ortaya koymuştur.( Tirmizi Tefsir 64 hn: 3316. V. 412, Kenz’ül Ummal, V. 20 (11868))

İbni Abbas’ın da belirttiği gibi,( Zuhayli, Tefsiru!l Münir, XXVIII. 231.) bu ayeti kerime Müslümanlar için gerçekten acı bir olaya parmak basmakta. Çünkü, Allah katında bir hayır uman ve ahiretini güzel gören hiçbir mü’min, dünyaya geri dönüşü veya ecelinin ertelenmesini istemez. Zira ahiret daha sevimlidir ona. Korkmaz Allah’a kavuşmaktan.

Bunun bir istisnası şehitlerdir. Ancak onlar da dünyada yaşamak için değil, yeniden cihad ederek tekrar şehit olmak için dünyaya dönüş isterler.



Peki hem müslüman olup hem de bu geri dönmeyi istemeler neyin nesi?

Allah Teala’ya kavuşmaktan mı kaçmak? O’nu mu istememek?

Haşa!...

Sadece günahlarından utanıp kara bir yüzle Allah Teala’nın huzuruna çıkmaktan hem utanmak, hem de korkmak!

Peki ama bu huzura çıkmamanın şöyle yada böyle bir imkanı var mı?

Yok!

Öyleyse?!..

İbret alabilsek, gerçekten “ceğim, ……..cağım” diyerek hayırlı işlerini erteleyenlerin helak oldukların görebiliriz.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)in “Helekel müsevvifun” sözünü duymadık mı?


www.cemalnar.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi