Bayram sohbetlerimizde sanayinin yeri (2)
Bu sütunun tâkipçileri gördüler ki; geçen haftaki yazımızda tanklarımızın modernizasyonu İsrail’e verildiğinde, söz konusu firma batmak üzere olup, İsrail kabinesi müesseseyi tasfiye kararına sıcak bakmış ki, ülkemiz Hızır gibi yetişmiş; “Aman ne yapıyorsunuz? Şurada dostuz, biz sizi severiz. Koskoca müesseseyi kapatmaya gönlümüz razı olmaz” dercesine kendi ülkemizde bu iş için vücud buldurulmuş olanı ihmal ederiz de, bir İsrail müessesesinin ifna edilmesine göz yumamayız dercesine tankların modernizasyon ihalesi verilivermiş.
Evvelâ böyle büyük bir ihalenin alındığı duyulan firmanın, alım yaptığı piyasada duyulduğunda, hiç şüphe yok ki, kredibilitesi yükselir. Alacaklılar, böyle bir ihaleyi kazanmış müesseseye baskılarını değil azaltmak, kolaylıklar gösterecek bir teklif skalası takdim ederler. Yapımını aldığı işleri yapabilmesi için müessesenin arkasında olduğunu sadece durmakla değil, alacağını kurtarabilmek için yapabileceği bütün kolaylıkları takdim ederler.
Kulakları çınlasın Sayın Veysel Eroğlu Beyefendi kardeşimiz, Kenan Demirhan’ın YİM-DER’in İstanbul Şubesi başkanlığı esnasında sanırım 1996’da verdiği bir konferansında, İstanbul’da bir boru fabrikasının, sükûtunun yakınlaştığı dönemde, Ergun Göknel İSKİ’sinden ağzı yananların bu müesseseye neredeyse, peşin parayla dahi mal vermemeyi düşündüğü bir zamanda, şöyle anlatmıştı da oradan biliyorum. CHP zihniyetinin çökertmiş olduğu İSKİ, “at binenin, kılıç kuşananın” diyen Milli Görüş mensubu kadronun, ciddiyet ve çalışkanlığı ve de açık sözlülüğü, kapatmayı düşünen boru fabrikasına yeni bir heves getirmiş, sağlam ve yüksek meblağlı çeklerle işi rayına oturtmuşlar. Hiçbir çekin ödenmesinde acze düşülmemiş, ne yapıp edilip İSKİ çekinin itibarı, büyüklüğü ile alakalı güvenilirliği tazeleştirilmiştir. Sayın Eroğlu’nun bu muvaffakiyetini elbette şükranla karşılarız, çünkü Milli Görüş belediyeciliği zihniyetinin temsilcisiydi ve başarı, onun ayrılmaz bir parçasıydı... Şimdi biz; burada İsrail’e ihale ettiğimiz tanklarla ilgili olarak, gelen maildeki iki önemli iddiayı, yine noktasına virgülüne dokunmadan sunmaya çalışalım:
“Projeyle ilgili iki önemli iddia: Projenin hangi aşamada olduğuna ilişkin net bilgi verilemezken, bir iddiada firmanın 10 adet tankı modernize ederek teslim ettiği belirtilirken, başka bir iddiada ise, henüz prototip tasarımın dahi ortada olmadığı ifade edildi. Tasarım toplantılarında firmanın birçok konuda başarısız olduğu görülmesine rağmen bazı adımların onaylanmadan geçirildiği öne sürüldü. Projede birçok yükümlülüğünü yerine getirmeyen firmaya ödemelerin ise zamanında yapıldığı kaydedildi. Ekim 2009’da tamamlanması gereken modernizasyonun ne aşamada olduğu halen belirsizliğini sürdürüyor.”
Eğer insafı elden bırakmazsak görülen odur ki, tank modernizasyon ihalesini her ne kadar Anasol-Me verdi diyorsak da, söz konusu koalisyon bu ihaleyi yaptıktan sekiz ay sonra seçimlerde silindi gitti. 3/Kasım/2002’den bu tarafa geçen zaman diliminde sekizinci seneye doğru yol almış bulunan iktidar AKP olup tıkır tıkır parayı ödemiş. Bravo, borcunu ödeyeni herkes beğenir. Dolayısıyla AKP borcu ödemekle iyi yapmış da, fakat “Nerede bizim tanklar” dememesi beğenilecek gibi değil. 1. Cihan Savaşı’ndan evvel, İngiltere’ye iki gemi ısmarlamış ve merhum ve mağdur Şehid İskilipli Atıf Hoca’nın öncülüğünde açılan bağış kampanyası ile toplanan paranın bu gemilerin borcunu ödemekte kullanıldığı bilinir. Ne var ki, İngilizler cihan savaşını çıkaracak mekanizmanın pek makbul bir üyesi olduğundan, gemilerimizi parasını tahsil etmiş olmasına rağmen bize teslim etmediydi. Acaba İsrail bu tankları tâmir etti de, yakında husule geleceği dillendirilen Armagedon savaşlarında, galibiyet yolunu bulmak için söz konusu tankları Müslüman kanı dökmekte mi kullanacak?.
Geçen haftaki yazımızda bu ihaleyi yapan hükümetin Anasol-Me olduğunu söylemiştik. Hâtta bu hükümetin MHP kanadının mensubu Sayın E. Tümgeneral Erdal Sipahi Paşamızın, ihalenin İsrail’e verilmesine de muarız olduğunu yazmıştık. Bakalım e-mailin devamına:
“Yukarıdan gelen emirle verildi”
İhaleye tepki gösterenlerden biri de MHP Milletvekili emekli Tümgeneral Erdal Sipahi oldu. Gazze’de katliamların yaşandığı Ocak ayında bir gazeteye demeç veren Sipahi, ‘İhalenin İsrailli firmaya verilmesine karşı çıktık. Çünkü tecrübesi yoktu. Ama yukarıdan gelen emirle ihale İsrail’e verildi. Tankları modernize etmek yerine yeni tanklar alınsaydı daha doğru olacaktı. Hâlâ teslim edilmedi. Teslim edilse bile işe yarayacaklarını sanmıyorum’ demişti.”
Hemen sormak istiyorum dedim amma kendim araştırıp cevaplayayım daha doğru olur: “Kâmil Erdal Sipahi Paşa şu anda milletvekili mi?” diye soracaktım; sormayıp bulabildiğim kadarıyla İzmir MHP milletvekili. Bu araştırmayı yaparken de, Pamukoğlu Albayı Paşa yapan Doğan Güreş Paşa, Kâmil Erdal Sipahi ve Yavuz Ölçer Albayları da paşa rütbesine yükseltmiş. Ben buna inisiyatif kullanma derim.
İSTANBUL SP HANIMLAR KOLU’NUN GDO TOPLANTISI
SP İstanbul Kadınlar Kolu tarafından bilgilendirme bâbında gönderilmiş e-mailden aşağıdaki paragrafı almak suretiyle sütunumu süslüyorum. Teşekkürler SP Hanımlar Kolu’na.
“Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer sunumunda; tohumun kimsenin malı olamayacağına, gıda savaşlarının I. Dünya Savaşı’yla başlayan tarihine, ABD’nin Irak’ı işgalinin arkasında yatan en önemli sebeplerden birinin küresel tohum savaşları olduğuna değindiği konuşmasında, 1902 yılından itibaren Rockefeller grubunun gıda genetiği araştırmalarına verdiği desteğin altında gıdanın kimyasal silah olarak kullanılması fikrinin yattığını belirtti.”
Fiemanillah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.