Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Hitler’in yeni kopyası!

Hitler’in yeni kopyası!

El Cezire Kanalı’nda Faysal Kasım’ın hazırlayıp sunduğu ‘El İtticah el muakis’ programında Filistinli Azzam Temimi ile, İsviçre Halk Partisi’nden ve minare yasağının öncüsü ve babası Oskar Freysinger karşı karşıya geldiler. Azzam Temimi, Freysinger’i Avrupa’nın yeni Hitler’i olarak takdim etti. Ortak yönlerine atıfta bulundu. Freysinger program boyunca Fransızca konuştu lakin Temimi onun Hitler gibi Avusturya kökenli olduğunu ileri sürdü. Azzam Temimi’nin ikinci suçlaması ise Freysinger’in Siyonizmle içli dışlı olduğu yönündeydi ve Faysal Kasım bu suçlamaları birebir muhataba veya minare yasakçısına iletti. Freysinger zaman zaman gerilse de, rahattı. Suçlamaları reddetti ve Hitler gibi olmadıklarını ve minare yasağı konusunda demokratik kanalları işlettiklerini savundu. Gerçekten de Avrupa’da yeni kuşak sağ, İslam düşmanlığı yapıyor. Geçmişte bunlar Yahudi düşmanlığı yapıyordu ve şimdi ‘düşmanımın düşmanı dostumdur’ taktiği ve anlayışı ile Müslümanlara karşı eski düşmanlarıyla ortak oldukları söylenebilir. Lakin bu dalga kesinlikle Hitlervari bir dalga değil. Zaten Freysinger kendisinin Nazilerle veya Hitler’le müttefik olmadığını, asıl el Hac Emin el Hüseyni’nin Hitler’in ortaklarından veya müttefiklerinden olduğunu ileri sürdü. Lakin Azzam Temimi çok önemli bir hususa temas etti ve bu yasakların İsviçre ile sınırlı kalmayacağını, sari ve domuz gribi gibi bulaşıcı bir hastalıkla bütün Avrupa’yı kasıp kavurabileceğini ve etkisi altına alabileceğini söyledi. Kesinlikle Oskar Freysinger’in yaptığı bu ülke ile sınırlı kalmayacak ve domino etkisiyle Avrupa’ya yayılacaktır ve bunun işaretleri alınıyor ve emareleri görülüyor. Batılılar nasıl Cezayir’de FIS dalgasının bölgeye yayılabileceğinden endişe etmişlerse, Müslümanlar da minare yasağının genişleyerek ve derinleşerek Avrupa’yı etkisi altına almasından haliyle ve haklı olarak endişe ediyorlar. Merkel, minarelerin kilise kulelerinden yüksek olmaması gerektiğini söylüyordu. Le Pen’in kızı hatta Sarkozy ve Fransız sağı minarenin Fransız mimarisiyle bütünlük arz etmediğini ve dolayısıyla yasaklanması gerektiğini savunuyor.
¥
Esasında minare krizi 2005 yılından beri kartopu gibi büyüyerek devam ediyor. Türk göçmenlerin bir camiye minare yapmak istemelerinin önü yargı kararıyla kesilmişti. Aynı Halk Partisi (SVP) bu kampanyasının öncülü olarak 21 Ekim 2007 tarihinde İsviçre’de yapılan genel seçimlere, ‘akkoyun İsviçreli’ler tarafından İsviçre sınırları dışına tekmelenerek itilen ‘karakoyun göçmenler’ afişiyle göçmenleri hedef almıştı. Hitler yerine Wilders’in bir kopyası olan Freysinger, ‘ılımlı İslam yok’ diyerekten İslam hukukunu ve şeriatı hedef almıştı. Faysal Kasım ise ‘İsviçre’de Müslümanların gücü ve sayısı belli. Böyle olduğu halde İslam dünyasında İslam hukuku uygulanmazken nasıl olur da ülkenizde uygulanır ve böyle olmasına rağmen neden halkı İslam’a karşı kışkırtıyorsunuz?’ diye sordu. Mugalata yaparak soruları geçiştirdi. Lakin domuz gribi gibi sari bir sosyal hastalık yaydığından şüphe edilemez ve hemen ardından Hollandalı kopyası olan ve Kur’an-ı Kerim’in yasak kitap haline getirilmesini savunan Wilders de minarelere karşı savaş açtı. Aslında bunlar, son sıralarda Batı’da mantar gibi biten ve Amerikalı Neoconları hatırlatan kin mimarları. Papa ile İslam’a karşı kutsal olmayan bir koalisyona giren Oriana Fallaci de hem minareye hem de camiye karşı bir savaş yürütüyordu. Bu, haçın da katılımıyla İslam’a karşı yürütülen bir dinsizlik saldırısıydı.
¥
Freysinger’in kadın versiyonu olan Oriana Fallaci de sadece minareye değil, tümüyle camiye karşıydı. Aynen Wilders gibi İslam’ı Nazizme benzetiyordu. Vaktiyle Amerikan New Yorker dergisine konuşan Fallaci, İslam’ı yeni Nazi dehşetine benzeterek “Ben Müslüman ülkelerde haç takamıyorum, onlar benim ülkemde istedikleri gibi hareket edip bizleri tehdit bile edebiliyorlar. Bunun nedeni ise başımızdakiler. Prodi ve Berlusconi gibi şapşallar bunun için benim oyumu alamadılar” diyor ve görüşlerini şöyle sürdürüyordu: “Floransa’da benim evime yakın bir yerde İslam Kültür Derneği adı altında cami de inşa edilecekmiş. Ben Da Vincilerin, Raffaelloların, Mikelanjların, Giottoların muhteşem eserleri arasında 24 metrelik bir minareyi görmek istemiyorum. İlk işim bomba koyarak kendi ellerimle havaya uçurmak olacaktır.” Yani Fallaci hem minareye hem de camiye karşıydı. Oysaki kimileri ‘minareden sonra sırada cami var’ dediği için Yusuf Kardavi’ye ateş püskürüyor ve işi mübalağaya döktüğünü söylüyordu. Frankenstein gibi bir yaratık olan Freysinger bizdeki başörtüsü karşıtı ulusalcılar gibi konuşuyor ve minarenin İslam şartı olmadığını ve ilk minarenin Emeviler tarafından Şam’daki Cami-i Emevi’de yapıldığını ve öncesinde minare olmadığını ileri sürüyor. Aslında her şeyin bir ilki olur. Cami de İslam’la birlikte başlamadı. Yeni emirler geldikçe yeni yapılar da oluştu. Bu hususta İslam’da kurumların tarihini yazan Hamidullah ve ibadetlerin tarihçesini yazan Tahir el Mevlevi gibilerin kitaplarına bakılabilir. Minare olmadan da çatılar minare görevi yapıyordu ve müezzinler çatılara çıkarak ezan okuyorlardı. Mala yetimmu’l vacibu illa bihi fehuve vacib kuralıyla yapıyı tamamlayan her şey yapıdan sayılmaktadır. Yapıya mündemiçtir. Minare de ezan okunan yerdir ve caminin bir parçasıdır. Acaba meseleyi Emevilere bağlamasına bakılırsa Freysinger gibilerin Yaşar Nuri Hoca gibilerden ders aldığı da söylenebilir mi? Hoca siyasi anlayışı gereği minare yasağına karşı, lakin daha şedit bir biçimde kendisi camilere karşı gelmiyor mu? Şii dünyasındaki mabetlerde minare olmasa, biz de Freysinger’e inanabilirdik. Freysinger’in batılı kopyaları hepsi İslam’ın birer umdesini ve rüknünü yasaklıyorlar. Sarkozy, peçe takanlar dışarı diyor. Wilders, Kur’an-ı Kerim’i, Kavgam gibi yasak kitap ilan ediyor. Velhasıl her biri birer yasağın ucundan tutuyorlar. Dolayısıyla bu zat Hitler’in değil, Frankenstein’in kopyasıdır. Aynen Azzam Temimi’nin dediği gibi medeniyetler çatışmasının tetikleyicisidir. One Gog veya Pim Fortuyn gibi Müslüman arkadaşları edinmekle iftihar ediyor. Olabilir! Lakin Müslüman arkadaşları da Selman Rüşdi gibi ruh ikizleri olmalıdır. Bozacının şahidi şıracı misali...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi