Pakistan rejimi çatırdıyor
Pakistan istim üzerinde. Siyasi havalar bir açıyor, bir kapanıyor. Ülke zaman zaman durulma işaretleri verirken bazen de darbelerin eşiğine geliyor. Darbe söylentileriyle çalkalanıyor. Aralık ayında (2009) olduğu gibi. Henüz darbe olmadı, lakin yolsuzluk nedeniyle Benazır’ın dul kocası Asif Ali Zerdari hakkında İsviçre mahkemesinin dava açmasıyla birlikte çekilmesi yönünde çağrı ve baskılar arttı. Gelişmeler üzerine Genelkurmay Başkanı Kiyani de ordu komutanlarıyla bir değerlendirme toplantısında bulundu. Hükümetin günleri sayılı olabilir. Zaten askerlerin darbesine gerek kalmadan yüksek yargı darbesini yaptı bile. Ve bazı bakanlar hakkında tutuklama fezlekesi var ve diğerleri de topun ağzında. ‘Bay komisyoncu’ veya bazen ‘yüzde 10’ olarak da adlandırılan Asıf Ali Zerdari’nin böyle bir çalkantılı ülkeyi yönetemeyeceği baştan beri aşikardı. Lakin hissi dönemlerde insanlar gözleri kapalı olarak hareket edebiliyorlar. Hakikat yerine sevgi veya nefret halesi egemen olabiliyor. Nitekim, Benazır Butto’nun öldürülmesinden sonra yapılan seçimleri hiçbir pozitif vasfı olmayan ve yolsuzlukla işadamlığını karıştıran Asıf Ali Zerdari’nin partisi kazandı ve kendisi de cumhurbaşkanı seçildi. Hâlâ Pakistan’da darbe olmadıysa bunun nedeni, ülkenin şartlarının el koyulamayacak kadar ağır olmasındandır. Yoksa kimsenin Asıf Ali Zerdari’yi esirgediği falan yok. Pakistan siyasileri nefret iklimi üzerinde yaşıyorlar. Genelkurmay Başkanı Eşfak Kiyani ile Zerdari birbirlerinden nefret eden ikili. Lakin Eşfak’ın elleri bir türlü tetiğe varmıyor. Nedeni alacağı yükün ağırlığı. Bundan dolayı milli birlik hükümeti kurulmasını istiyor. Lakin güçsüz olduğu halde Zerdari ülkeyi tek başına yönetmenin zevkinden mahrum kalmak istemiyor. Ayrıca, Şerif kardeşlerle de sevgi değil, nefret ilişkisine sahip. Bundan dolayı Pakistan siyaseti tamamen kilitlenmiş durumda. Bu kilidi açacak tek kurum, yargı. Şimdi ülkede yargının sözü geçiyor. Müşerref’in gitmesi, esasında Zerdari’nin zaferinden ziyade yüksek yargının zaferi oldu ve yüksek yargı, ‘birbirimizi görmeyelim ve yolsuzlukların üzerini örtelim’ şeklindeki Müşerref-Zerdari arasındaki centilmenlik mutabakatını bozdu. Zerdari o kadar hazımlı bir siyasetçi ki eşinin katilleriyle bile pazarlık yapabilecek kadar geniş meşrebi var.
-
Lakin yüksek yargı kurumu, taksit taksit Zerdari hükümetini dağıtıyor. İtalya’da gerçekleşen bir olaya benzer olaylar dizisi Pakistan’da da yaşanıyor. Geçenlerde İtalya’nın Lombardia Bölgesi Spor ve Turizm Bakanı Pier Gianni Prosperini, yerel bir kanalla yaptığı canlı telefon bağlantısı sırasında tutuklandı. Antenna 3 bölgesel televizyon kanalında canlı yayınlanan bir program sırasında Prosperini’nin tutuklandığı haberi stüdyoya ulaştı. Bunun üzerine program sunucusu Prosperini ile canlı telefon bağlantısı yapılmasını istedi. Telefon bağlantısı gerçekleştiğinde sunucu, “Prosperini, canlı yayındayız. Affedersiniz ama, şu anda nerdesiniz. Size pek hoş olmayan bir soru sormak zorundayım. Ajanslardan tutuklandığınız haberi geçildi” diye sorunca Prosperini “Aman Tanrım. Hâlâ ayaklarım serbest. Burada sakin ve rahatım. Ne diyebilirim ki. Ajanslar hatalı” diyor ama hemen ardından, “Durum berbat. Şimdi gerçekten kapatmalıyım” diyerek telefonunu kapatıyor. O sırada emniyet mensupları Prosperini’nin yanına gelerek kendisini tutukluyorlar. Prosperini, toplam 7.5 milyon Euroluk bütçe ayrılan bölge tanıtımı işinin 230 bin Euro rüşvet aldığı bir firmaya verilmesini sağladığı gerekçesiyle ‘rüşvet almak’ ve ‘ihaleye fesat karıştırmak’ suçlamalarıyla tutuklanıyor. Sanki İtalya’da yaşanılanlar Pakistan’da yaşanılanların tekrarı ve izdüşümü gibi.
-
Pakistan’da da tam benzer hadiseler zinciri yaşanıyor. Savunma Bakanı Ahmet Muhtar, Çin’e gitmek üzere hareket ediyor, lakin havaalanında alıkonuyor. Zerdari’nin Sözcüsü Ferhatullah Baber olaya izah getirerek; Ahmet Muhtar’ın engellenmesinin yolsuzluk kapsamında yurtdışı yasağı getirilen 248 kişilik kara liste içinde yer almasından kaynaklandığını duyuruyor. İçişleri Bakanı Rahman Malik de tutuklama fezlekesiyle karşı karşıya. Onunla ilgili de iki isnat ve suçlama var. Bunlardan birisi yetkisini kötüye kullanma ve ikincisi de Toyota şirketinden resmi hizmetlerde kullanılmak üzere alınan araçlara ilaveten iki adet hediye (rüşvet) araç alması ve bunu devletten ve kamuoyundan gizlemesi. Dolayısıyla Zerdari gibi komisyoncu başkanların komisyoncu bakanları oluyor. Askerlerle siviller arasında gerginliği mümasil olarak Zerdari yanlısı Sind Parlamentosu, Şerif kardeşlerin (Nevaz-Şahbaz) etkisinde olan Pencap Parlamentosunun Zerdari hakkında komplo ve tertip içinde olduğunu savunuyor. PPP (Pakistan Halk Partisi) yandaşları, Zerdari ve Benazır ailesine karşı yolsuzluk iddialarının ardında Nevaz kardeşler olduğunu ve bunların kışkırtmalarıyla davaların açıldığını ileri sürüyorlar. Velhasıl Pakistan’da işler oldukça karışık ve ülke dar bir geçitten geçiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.