Birbirlerinden binlerce kilometre uzakta da olsalar, bir metre yakın da olsalar, “hayır işleri” konu olunca nasıl şer ittifakı oluşturabiliyorlar vallahi ve billahi akıl sır ermiyor.
Yeter ki; havada, karada, denizde; “hayır için uçan bir toz zerreciği görmesinler” kazara yanlış bir yere konsa, bir yanlışa sebep olsa, birbirlerinden habersiz, bağlantısız ve bağımsız hareket eden medyacılar anında birleşip, şer ittifakı oluşturabiliyor ve avının üzerine atlayıp başarıya ulaşmış sırtlanlar gibi keyif çatabiliyorlar.
Deniz Feneri, Mehmetçik Vakfı, Türk Hava Kurumu ve Lösev Vakfı gibi vakıf yetkililerinin de içinde bulunduğu ve dünkü sayıya göre 65 kişiyi bulan bir gözaltı meselesi var. Hadisenin odağında ise kurban kesim firması MAY ET bulunuyor. Haliyle savcılık işini sağlıklı yapabilmek için ilgililerin ifadesine başvuruyor. Daha bundan doğal ne olabilir?
Şer ittifakçıları kendi yayın organlarına nasıl yansıttı bu haberi peki? “Deniz Feneri Genel Başkanı gözaltında” diye verdi ve diğer vakıfların adını bile kullanmadı. Utanma belasına mıdır, yoksa içlerinde helal süt emmiş biri çıktı da onların müdahalesiyle midir nedir, dün nihayet haberi ortaklaştırdılar ve diğer vakıflardan da söz etmeye başladılar.
İlk iki gün, daha savcılıktan bir açıklama yapılmadan, emniyetten herhangi bir bilgi gelmeden, Deniz Feneri Genel Başkanının gözaltına alınmasını, Almanya Deniz Feneri ile ilişkilendirerek, “şerliklerini” gösterdiler ve epeyce kafa karışıklığına sebep oldular. “Şeytan insanı nasıl aldatır?” diye soranlara canlı bir örnek işte.
Üç gündür Deniz Feneri devamlı açıklama yapıyor ama şer ittifakı görmüyor. Görenlerden ve görmek isteyenlerden olarak, açıklamayı aynen aşağıya alıyorum.
Deniz Feneri Açıklaması: “Dün ve bugün basında yer alan haberlerde farklı şekillerde sunulan ‘kurban yolsuzluğu’ soruşturması ile ilgili siz değerli Deniz Feneri dostlarına bir açıklama yapmayı borç biliyoruz.
Derneğimizin 2009 yılında yurtiçinde kurban kesimi yaptırdığı dört kesim firmasından biri olan MAY ET firmasının hesapları savcılık tarafından incelemeye alındı. Bu çerçevede Genel Başkanımız ve kurban organizasyonunda görevli 2 personelimiz, Mehmetçik Vakfı, Türk Hava Kurumu ve Lösev gibi MAY ET Firması ile kurban organizasyonu gerçekleştirmiş kurumların yetkilileriyle birlikte bilgisine başvurulmak üzere savcılıkta bulunmakta.
MAY ET Firması soruşturması kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konu ile ilgili derneğimizden talep etmiş olduğu bütün belgeler eksiksiz olarak teslim edildi; ayrıca kurban kesim görüntüleri avukatlarımız aracılığı ile kendilerine ulaştırıldı.
Derneğimizin 2009 yılı kurban organizasyonu çerçevesinde yurtiçinde ve yurtdışında toplam 15.743 hisselik kurban kesilmiştir. Bu kurbanların 7.458 hisselik kısmı yurtiçinde, 8.195 hisselik kısmı ise yurtdışında kesildi. Yurtdışında kurbanlar 21 ülkede kesilerek, etlerin tamamı aynı gün içinde yoksullara dağıtıldı.
Yurtiçinde yaptığımız kurban kesimleri Diyarbakır, Erzurum, Merzifon ve İstanbul’da gerçekleştirildi. Derneğimiz kurban kesimlerini her yıl olduğu gibi bu yıl da noter huzurunda, veteriner gözetiminde ve dernek görevlileri nezaretinde; hijyenik şartlarda ve İslâmi usullere uygun olarak, Diyanet İşleri kurban kesim yönetmeliği çerçevesinde yapıldı.
Yurtiçinde en büyük kesimi yaptığımız Diyarbakır MAY ET firmasından kesilen kurbanların etlerinin yüzde 65’ine tekabül eden kısmı; bayramın birinci gününden itibaren teslim alınarak yukarıda sayılan yerlerde kesilenlerle birlikte Türkiye’nin 65 ilinde, 66 noktasında 17.840 aileye ulaştırıldı.
Kesimi yapılan kurban etlerinin kalan kısmı sözleşme gereği ve yapılacak dağıtım planları çerçevesinde en geç Nisan 2010 sonuna kadar ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırılmak üzere teslim alınacak. Vekâleti alınan kurbanların tamamı zamanında, Kurban Bayramı süresince ve usullere uygun bir şekilde kesilmiş ve kesildikleri belgelerle ve video görüntüleriyle kayıt altına alındı.
Kesim sonrasında bağışçılarımıza SMS ile kurban kesim bilgisi verildi. Kurban kesim belgeleri bağışçılarımızın adreslerine postalandı. Her bağışçımızın tek tek isminin okunarak kurbanının kesildiğini gösteren videolar da bağışçılarımıza gönderiliyor. Deniz Feneri’nin kesilmemiş bir tek kurbanı bulunmamaktadır.”