Mehmet Akif alkışlanmak yerine anlaşılsaydı
İstiklal Marşı Şairimiz Merhum Mehmet Akif’i, Müslüman kimliğinin ön plana çıkmasından dolayı başta CHP’liler olmak üzere, en ılımlısından en radikaline kadar solun tüm çeşitleri sevmez. Çünkü “İslâm” ve “Müslümanlığa” karşı duydukları öfke ve nefret, onlara böyle söyler. Düşüncelerinin değil, nefretlerinin kölesidirler.
Ayrıca sevgisizliklerini her fırsatta gösterip, bu halleriyle de gurur duyarlar. Çünkü Merhum Mehmet Akif Ersoy’a hakaret, saygısızlık, sevgisizlik gibi ebedi bir düşmanlığın beslenmesi, Akif’in şahsında; vatanına, milletine, dinine, diyanetine ve bilumum insani ve İslâmi değerlere sahip çıkan halka karşıdır.
Haydi diyelim Mehmet Akif Ersoy’un şahsında milletimize ve inanç değerlerine nefretlerini izhar eden kesimleri anladık. Peki, Akif’e sahip çıkıp, onu anladığını iddia eden, seven ve sayan biz ve biz gibiler, milli mefkûremizi sağlam halkalarla örerek büyük bir inanç ve kültür mirası bırakan mütefekkirimizi ne kadar tanıyor, tanıtabiliyor ve anlatabiliyoruz?
Mesela Milli Mücadelede pek çok kahramanımız vardır. Her evden bir şehidimiz ve gazimiz bulunur. Bu kahramanlarımızın başında; “Sessiz yaşadım, kim beni nereden bilecek” diyen Akif gelir. Ama ne yazık ki resmi tarih, onu en son sıraya bile nazla koymuştur. Oysa Mehmet Akif’in Kastamonu Nasrullah Camii’nden ateşlediği ve can dostu Eşref Edip’le başlattığı mücadele, topraklarımızı işgalcilerden temizlemiştir.
Bugün hangi tarihçi ve hangi tarih kitabı, milli mücadelede Eşref Edip’ten söz eder hiç araştırdınız mı? Oysa Eşref Edip, Sebilürreşad Dergisi’nin sahibi, Mehmet Akif Ersoy da başyazarı olarak gece gündüz demeden, aç ve sefil bir vaziyette, Anadolu’yu karış karış gezip, hem sözlü hem de yazılı, vatanın kurtuluşu, milletin selameti için çalışmışlardır.
Yazdıklarımı Vakit’i okuyan herkesin anlayacağını ümit ediyorum. Bir de art niyetli okuyanlar var. Kötü niyetli insanlar, ön yargılı ve peşin hükümlüdürler. Ön yargı ve peşin hükümlülük ise insanı “inatçı” ve “inkârcı” yapar, bu da çok ciddi ve tehlikeli bir hastalıktır.
İşte bu ve benzeri tiplere derim ki; Mehmet Akif Ersoy ile Eşref Edip’in yurt savunmasındaki mücadelesinde, Mustafa Kemal büyük destek olmuş, hatta Sebilürreşad’ın Anadolu’da yayınlanmasını Mustafa Kemal istemiştir. Bu istek üzerine Akif ve Eşref Edip, Sebilürreşad’ın klişesini alarak, Kastamonu üzerinden Ankara’ya gelmişlerdir.
İdrak damarları tıkalı belli kişi ya da kişilere bu açıklamayı yaptıktan sonra Merhum Mehmet Akif Ersoy’a dönmeden önce şu önemli ayrıntıyı da paylaşmalıyım. İstiklalimizi kazanmamızda büyük emekleri olan Eşref Edip, ülkemiz ve milletimiz selamete erdikten sonra İstiklal Mahkemelerinde yargılanmış ve sürüm sürüm süründürülmüştür. Geçelim.
Mehmet Akif Ersoy, bütün ömrünü Allah rızasını kazanmak ve tüm mükâfatları öteki âlemde almak üzere hayatını deruhte etmiş biridir. Böylesine yüksek şahsiyetli bir insan, yine böylesine dinine ve milletine bağlı biri, kendisine saltanat yüklü bir hayat sağlamadı, teklifleri reddetti. İmanı, milletin malını gasp etmesine müsaade etmedi. Bu yüzden de sade yaşadı.
Evinde hasırdan başka kıymetli eşyası olmadığı halde İstiklal Marşı için verilen ve kanunla tespit edilen 500 lirayı almak zorunda kalınca, parayı aldı ve “fakir kadın ve kızların meslek öğrenmesi için açılan “Dâru-l Mesai’ye” bağışladı. Niyeti fakir yaşamak değildi, milletin malını, milletin çocuklarına tevdi etmekti, öyle de yaptı.
Mehmet Akif, henüz keşfedilmemiş bir gizli hazinedir. Bizler o gizli hazinenin kapağını açıp bakamıyoruz bile. Bütün hazineler kilitlidir ve anahtarı da kolay kolay ele geçmez. Hazine her birimizin başucunda duruyor. İşe Akif’i yeniden keşifle başlayabiliriz.
Kargaşa ortamının doruklarında yaşayan günümüz Türkiye’sinde Akif’e çok ihtiyacımız var. Nefret edenlerini bir tarafa bırakalım, Akif’in vatan ve millet sevgisinde buluşanlar, gönül ve söz birliği yapabilse, bu da yetip artacaktır.
Memleketin ve milletin birliğine dair mesajlar, Safahat’ın ve Akif’in hayatında satır satır ipuçlarıyla veriliyor. Akif inanmış bir insandı. Aynı Allah’a tapan bütün insanları mes’ud görmek istiyordu. Akif’in ıstırabı bu milletin ıstırabıydı. Allah rahmet eylesin ve ruhu için el Fatiha.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.