Aylardan, hatta yıllardan beri TSK içinde bir “cunta” olduğu söyleniyordu...Elhamdülillah, bir değil, birçok cuntanın varlığı meydana çıktı...
Bir tane olsaydı, şimdiye değin 77 defa darbe yapmaları mümkündü.
Birden çok olduğu için herhalde birbirlerinden çekindiklerinden dolayı darbeler gerçekleşmemiş... Sadece gözdağı vermekle yetinmişler...
Sessiz öfkelerimiz dalga olsun denize
Dört mevsim üşüyoruz, yine vatan sağ olsun.
Bakın şu işe...
Bakın da vurun kafanıza... Eğer kafanız varsa, kafanızın içinde beyniniz varsa... Belki vurdukça idrake kavuşur...
Maalesef siyasi rekabet iğrenç saldırganlıklara gebeymiş... Sandık ki, iktidar ile muhalefet fazilet yarışı yapıyorlar...
Bir maalesef daha ister misiniz?
Maalesef zannettiğimiz gibi değilmiş... Pek çok siyasetçi, rütbelilerden aldıkları emri uygulamak sevdasındalarmış...
Dün YÖK ve üniversite rektörleri...
Bugün bazı yargı mensupları aynı şarkıyı terennüm etmekteler...
Belli ki, AKP’yi sevmiyorlar...
Belli ki, Recep Tayyip Erdoğan’dan hazzetmiyorlar...
Say ki ben de aynı düşüncedeyim... Ancak, benim çelmeci siyaset yapmam sözkonusu değil... Çünkü, gerçekten vatanımı, milletimi seviyorum...
Ne iktidar olma niyetindeyim, ne de iktidar yağlama memurluğu yapacak derecede yazısız/turasız geçer akçeyim...
Ergenekon terör örgütünü görmezden gelemiyorum... Orada kümelenen kimisi silahlı, kimisi slogancı, kimisi güya yargıcı, kimisi basın ukalası, kimisi de “özel harpçi” zevatı, vatanın sağ olmasına engel görmekteyim...
Ülkemizin aşkıyla yanmak şereftir bize
Ölüme koşuyoruz, yine vatan sağ olsun...
Bir ülkenin bir kurumunda, destekçi kurumların desteklerini de hesaba katarak, gözlerini darbe bürümüş kişilerin çokluğu beni vallahi şaşırttı...
Ne diyecek şimdi Ergenekon yandaşları?
Ne diyecek “darbecisever laikçi” bayraklı kahramanlar?
Tek başına ay-yıldızlı bayrağın kifayet etmeyeceğini düşünmüş olacaklar ki bayrağa bir de Atatürk portresi ilave etmişler...
Cumhuriyetçi (!), laikçi güruhun istismarından şeytandan kaçar gibi kaçmadıkça işimiz yaş...
Siyasi parti liderliği yapan kocaman kocaman adamlar, sebil vaziyette aleme akıl dağıtan gün görmüş, hendek atlamış “onursal” büyükler kirpi yutmuş yılan şaşkınlığı içinde aval aval seyrediyorlar olanları...
Gerçekleri ya bilmiyorlar, ya söylemeye yüzleri yok, ya da emir almamışlar güvendikleri kurumdan...
Geçmiyor aklımızdan ne pasaport ne vize
Kayıttan düşüyoruz, yine vatan sağ olsun...
Şimdi de silahlı kuvvetlerin mahrem odalarında arama mı yapılırmış diye vaveyla koparacaklar muhtemelen...
Ne yani???
Devletin sorumluları Süleyman Demirel’den veya Onursal Sabih’ten mi icazet alacaklardı?
Zannediyorum, bu son aramaların ucu en çok Maocu parti başkanı ve yandaşlarına dokunmuştur...
Epey emekli general peydahlamıştı biliyorsunuz...
Darbeye en yatkın olan siyasi kurumlardan birisi de orasıydı.
Umutlar berhava oldu çok şükür...
Hak’ka şükür şer kurdu düşmemiş gövdemize
Renk renk dert taşıyoruz, yine vatan sağ olsun...
Ne var bir de siz soruverin benim adıma hele... Deniz Baykal, Devlet Bahçeli, Hüsamettin Cindoruk ne diyecekler, ne cevap verecekler özel harp kahramanları hakkında...
Elbette Türk Silahlı Kuvvetleri içinde darbeciliğe bulaşmamış, hiç böyle şeyleri kabul etmeyen daha fazladır... Bu güzide kurumu çıkarları, kaprisleri uğruna pespayeleştirenleri ve onların yardakçılarını asla ve asla unutmayalım...
Yine vatan sağ olsun...
Yine bu vatanı fisebilillah sevenler sağ olsunlar...
===================
En zalim ket vurulmuş en masum sevgimize
Duyuyor-şaşıyoruz, yine vatan sağ olsun.
Kendi evlatlarımız düşman yapılmış bize
Diz dize yaşıyoruz, yine vatan sağ olsun...