Ayıkla pirincin taşını
Türkiye, Arınç’a suikast girişimi ve kozmik odanın ortaya çıkmasıyla gelişen olaylarla çalkalanırken, ABD de ucundan dönülen yeni 11 Eylül ile kavruluyor, bu hafta. Amsterdam’dan Amerika’nın Detroit şehrine uçmak üzere havalanan uçakta üzerindeki bombayı patlatamadan etkisiz hale getirilen yolcu/terörist, yetkilileri güvenlik sorunsalını tekrar gözden geçirmeye mecbur bıraktı. Tipik terörist profiline pek de uymayan Nijeryalı Ömer Faruk Abdulmuttalip ülkesinin en iyi okullarında eğitim almış, halen bir başka ülkede yüksek lisans eğitimini sürdüren, toplumun elit tabakasını temsil eden bir ailenin mensubuymuş. Şiddet yanlısı olma eğilimiyse iddialara göre son yıllarda ortaya çıkmış ve hatta babasının da dikkatini çekmiş. Oğlunun herhangi bir saldırıda rol alabileceği endişesiyle bir süre önce yetkililere başvuran baba, sesini fazla da duyuramamış. Üzerinde seksen gram patlayıcı madde ile uçağa binmeyi başaran 23 yaşındaki Nijeryalı, kalkıştan bir süre sonra tuvalete gidip hazırlıklarını tamamlamış, yerine otururken de üzerini örtmek için battaniye istemiş. Battaniyenin altında ateşe vermeye çalıştığı patlayıcının duman kokusu uçağa yayılınca bir başka yolcunun müdahalesiyle etkisiz hale getirilmiş. Şimdi ABD yönetimi hop oturup hop kalkıyor. Nerede hata yaptık, herkesin hakkında dövündüğü soru. Suçun topu bir kurumdan diğerine atılıyor, üzerinde bomba maddesiyle nasıl binebilmiş olmasından tutun da neden Amerika’ya giriş vizesi alabilmiş olduğuna dair bir dizi soru havada uçuşuyor.
Böyle bir saldırı neo-conların da işine yarıyor. Zaten nefret ettikleri İslam’ı oryantalist operasyonlarıyla daha da rahat hedefe oturtuyorlar. Bir Nijeryalı bütün ümmeti temsil eder hale getiriliyor, “hepsi terörist” çığlıkları ortalığı inletiyor. Hıristiyan teröristler veya Yahudilerden çıkan teröristler dinleriyle anılmazken, konu Müslüman bir saldırgana gelince iş değişiyor. Müslüman ve terörist ayrılmaz ikili halini alıyor. Baktım biri CNN’de “Elbette, bir uçağa Ortadoğulu olduğu anlaşılan Müslüman görünümlü bir erkek binerse potansiyel terörist olduğu düşünülebilir” diyor ve ekliyor: “Neden olmasın? Bütün teröristler bu profilden çıkmıyor mu ki!?” Obama muhalifleri de ele geçen fırsatı en iyi şekilde değerlendiriyorlar, şüphesiz. Bush döneminin nostaljisiyle yanıp tutuşanlar, “İşte bakın biz söylemiştik, bu adamdan başkan falan olmaz” havasına çoktan girmiş durumdalar. George Bush’un beyni kabul edilen eski başkan yardımcısı Cheney, Obama’yı ülkesinin savaşta olduğunun farkında olmamasıyla itham ediyor.
Reel politiğin dışında da yürütülen güvenlik tartışması paradoksal boyutların içine hapsolmaktan başka bir şey de yapamıyor. Ne kadar güvenlik için ne miktar hürriyet kurban edilecek, bu tartışılıyor. Havalimanlarında zaten uzun vakitler alan kontroller daha da yoğunlaşmakla kalmayacak, fiziksel mahremiyetin sınırlarını da zorlayacak. Şimdilik selektif olarak uygulanan püskürtmeli güvenlik koridorlarının alternatifsiz kullanılacağı yönünde söylentiler günden güne artıyor. Böylece yolcu, üzerinde adeta hiçbir şey yokmuşçasına görüntülenebilecek. Bununla gelecek ahlaki ve sosyal soruların nasıl karşılanacağıysa ayrı bir tartışma konusu.
Müslümanlar ne yapıyor? İlk yaptıkları, uçaktaki olayın haberini alınca “Aman ha, Müslüman olmasın!” korkusuyla irkiliyorlar. Ama korkunun ecele faydası olmuyor, gerçeği çok geçmeden öğreniyorlar. Ortaya konan bütün iyi niyetli çalışmalar sanki bir anda silinip buharlaşıyor, haydii, sil baştan hissi ABD Müslümanlarını sarıp sarmalıyor. Burada yaşanan en büyük içsel krizse apolojetik tonla açıklayıcı ton arasındaki ayrışıma dikkat ederek bir tavır sergilemekle ilgili. Zira herkesin gözü onlarda. Bakalım onlar ne diyecek -sanki homojen bir gruplarmışçasına- merakıyla kimisi samimi kimisi suçlamaya hazır pusuya yatmış vaziyette beklemedeler. Nijeryalının savunulacak hiçbir tarafı yok. Cahil, zır cahil Müslümanın ham sofuluğunu temsil ediyor, çünkü. Düşman gördüğünün elini daha da güçlendirdiğinin farkında olmayacak kadar da ferasetsiz, çünkü. İslam’ı bütünsel değerlendiremeyecek kadar da basiretsiz çünkü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.