Kurtuba’dan İstanbul ve Dakar modeline
Dakar ve Senegal maşeri hafzamzda veya kolektif belleğimizde rallisiyle ve Ticaniye gibi tarikatlaryla ünlenen ve anlan bir ülkedir. Bu yüzde 90’lk nispetiyle Türkiye gibi Müslüman bir ülke olan Senegal, buna karşlk bağmszlk sonrasnda Fransa’da eğitim görmüş Hristiyan kökenli bir sosyalist olan Léopold Sédar Senghor tarafndan uzun yllar yönetilmişti. Şimdi ülkeyi onun halefi olan Müslüman asll Abdullah Vad yönetiyor. İran açsndan Latin Amerika’da Chavez neyse Afrika ktasnda da neredeyse Abdullah Vad odur. Geçtiğimiz günlerde Abdullah Vad, Hristiyanlarla ve Hristiyanlkla alakal bir polemiğin içine sürüklenmiş ve yüzde 10’luk bir kitleye ve tabana haiz olan Kilise’nin tepkisini üzerine çekmişti. Abdullah Vad’n sözkonusu açklamalarnn ardndan Hristiyan gençlerle polis birbirine girmişti. Lakin ilginç olan Abdullah Vad ve ardndan Hristiyan gençlerle polisin çatşmasna rağmen bu manzaralarn Müslümanlar ile Hristiyanlar arasnda geçimsizliğe neden olmamasdr. Ve ortak yaşama ve uyuma zarar vermemesi ve zarar vermesinin de beklenmemesidir. Ylbaş münasebetiyle bir konuşma yapan Dakar Kardinali Theodore Adrien Sarr, Abdullah Vad’n Hristiyanlk hakkndaki aşağlayc ifadeleriyle Hristiyanlar ve duygularn rencide ettiğini ifade etmiştir. Vad’n eski Danşmanlarndan Şerif Velid Siyh ise çatşmalarn büyümeyeceğine inandğn ve yine Müslümanlarla Hristiyanlar arasnda bir gerilime neden olmasn beklemediğini kaydetmiştir. Tarihçi Bende Mebu ise bu gelişmelerin geçmişte bir benzerinin olmadğn hatrlatmş ve olaylarn çkş nedeninin Abdullah Vad’n dini kurumlar devlete bağlama isteği ve plan olduğunu ifade etmiştir. Demek ki, Abdullah Vad, Türkiye tipi bir laiklik modeli hayal ediyor. Hristiyanlk, Kayzerizm anlayş üzerine kuruludur. Sonra ise Konstantinizm rejimine dönüşmüştür ki, Konstantinizm devletin dine hükümran olduğu rejimin addr.
¥
Tartşmann ve gerilimin nedeni şudur: Abdullah Vad, Dakar’a Afrika rönesansn temsil eden büyük bir timsal dikmek istemektedir ve Müslüman alimler ise buna karş çkarlar. Müslüman ulemay susturmak için bugüne kadar Kiliselerdeki Mesih heykellerine niye karş çkmadklarn sorar ve iki yüzlü davrandklarn ima eder. Abdullah Vad bu suretle Hristiyanlk üzerinden alimleri susturmak ister ve baltay taşa vurur. ‘Neden ulema bir gün olsun kilise içindeki Mesih heykellerine karş çkmad da Dakar’n kysna yapmak istediğimiz heykele karş çkyor?’ diye serzenişte bulunur. Bu sözleriyle, Müslüman alimleri teskin edeceği yerde Hristiyanlar ayağa kaldrmş olur. Hristiyanlar bunu Mesih’in kutsiyetini aşağlamak olarak görürler. Abdullah Vad’n oğlu Kerim Vad babas adna özür dilese de Hristiyanlarca yeterli görülmez ve bizzat başkann özür dilemesinde srar ederler. Velhasl, Abdullah Vad Türkiye tarz laiklik uğruna hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar karşsna almş olur. Akabinde hem Abdullah Vad hem de Kardinal Theodore Adrien Sarr, Müslümanlarla Hristiyanlar arasındaki mükemmel beraberliğe atfta bulunurlar ve Sarr, Müslümanlarn bu krizde yanlarnda olmasndan dolay çok mutlu olduğunu da itiraf eder. Maalesef, Afrika’da baz liderlerde büyüklük tutkusu ve hastalğ vardr. Bunu çeşitli şekillerde dşa vururlar. İkinci Hasan, Afrika’nn en büyük camii olan Kazablanka Camii’ni (İkinci Hasan Camii) yaptrrken Fildişi Sahilleri’nde de Afrika’nn en büyük kiliselerinden birisi yaplmştr. Bu büyüklük tutkusunun tecessüm ettiği devasa yaplardan birisi de ‘Por Christo Redentor’ olarak bilinen Rio de Janeiro’da Corcovado Dağ üzerinde şehrin sembollerinden biri olan İsa heykelidir.
¥
Senegal’deki bu beraberlik ruhu bana Kurtuba ruhunu hatrlatt ve bu ruh Dakar’dan başka İstanbul’da da yaşamaya devam etmektedir. Bu bağlamda, Fener Patriğinin ‘Türkiye’de kendimi çarmha gerilmiş gibi hissediyorum’ sözüne karşlk Türkiye’de hiçbir dinin horlanmadğn söyleyen Diyanet İşleri Başkan Bardakoğlu tavrlarn şöyle açmaktadr: “Biz diğer din mensuplarna karş sayg ve anlayş içinde olmuş, onlarn özgürlüklerini tanmşzdr. Türkiye’deki dini aznlklarn bu özgürlüklerden bugüne kadar yararlandğn ve Türkiye’de inanc, dini ve mezhebi sebebiyle kimsenin bir horlanmaya maruz kalmadğn görüyorum. İncinme, incitme, horlanma, farkl dine, inanca mensup olduğu için farkl muamele görme bizim inancmzda hiç yoktur. Türkiye’deki Hristiyan ve Yahudilerin eşit haklara sahip vatandaşlar olarak yaşadğn açk bir şekilde görüyoruz. Kendi dini hizmet ve eğitimlerini yapyor, kendi din adamlarn kendi seçiyor.” Diyanet İşleri Başkan, Tarsus’ta bugün müze olarak hizmet veren St. Paul Kilisesi’nin Hristiyanlğn en eski kiliselerinden biri olduğunu ve tekrar kiliseye dönüştürülmesi yolunda görüş bildirdiklerini de kamuoyuyla paylaşmş oldu. İşte bu tavrlar aslnda Kurtuba modelinin günümüze yansmalar ve izdüşümüdür. İsterseniz buna Fatih’in Bosna’daki kiliselere gönderdiği emanname deyin. Son sralarda sessiz bir biçimde de merkezi ezandan eskiye dönüş noktasnda göstermiş olduklar hassasiyetten ötürü tabii ki Diyanet’i kutlamalyz. Tarsus’taki tarihi kilisenin açlmas yönündeki görüşlerine de bir şey demiyoruz. Lakin bunu yaparken Fatih’in yetimi Ayasofya’y da hatrlamalar gerekmiyor mu?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.