Demokratların çıkış, Cumhuriyetçilerin dönüş stratejisi
Kendimizi Bush dönemini atlatmış sayarken yeniden o döneme dönüş emare ve işaretleriyle karşılaşır olduk. Obama Irak ve Afganistan bataklığından çıkmadan Kaide ile Yemen’de ve Somali’de savaşacağını açıklaması ve ardından da fiilen Yemen’de Kaide mensuplarına karşı operasyonlara katılması gerginliği yeniden tırmandırdı. İngiliz istihbaratı ve babası oğlunun eğilimini bilmesine rağmen Ömer Faruk Abdulmuttalip’in şüpheli vaziyette yakalanması gerginliğe geriye dönüşün işaretlerinden birisi oldu. Ömer Faruk Abdulmuttalip, başarısız eyleminin nedenini ABD’nin Yemen’deki Kaide operasyonlarına tepkisine bağlıyor. Kaide’nin Somali’deki müttefik örgütlerinden Eş Şebab örgütünden bir gencin Danimarkalı karikatürist Kurt Westergaard’ı öldürmeye teşebbüs etmesi de aynı günlere denk geldi. Bu hususta ‘başarısız’ da olsa eylemlerin üst üste gelmesi Obama iktidarı gölgesinde yeni bir döneme girdiğimizi gösteriyor. Acaba bu dönem nasıl bir dönem?
2 Ocak (2010) tarihli Examiner (com)’de yayınlanan ‘Why Dick Cheney is scared of Barack Obama: Republican blowback smoke screen’ başlıklı yazı, Nijeryalı Ömer Faruk Abdulmuttalip adlı gencin eylemiyle birlikte Neoconların inisiyatifi ele geçirmek için yeniden atağa geçtiklerini ortaya koyuyor. Esasen, Neoconlar, Obama döneminde kaybettikleri mevzileri hiç unutmadılar. Geri almak için zaman ve fırsat kolluyorlar. Hep Obama’nın güvenlik zafiyetinden dem vurdular ve onunla da kalmayarak Guantanamo gibi utanç mekanlarının kapatılmasına itiraz ettiler. Obama idaresi daha bir yılını doldurmadan bazı meçhul ve mevhum olaylar üzerinden paradigma kayması yaşanmaya başlandı. Esasen amaç bu olay veya olaylarla birlikte silinen veya azalan 11 Eylül etkisini yeniden canlandırmak. İslâm karşısında ABD’yi saldırgan bir cepheye dönüştürmektir. Özellikle de terör edebiyatı üzerinden başta Müslümanlar olmak üzere insanların hürriyetlerini sınırlandırmak ve faşizan uygulamalara devam etmektir.
¥
ABD’de siyasi havalar yine tersinden ve buz gibi esmeye başlamıştır. Bunun nedeni kabul edelim ki, şartların olumsuzluğuyla birlikte Obama’nın da başarısızlığı üzerinden buna katkısıdır. Esasen, Bush’un geri bırakmış olduğu sakil miras ve enkaz Obama’nın çıkış stratejisini tıkamıştır. Irak’tan çıkayım derken Afganistan’a ek asker sevk etme durumunda kalmıştır. Kendi paradigmasını izhar etmekte kaçamak ve mahçup davranmıştır. Bush’un paradigması, 28 Şubat’taki Çevik Bir’lerin yaptığı gibi durumdan vazife çıkarma üzerine kuruludur. Afganistan’da ve Irak’ta çıkış stratejisi arayan Obama, Yemen ve Somali üzerinden Bush’laşmaktadır. Bush takımı 2002 yılında, istemediği halde Yemen’e 200 civarında askeri eğitmen göndermiştir ve bunu dayatmıştır.
Bush’un terörle savaş paradigmasını tam reddedemeyen Obama, sonunda o paradigma çevresinde savrulmaya başlamıştır. Paradigmanın esiri olmuştur. Dolayısıyla şaibeli yeni tedhiş iddialarıyla birlikte Obama birinci yılını dolduramadan terör üzerinden içeride bir yıpranma savaşıyla karşı karşıya kalmıştır. Cheney, Obama’yı oyunda oynaşta ve terörle savaşıyor görüntüsü veren bir lider olarak takdim etmektedir. Bu suretle Obama’nın kaybettiği kitleleri kazanması mümkün olmazken kazanma ihtimali olan kitleleri ve çevreleri de yanına çekmesi de mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla Nijeryalı gençle ilgili eylem iddiası, Obama yönetiminde bir kırılma ve dönüm noktasıdır. Paradigma devrimi ve Obama’nın zayıf paradigmasını tersine çevirme olayıdır. Terörle savaş yine öne çıkmıştır. Cheney gibi sabık ekip terör üzerinden Obama’yı dönüştürmeye çalışıyor. Cheney ve karanlık ekibi, ABD’nin yeniden çakal, haydut bir ülke konumuna gelmesi için canla başla çalışıyorlar.
¥
Neoconların stratejisi gayet basittir: Terör üzerinden Obama’yı hizaya getirmek ve ardından daha başarılısını ancak kendilerinin yapabileceği imajını pekiştirerek ara seçimlere ardından da 3 yıl sonraki başkanlık seçimlerine hazırlanmaktır. Son olayla birlikte Obama da onların tuzağına düşmüştür. Cumhuriyetçilerin planı, terör paradigmasını canlandırarak hem Obama’yı dönüştürmek hem de Beyaz Saray’a dönüş yolunu açmaktır. Terör paradigması Cumhuriyetçilerin hem dönüş hem de dönüştürme stratejisidir. Obama’nın terörle savaş yerine el uzatma paradigmasını iflas ettirme üzerinden zafer kazanma ve yeniden Beyaz Saray’a dönme hesabı yapıyorlar. Burada avantajlı konumda olan elbette ki onlar. Nedenine gelince, yapmak zor ama yıkmak kolaydır. Gerçek veya mevhum bir terör eylemi üzerinden tamamen gündemi ve paradigmayı değiştirebilirsiniz. Dolayısıyla demokrasiler yeterince manipülasyonlara karşı aşılanmış ve güvenli değil.
Demokratların çıkış stratejisi geliştiremediği yerden Cumhuriyetçiler dönüş stratejisi uyguluyorlar. Bundan dolayı, Nijeryalı eylemci meselesinden sonra Obama şaşkınlığını 3 gün üzerinden atamamış ve ertesinde açıklama yaptığında ise Cumhuriyetçilerin paradigmasına kısmen de olsa teslim olmuştur. Bush yönetimi Ortadoğu’da geride mini Vietnamlar bırakırken Obama ise İsrail’e yaptırımları bile göze alamamaktadır. Bu cesaretsizliği de karşı yakanın cesaretine dönüşmüştür. Obama gerilim bölgelerini teskin edememiştir ve dolayısıyla söndüremediği gerilim bölgelerinin kurbanı olmaya adaydır.
Obama’nın hedefi ne Pakistan’ın ne de Yemen’in birliği ve bütünlüğüdür. Bunu ispatlayan karinelerden birisi Husiler karşısında kılını kıpırdatmazken bütün mesaisini kendi savaşı olan Kaide’ye teksif etmesidir. Yani ABD, kendi düşmanına şahindir ve başkalarının iç düzenini bozma pahasına sadece onun avcılığını yapmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.