Kim acaba o kozmik milletvekilleri?
Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı Seferberlik Ankara Bölge Başkanlığı'nda, Ankara 11. Ağır Ceza Hâkimi Kadir Kayan'ın, kozmik odalarda yaptığı çalışma on gündür devam ediyor. Neyin çalışması bu? Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç'a yönelik bir suikast hazırlığı şüphesinin, açıklığa kavuşması çalışması.
Başta Sayın Baykal, bazı çevreler; kozmik odalarda yasal yetkisini kullanan bir hâkimin bilgi ve belgelere bakmasından büyük rahatsızlık duyuyorlar. Devlet sırları ele geçiyor diyorlar. Vatandaş da soruyor: Subaylara güven gerekiyor da, hâkimlere neden güvenilmiyor?
Acaba o çevreler, şunu mu demek istiyorlar: "Biz, yönetici elit bir cemaatiz. Yaslandığımız vesayet rejiminde, 'asker' koruyucu ve kollayıcı olarak 'bizden'dir... Ama askerin bildiklerini 'başkaları' da öğrenirse, bu bizi sıkıntıya sokar... Ülke bizim, yönetim bizim. Cumhuriyet'in rantları bizim. Bizimkiler iktidar olursa, bu demokrasidir. Bizden olmayanlar iktidar olursa, gayri meşrudurlar, demokrasi tehdit altındadır. Hele onlar tek başlarına iktidara gelirse, "sivil faşizm", "tek parti" tehlikesi kapıda demektir. ..."
Kimi siyasetçilerde olduğu gibi, kimi yazarların köşelerinde bu sıkıntıyı açıkça görüyoruz. Sanki kozmik odalardan isimleri çıkacakmış gibi telaş sergiliyorlar. Haklı olmalarını gerektirecek bilgiler yok değil. Biraz hafızalarımızı tazeleyelim. Bülent Ecevit, 1978'de başbakan olarak Sarıkamış'a gittiğinde tümen komutanı Tümg. Yirmibeşoğlu, Orduevi'nde kendisine ve eşine yemek verdi. (B. Ecevit, "Karşı Anılar", DSP, 1991, s. 43) Ecevit, Özel Harp Dairesi'ne bağlı sivil örgütte görev alanlardan bazılarının, kanlı olaylara karıştığından kuşkuluydu. Yemekte şunu sordu: "Farz-ı muhal, buradaki MHP il başkanı, aynı zamanda Özel Harp Dairesi'nin sivil uzantısındaki gizli elemanlardan biri olamaz mı?" Yirmibeşoğlu, "Evet, zaten öyledir ama kendisi çok güvenilir, vatansever bir arkadaşımızdır." cevabını verdi. Sabri Yirmibeşoğlu, 1955'te 6-7 Eylül olayları sırasında, Özel Harp Dairesi'nin atası sayılan Seferberlik Tetkik Kurulu'nda üsteğmen olarak görevliydi. Gazeteci Fatih Güllapoğlu'na ("Tanksız Topsuz Harekat", Tekin Y. 1991) söylediği şu sözler hiç unutulmadı: "6-7 Eylül de, bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı."
Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Kemal Yamak, Ecevit'in o yemekteki konuşmayı anlatmasına çok kızdı. Doğan Kitap'tan yayımlanan, "Gölgede Kalan İzler ve Gölgeleşen Bizler" kitabında şunları yazdı: "Birçok kimseyi ayağa kaldıracağını biliyorum ama bu noktada yazmak istiyorum. Sayın Ecevit'e; bu teşkilatın içinde o zaman kendi partisinden ne kadar personelin, hatta TBMM'de birbirini hiç tanımayan kaç milletvekilinin bulunduğunu ve bunun, sadece kendi partisine ait bir durum olmadığını, birisi söyleyiverseydi ne olurdu?"
Yamak, Özel Harpçi olarak eğitilenlerin; "aslında milletvekilliği dönemlerinde değil, daha genç yaşlarda iken seçildikleri"ni de açıklamıştı.
Geçen yıl vefat eden e. Org. Yamak, "birçok kimseyi ayağa kaldıracağını biliyorum" demişti. Ama öyle bir şey olmadı. Acaba bugün, kozmik odalardan gazeteci, siyasetçi, PKK yöneticisi, üst bürokrat isimleri çıkacağı için mi bazılarının uykuları kaçıyor?
Evet, şimdi biz kamuoyu olarak, genç yaşlarda alınıp eğitilen "kozmik milletvekilleri"ni merak ediyoruz. Kimdir onlar? Normal bir milletvekili gibi göründükleri halde, Özel Harp'in devşirdikleri kimlerdir? Siyasetteki rolleri ne olmuştur? Partiler bölünür, koalisyon hükümetleri kurulurken hangi görevleri üstlenmişlerdir? Kendilerine parti kurdurulanlar var mıdır? Mesela 28 Şubat'taki rolleri nedir? Bakanlığa, parti genel başkanlıklarına kadar yükselenleri var mıdır? Yüksek yargıda, bürokraside, medyada da böyle elemanlar olmuş mudur?
Türkiye şeffaflaşmadan, kozmik adamlara ulaşmak mümkün değil. Acaba demokratikleşme, bunun için mi bazılarını telaşlandırıyor ve ellerini ayaklarına dolaştırıyor?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.