Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Yunan Zulmü ve CHP Zulmü

Yunan Zulmü ve CHP Zulmü

CHP’nin son lideri Deniz Baykal’ın önceki günkü gazetelerde bir demeci vardı. İktidar Partisi’nin oylarında öyle bir düşüş yaşanacakmış ki, insanlar “Vay be” diyeceklermiş.
Baykal doğru söylüyor “Vay bee” denilecek ama CHP’nin haline denilecek. CHP zihniyeti, İslâm dini ile barışmadan, yine Dini İslâm’a karşı besledikleri “kin, öfke ve hasetten” vazgeçmeden (ki vazgeçmeyeceklerdir.) iktidar yüzü görmeyeceklerdir.
Bu tespiti ben yapmıyorum, büyük İslâm âlimleri böyle buyuruyor. Özellikle 1950 seçimlerinden sonra CHP’nin halkın oyuyla iktidara gelmesinin imkânsız olduğu ifade ediliyor. Görünen köyün ırağı olmazmış, 1950’den bu yana, CHP zihniyetinin halk iradesiyle iktidara geldiği görülmüş müdür? İşte bu malum gerçeğe inanmayanlar, zamanı geldiğinde CHP’nin düştüğü duruma; ya “Oh be” ya da “Vay be” diyeceklerdir.
Bir örnek olması bakımından Bandırmalı ünlü âlimlerimizden Ali Öztaylan hocamızla yapılan bir röportajdan pasajlar sunmak istiyorum. Bu arada Ali Öztaylan hocamızla CHP’yi aynı yazıda anmaktan hicap ediyorum ama ne yapayım, mecbur kaldım. Meraklılar için röportajın tamamı, Erkam Yayınları’ndan çıkan “Fikir Adamlarımız” adlı eserde mevcut.
“Yetişme dönemimiz işgal zamanına rastladı. Yanmış, yıkılmış bir haldeydi Bandırma. Yunan işgali olduğu zaman yedi sekiz yaşlarında idim. Yunan bütün köyleri yakarak gidiyordu. Ekmek yok, su yok. Neredeyse bütün ailelerde erkekler şehit olmuştu. Bizim aileden 12 tane şehidimiz vardı. Umumi bir felaket ve buhran içinde geçti yetişme yıllarımız.
Çocuk yaşlarımdan itibaren kitaplara ve okumaya karşı derin bir muhabbetim vardı. Okumak, yazmak, udebâyı, meşayıhı, şuarayı tanımayı çok arzulardım. Allah’a hamd olsun dönemimizin pek çok mümtaz şahsiyetlerini tanımayı Rabbim fakire nasip etti. Hakkari’den şeyh Selim Efendi’den tutun da Edirne’den Ragıp Efendi’ye kadar Kadiri, Mevlevi, Nakşi birçok meşâyıhı ve udebâyı tanıma fırsatı buldum.
Kur’an-ı Kerim tahsilimi o yasaklı dönemde camide mum ışığında Hoca Zekeriya Efendi’den aldım. Akşamla yatsı namazı arasında gizli gizli bir şeyler öğrenmeye çalışırdık. Hatta bir gün birileri “hoca Kur’an öğretiyor” diye ihbar etmişler. Tabii bu gibi durumlara karşı sürekli tedbirli olurduk. Ayakkabı giymezdik. Cami içerisinde iki tane büyük dolap vardı. Jandarma camiye baskın yapınca bizler hemen dolap içerisine girdik. Mumları da sakladık. Dolaplara bakmak akıllarına gelmedi de böyle kurtulduk jandarmaların elinden.
Bir gün İstanbul’da Babıâli yokuşundan İstanbul kütüphanesine gidiyordum. Baktım Kur’an-ı Kerim sayfaları yollarda uçuşuyor, bütün Babıâli yolunu doldurmuş durumda. Arabaların tekerleri altında çiğneniyordu. Gerçekten son derece hazin bir görüntü vardı. Orada iş yeri olan Eşref Bey’e uğradım ve ‘Nedir böyle diye ona’ sordum.
Meğer Maarif kütüphanesi sahibi Acem Naci Bey bir Kur’an-ı Kerim neşretmiş, arkasına da dört sayfa elif-ba koydurmuş. Bunu görmüşler daha ciltlemeden matbaaya baskın düzenlemişler ve bütün Kur’an-ı Kerimlere el koymuşlar. Çöp kamyonlarına doldurup yakmaya götürüyorlarmış, çöp arabalarına yüklenirken rüzgârın etkisiyle Kur’an sayfaları yollara dağılmış.
Öyle bir devir düşünün ki Müslüman bir ülkede ‘Allah’ demek yasak olsun. 1960 ihtilalini hatırlarsanız, Merhum Adnan Menderes mahkeme edilirken; ‘Hiçbir suçun olmasa, Türkçe okunan ezanı yeniden Arapça aslına döndürmen idam edilmen için kâfidir’ denildi. ‘Allahu Ekber’ demenin cezası altı ay hapis yatmaktı.
Çok iyi hatırlıyorum. Edincik’te imam efendi sabah ezanını unutarak Arapça okumuştu da jandarmalar kendisini kan revan içerisinde bırakıncaya kadar dövdükten sonra tutuklamışlardı.” Evet, Ali Öztaylan hocamızın anlattıkları henüz bitmedi, “Vay be” diyeceğimiz daha neler neler var. Bunların hepsi milletimizin hafızasında dün gibi duruyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi