Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Darbe yolu nerden gider ağalar?

Darbe yolu nerden gider ağalar?

Meseleyi baştan ele alalım.
Darbe tartışmalarının dününe bakmakta fayda var...
Hukuk dışı YAŞ kararları masumane, hatta Türkiye için faydalı kararlar mı idi?
Kendileri arada bir olsa da Cuma, Bayram namazına gittiği tesbit edilen, anasının veya eşinin başı kapalı, içki içmeyen, babası Hacı ve dinine bağlı kişiler tek kalemde ordudan atıldılar... Mahkemesi yok, itiraz yolları kapalı, üstüne üstlük bir/çok takdirname almış subaylar aniden kapının önüne konuldular...
Niye ki?
Niyesi, dindarlar ayıklansın ki mezhepçi yobazların önleri açılsın, son noktaya kadar yükselsinler...
İstedikleri oldu gördüğünüz gibi...
Başladı “irtica” yaygaraları; başlatılsın ve de nihai hedef olan “yönetime el koyma” imkânları doğsun...
Taraf gazetesinde yayınlanan tüyler ürpertici belgeler üstüne inkâr toprağı süpürmekle kapatılamaz...
Her askeri konuda ya susan, ya da balıkları dahi güldürecek bahaneler üreten Orgeneral Başbuğ nihayet ağzındaki baklayı çıkardı...
“İrtica varsa, Balyoz hareketi de vardır” ikrarında bulundu.
İrtica nedir?
Kudüs’te Yahudilerin “ağlama duvarı”na elleri dayayarak duada bulunmak değil mi?
Ya da dede menkıbeleriyle cahil beyinleri yıkamanın adı nedir?
Buna da Çetin Doğan general cevap versin...
Darbe senaryosuna rutin tatbikat gömleği giydirmek samimiyetsiz göz boyamaktır...
Yahu bunların tatbikatında “cami bombalama” var, halkı tahrik ederek, bilahare kurşuna dizme var... Amma nedense iptidai figürlerle erkekli-kadınlı fırdöndülü ibadet(!) yapmak var mı?
Ne olur sanki; tatbikatlarınızda bir de “cemevi” bombalasanız, göbeğiniz mi çatlardı?
Türkiye’de son yıllarda şaibeli subay intiharları alışkanlık yapmaya başladı... Soyadı Tatar olan bir Alevi yarbay gündemi haftalarca meşgul etti... Ötekiler can değil miydi, insan değiller miydi?
Ne dersin Çetin paşa?
Hayal ettiğiniz darbe gerçekleşseydi bilumum Sünni Müslümanları “mürteci” diyerek, Fenerbahçe Stadyumu’na hapseder miydiniz?
Benimki de soru mu yani?
Darbe zanlısına öyle sorular sorulmaz... Sorulmuş olsa, cevabı hiç ama hiç alınmaz...
Maalesef taşlar yerinden oynadı...
Kimin daha çabuk hareket edip, kimin temaşayı tercih edeceği belli değil...
Gazetecilere kadar inivermiş Çetin Paşanın bendeleri. İçlerinde numunelik bir tane mezhepçi yok... Ali’siz Alevi dönemi başlatılacakmış galiba...
Şu komikliğe bakar mısınız?
Tutuklanacak gazeteciler arasında benim ismim yok, fakat gazetemden Abdurrahman Dilipak, Ali Karahasanoğlu, Hasan Karakaya, Sibel Eraslan ve Yavuz Bahadıroğlu süngünün ucundalar...
Teessüf ederim...
Vallahi-billahi ben Alevi değilim, laikçiliğin kıyısından bile geçmedim...
Beni nasıl unuturlar?
Aceleye gelmiş olabilir, fakat hiç siyasi yazı yazmayan Bahadıroğlu unutulmamış, ben unutulmuşum...
Tabii faydalanılacak gazeteciler arasında olmadığıma sevindim...
Yeniçağ, Hürriyet, Milliyet, Aydınlık gazetelerinden tutuklanacak olmadığı gibi, yüzlerce “istifade edilecek” isimli kahramanlar yer almışlar...
Ben bu yazının devamını iki gün sürdüreceğim...
Bir kaza eseri kolum kırılmıştı... Alçıyı aldırmadan yazmaya başladım... İnşallah daha komik durumları da yazmak niyetindeyim.
Salı gününü iple çekeceğim...
İnşallah o güne değin C.Başkanı, Başbakan, Bakanlar, valiler, kaymakamlar, gazete yöneticileri subaylardan olmaz...




Semadan taş yağacak, bu ne haldir dedeler?
Darbeler size göre yağdır-baldır dedeler
Gittiğiniz farklı yol hangi gayeye matuf?
Cevap bana kalırsa, sakim yoldur dedeler...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi