Genelkurmay’a Sayın Bahçeli bile inanmamış!..
Sayın Bahçeli’yi beğenirsiniz, beğenmezsiniz...
Kanaatiniz ne olursa olsun...
Teşkilâtının “gayri kanuni” eylemlere bulaşmasını engellemek için olağanüstü gayret gösterdiğini, kritik günlerde sokağın karışmaması için elinden geleni yaptığını teslim edersiniz.
Tarih, Bahçeli’nin “eksi”lerini yazarken; bu “artı”sını görmezden gelmeyecektir.
“Hakkı teslim” makamında bir not da biz düşmüş olalım tarihe...
Yedi sene kadar oluyor;
“Çılgın planları”yla gündemde bulunan zihniyetin uzantısı “eski askerlerden” bazılarının “parti çevrelerine” musallat olduklarını...
Bu arada, hareketli gençliği kışkırttıklarını öğrenir öğrenmez...
Silahlı Kuvvetler’in o dönem zirvesinde bulunan komutanı arayarak; “Çekin bunları buradan!..” demişti Sayın Bahçeli.
Bu yönü takdire değer...
Özellikle bu zor günlerde, Bahçeli’nin bu “tavrını” sürdürmesi önemli...
BAŞBAKAN’IN SIKINTISI
Herkes için çok zor günlerden geçiyoruz;
Sayın Başbakan’la önceki gün, Memur-Sen etkinliği öncesinde bir süre görüşme imkânı bulduk.
Açılışlarda büyük ve coşkulu kalabalıklara hitap etmiş olmasına rağmen, canının hayli sıkkın olduğu ortadaydı.
Yargının politize kanadı, darbeciler, muhalefet, takoz bürokratlar...
Ayaklarınızda 25’er kilo yük; koşmaya çalışıyorsunuz...
Dünkü grup toplantısında, Meclis içi muhalefet desteğinin “darbecilikle mücadele” açısından “hayati” öneme sahip olduğunu hatırlatan Başbakan...
Demokrasiye sahip çıkma sorumluluğundaki muhalefetin, “darbecilerin avukatlığını” üstlenmesinden şikâyetçi oldu...
Evet; darbe heveslileri; “medya”dan umdukları desteği alamıyorlar.
Bu kesimin “beşli çetesi” de yok artık!..
Darbeciler için “elde” sadece muhalefet var.
Özellikle de Meclis içi muhalefet.
VE BAHÇELİ’NİN TARİHİ SÖZLERİ!..
Ben, Meclis’teki muhalefet tablosundan düne kadar pek ümitli değildim...
Baykal’ın; “darbe”, “suikast” girişimlerine; bu kez de “Aşk-ı Memnu” tarzı sulandırmayla arka çıkması; “cibilliyet” gereğiydi.
O taraftan zerre beklentim yoktu zaten.
Lâkin, Bahçeli yine pek çok sıkıntı barındıran konuşmasının bir yerinde, oldukça sağlıklı mesajlar verdi.
“Silahlı Kuvvetler’in yıpratılmasına fırsat vermemeyi” parti programına yerleştiren MHP’nin Genel Başkanı;
Genelkurmay Başkanlığı’nın “korkunç darbe planlarına” ilişkin açıklamalarını “inandırıcı bulmadığını” açık bir dille ifade etti.
Aynen şu iki cümle:
“Biz, hakkındaki iddialara yönelik olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kamuoyu ile paylaştığı açıklamalarına güvenmek durumundayız. Ancak, son olarak kamuoyuna yansıyan ve doğruluğu konusunda birçok belirsizlik bulunan iddialarla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamalarını tatminkâr bulmak mümkün değildir.”
•
Sayın Genelkurmay Başkanı, istediği kadar bağırsın çağırsın, kürsü yumruklasın...
“Açıklamalara” inananların sayısı gün geçtikçe azalıyor...
Bu konularda, her zaman “Genelkurmay açıklamalarına biat” tavrında olan Bahçeli’nin bile; “tatmin olmadığını” belirtmesi tarihi bir gelişmedir...
Genelkurmay Başkanı’nı ve diğer “askerleri” üzerinde etraflıca düşünmeye zorlayacak bir gelişmedir...
Sayın Bahçeli’nin yukarıdaki beyanlarına;
“Böylesine yıpranmış bir kurumun vereceği her karar, yapacağı her mücadele tartışılır hale gelecektir” cümlesini de ekleyecek olursak...
TSK’nın bizim yıllardır üzerine titrediğimiz, lâkin bazı mensuplarının “yerle bir etmek için” gayret gösterdiği itibarının “tartışılır hale geldiğinin” MHP Genel Başkanı tarafından da dile getirilmesi...
Fevkalade vahim bir durumdur...
•
Madem iş buraya kadar geldi...
Genelkurmay; “millete karşı suç işlemeye” teşebbüs edenleri; bu millete ve devlete “ihanet planları” hazırlayanları, kamuoyuna isim isim ilan etmek durumundadır.
Bu noktadan sonra...
“Hukuk dışı işler yapan bünyemizde bir gün bile barınamaz” yollu laflar etmek, anlamlı olmaz...
Zira; “Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz!..”
Ve son cümle:
Bağırmak, kürsü yumruklamak; inandırıcılığı arttırmaz!..