35 Şerefli İnsan
Tamam, şoklar ülkesiyiz ama bu kadar şok, Cumhuriyet tarihi boyunca görülmüş değil. Darbeci zihniyetin atası Enver Paşa’nın bile yüz bini aşkın Mehmetçiğimizi Sarıkamış’ta, göz göre göre ölüme götürmesinden daha vahim bir hadise.
Elbet başka şoklarımız da var Cumhuriyet tarihi boyunca ama bu şok, CHP’liler hariç, bütün bir insanlığı, zerre zerre hücrelerine kadar şok etti. Breh… Breh… Breh…
Toplum olarak cidden büyük bir milletmişiz. Neler geldi başımıza, nelere katlandık ve daha da neler gelecekmiş meğer. Allah büyük bir felaketten korumuş. Alnı secdelilerin ikişer rekât şükür namazı kılıp, milletimizin ve devletimizin selameti için dua etmesi lazım.
Bu topraklar; şehit kanlarıyla sulanmış, dualarla, Yasinlerle, Fatihalarla fethedilmiş ve milletimize emanet edilmiş bir vatandır. Topraklarımızın altında on binlerce Şehit, yüzlerce Evliya, Âlim, İslâm büyüğü, Sahabe ve onlarca Peygamber bulunmaktadır.
Başkaları nasıl inanır bilmem ama eğer Cenab-ı Hak, hiç hak etmediğimiz halde bu kadar büyük felaketlerden hâlâ bizi koruyor ve kolluyorsa, bilinmelidir ki topraklarımızın üzerinde yaşayan Allah dostları yüzünden ve topraklarımızın bağrında yatan Peygamberler, Sahabeler, Evliyalar, Veliler Şehitler ve yine Allah dostları yüzündendir.
Neyse yazının başlığına döneyim. Doğrusunu isterseniz “35 şerefli insanı” kıskandım. 36 diye geçiyor ama saydım saydım, 35 isim yer alıyor. O yüzden 35 dedim, yani 36 olduğu halde birilerinin ismini çıkardım falan değil. Belki ben yanlış saymış olabilirim.
35 ismi tarihe not düşmek lazım. Bana göre bu ağabey veya arkadaşlarımız, kendilerini medya dünyasının en onurlu insanı saymalılar ve bunu bir ödül gibi görmeliler. Umarız ki, sivil toplum kuruluşlarımızdan birileri bu arkadaşlara “Vatanperver ve Milletperver” plâketi takdim ederek, onları onurlandırır.
Bir iki isimle ilgili küçük ayrıntı düşmek isterdim. Tanımadığım iki isim var. “Hayda bu da mı” dediğim bir isim daha var ama olsun, 35 şerefli ismin arasında yer aldığına göre demek ki, onlar da ülkemizin ve milletimizin hayrına bir şey yapmışlar ki listeye girmişler.
Alfabetik sıraya göre el yazısıyla yazılan 35 şeref levhasını sunmak isterim.
Abdullah Aymaz, Abdullah Yıldız, Abdurrahman Dilipak, Ahmet Taşgetiren, Ahmet Altan, Akif Emre, Ali Bayramoğlu, Ali İhsan Karahasanoğlu, Cengiz Çandar, Ekrem Dumanlı, Emre Aköz, Etyen Mahcupyan, Fehmi Koru, Gülay Göktürk, Haluk Örgün, Hasan Celal Güzel, Hasan Karakaya, Hidayet Karaca, Hrant Dink, Hüseyin Gülerce, Kazım Güleçyüz, Mehmet Altan, Mehmet Ocaktan, Murat Belge, Mustafa Erdoğan, Mustafa Kaplan, Mustafa Karaalioğlu, Nazlı Ilıcak, Nuh Gönültaş, Perihan Mağden, Sadık Albayrak, Serdar Arseven, Sibel Erarslan, Umur Talu ve Yavuz Bahadıroğlu.
Şimdiki nesiller de, gelecek nesiller de “darbe karşıtı” diye bu isimlerle övünecek. Vatanını, milletini, bayrağını, dini seven; namuslu, şerefli ve haysiyetli her insanın gıpta edeceği bir durum. Bütün samimiyetimle söylüyorum ki, yarına güzel bir miras bıraktılar.
Allah korusun, eğer istediklerini yapıp Türkiye’yi dünyadan tecrit ederek, kapalı bir toplum haline getirebilselermiş, Sovyetlerin eski haline dönecekmişiz. Bizdeki darbeci zihniyetle yönetilen Sovyetler Birliği’nde, Sovyet yazarlarına şöyle emirler verilirmiş.
“Düşünmeyin. Düşünürseniz konuşmayın. Konuşursanız söylediklerinizi yazmayın. Yazarsanız yazdıklarınızı teşhir etmeyin. Yazdıklarınızı teşhir etmeniz gerekiyorsa onları imzalamayın. İmzaladınızsa hiç olmazsa yazdıklarınızı merasimle inkâr etmeye hazırlanın.”
Böyle bir ülkede düşünmüyorsan, düşünsen bile konuşmuyorsan, konuşsan bile yazmıyorsan, yazsan bile yayınlamıyorsan, yayınlasan bile kimliğini gizleyebiliyorsan, kimliğini gizleyemesen bile yazdıklarını inkâr edebiliyorsan, yaşasın düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü! 35 şerefli insan, hepinizi tek tek kutluyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.