100 temel yanlış
Başlık sizi yanıltmasın, “100 temel yanlış”ı sıralayacak değiliz. İstenirse 100 değil, bin temel yanlış da sıralanabilir, fakat bu yanlışların başında her halde ‘yalan söylemek, insanları yanıltmak’ ilk sırayı alır.
Hatırlanacağı üzere Millî Eğitim Bakanlığı, öğrencilerin kitap okumasını teşvik için “100 temel eser” uygulaması başlatmıştı. Bu projeye göre ilköğretim ve lise öğrencileri için seviyelerine uygun olarak “100 temel eser” belirlenmiş ve tavsiye edilmişti. Bu çalışmanın başlatılmasının üzerinden 5 yıl geçti ve Çocuk Vakfı önemli bir araştırma yaparak neticeleri ölçtü.
Vakfın çalışmaları sonucu tesbit edilen konular şöyle özetlenmiş: İlköğretim listesindeki yerli kitapların 22’si çocuk gerçekçiliğine uygun değil. Telifsiz olarak ‘100 Temel Eser’ logosuyla 63 çeşit ‘Dede Korkut Hikâyeleri’, 72 çeşit ‘La Fontaine’den Seçmeler’, 47 çeşit ‘Pinokyo’, 57 çeşit ‘Ezop Masalları‘ basıldı. Uygulama başlatıldıktan sonra basılan, dünya edebiyatından 56 klâsik eser muhtevası tahrif edilerek yayımlandı. Aynı rapora göre ‘100 Temel Eser’ logosuyla 117 farklı yayınevi kitap basmış. Bunlardan kimi telifsiz, kimi kitaplar da orijinaline sadık kalınmadan özet halinde basılmış.
Araştırmayı yapan Çocuk Vakfı’nın Başkanı Ruhi Şirin’in dikkat çektiği bir nokta da şu: “Beş yıl boyunca ve rapor hazırlama süreçlerinde ilk ve orta öğretimde ‘100 Temel Eser’in tamamını okumuş ve kitaplar üzerinde konuşabileceğimiz tek bir öğretmen bulamadık.”
Aslında ‘kitap okumayı teşvik’ anlamındaki böyle bir kampanya her türlü övgü ve desteği hak ediyor. Fakat başka konularda olduğu gibi bu konularda da plansız ve programsız adımlar atılması ‘çok iyi’ olması mümkün olan bir projeyi başarısız kılıyor.
Üzücü olan bir nokta daha var: Tahrif edilmiş bu kitaplar İl Özel İdareleri, Millî Eğitim Müdürlükleri ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından satın alınarak okul kütüphanelerine konulmuş. Bu, yapılan yanlışın uzun yıllar düzeltilemeyeceği anlamına gelir. Ve halen ortaöğretimde ‘100 Temel Eser’ uygulaması piyasada çok ucuza satılan 40 kitapla, ilköğretimdeyse 60 kitapla sürüyormuş. Kısaca, “100 Temel Eser”de de bir nev'i “seri sonu indirimi” yapılmış, kitap sayıları azaltılmış!
Vakfın hazırladığı raporda ‘100 Temel Eser’ uygulamasına son verilmesi istenip şöyle denilmiş: “Okul öncesi, ilköğretim birinci ve ikinci kademe, orta öğretim düzeyinde ve her derse yönelik okuma kitaplarının ilişkilendirileceği okuma programları hazırlansın. Çocuk ve gençlik kitaplarını inceleyecek Çocuk ve İlkgençlik Kitapları Konseyi kurulsun.”
İnsanlar konuşa konuşa meselelerini hallettiğine göre bu konunun da enine boyuna konuşulmasında fayda var. Raporda dile getirilen “her derse yönelik okuma kitaplarının ilişkilendirileceği okuma programları hazırlanması” teklifi çok önemli. Bilhassa ilköğretimde kitap okuma alışkanlığının kazanılması için hemen her gün “kitap okuma saati” uygulanmasında fayda var. Nasıl ki “beslenme saati” uygulanıyor, aynı şekilde her gün “okuma saati” de uygulanabilir.
Kitapları kısaltılarak ve tahrif ederek yayınlayanlar bunu yayınladıkları kitapta ‘not’ olarak belirtmiş olsa, insanlar hiç değilse eserin orijinalini okumadığını bilir. Bu belirtilmediği için “Ben o eseri okudum” diye düşünüyor. Oysa okuduğu tahrif edilmiş, kısaltılmış şekli oluyor.
Yayıncılardan ricamız, eserleri tahrif etmemeleri. Ediyorlarsa da bunu ‘not’ olarak belirtmeleri. Millî Eğitim Bakanlığından da ricamız, bu yanlışlara fırsat vermemesi...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.