HAYIR'DA YARIŞMADAN FUAR DOĞDU
Pazartesi günkü Vakit gazetemizin 17. sahifesinde yer alan bir haber vardı. Aslında haber birinci sahifede anons da edilmişti. "Umre hakkında her şey bu fuarda" başlığıyla Fahrettin Dede evladımız bu haberi gâyet güzel işlemiş. Fuarı haberi vermenin yanında Şubat 4 ile 7'si arasında Eyüpsultan Feshane'de İnanç turizminin en alaka göreni Hac ve Umre hizmeti veren firmaların başta Diyanet İşleri Başkanlığı, İkbâl, İkrâm ve Sıla gibi samimiyetleri, ciddiyetleri, mükemmellikleri herkesçe teslim olunan firmaların yanında gazetemiz Vakit'in de stand açacağını okurlarımıza bildiriyor.
Fuara katılımın 53 firmayı bulduğu haber verilen bilgilendirme de, 4/Şubat/ Perşenbe günü saat 11.oo'de açılacağı, inanç turizminin yanında diğer tarz tatil organizasyonları yapan firmaların da bulunacağı ve de şirketlerin bir araya gelerek dünya'nın merkezi İstanbul'umuzun huzuruna böyle topluca çıkıp hizmet sunması buna bağlı olarak gerek mânevi gerekse kültürel ve folklorik turist anlayışı taşıyanlara bol çeşit içinde tercih şansı takdim etmiş oluyorlar. İşin diğer bir tarafı fâizsiz banka sisteminin kuruluşları, ayrıca hayli medya oluşumlarını bu fuarda görmek kâbil. Geçmiş zaman diliminde gerçekleştirdikleri turların manzara ve husule gelenlerini çeşitli gösteri imkânlarıyla tâlip olana sergileyecek. Ayrıca fuar da tasavvuf mûsikisinin kongresi yapılırken, semazenlerin gösterileri, ünlü kişilerin Hac ve Umre hatıralarını anlatan sohbetlerin de yer alması karar altına alınmış.
Bu fuara 2005 Hac'ından sonra, 2006'da gittiğim Umre anımı burada siz değerli okurlarımla paylaşmak isterim. Efendim; 2005 yılında İkram Turizmle eşim Ebe hanım ve bendeniz İkram Turizmle Hac'ca gitmiş Allah kabul eylesin farzı yerine getirmiştik. Tabii ki hac farzını yerine getirmenin hazzı ve lezzeti, insanın hissiyatına olgunluklar bahşeden İhram, Hakk(c.c)ün serbest ettiklerini dahi insanın kendine yasaklaması bu haz ve lezaizin ziyadeleşmesi, üç milyon insanın doluşup yaşadığı mahalde o muazzam temizliğin, insanların en ufak olumsuz bir hal karşısında "sabır Hacı sabır" dilemeleri, milyonlarca insanın su ve yemek ihtiyacının bir problem vücuda gelmeden geçişmesi bereket-i ilâhiye dışında başka bir şeye vasf edilemez. Bu bakımdan insan yâni müslüman kâbil olsa her sene hacc'a gitmek ister. Kabil olmadığından dolayı Kabetullah hasreti bastığında, Kubbe-i Hadra'ya bakışlarını çevirip esselât ü vesselam efendimizi selamlama aşkı umre zamanını ve Mekke ile Medine yollarına düşme sevdasını ateşliyor ve artık yol arkadaşı, umre dostu aramaya başlıyor. İşte bendeniz ve eşim Ebe hanım; 2006'da hasreti bastırma umresini düşünmeye başladığımız da, Fakir MarmaraFM'de "Akıp Giden Hayat" adlı kuşak programı yapıyordum. Değerli radyo programcısı Ayşe Senem hanımkızım bir gün mikrofonun önüne bir kâğıt koydu. Büyük bir nezaketle, "Hocam programınızın başında, eser arasında ve sonunda kağıtta yazılanı da anons edeceksiniz" dedi. Okudum baktım, "Bu progam Akıp Giden Hayat İkbal Turizm Hac ve Umre şirketinin katkılarıyla sunulmaktadır" diye anons etmeye başladık. Birkaç gün sonra İkbal Turizm'in muhterem sahibinin kim olduğunu MarmaraFM'in şimdiki genel yönetmeni Esra Elönü hanımkızımdan öğrendim. Ebe hanıma dedimki, Kadir Ümit Bulut Beyefendi, Radyo da bana sponsor olmuş. Ben kendisini tanımam. Madem bana sponsor oldu ve adam Hac ve Umre organizasyonu yapıyor, madem biz de Umre yolunu göze aldık. Bir şirkete dahil olup gideceğiz. Benim tanımadığım kişi bana bunu yapıyorsa, ben de o tercihe onun şirketi ile bu mübarek yolculuğu yapmam düşer dedim. Ebe hanım bu tarzı pek uygun buldu. Gidip kendilerini bulup arzumuzu söyleyip, ücrette anlaşıp günü geldiğinde hiçbir şey aksamadan, en güzel şekilde ve ileri yaşımızı göz önüne alıp dâima bizi kollayacak arkadaşlar vazifelendirerek mükellefiyetlerimizi yerine getirmeye unutulmaz bir şekilde yardımcı oldu. Allah(c.c) nasip ederse bu seneki beşinci umremizi yine onunla yapacağız. Çok memnunuz oğlu Mustafa benim altı tane Mustafam'dan sonra yedinci Mustafam gibidir. Bilhassa 2009'daki umremiz de, Muhterem Ömer Döngeloğlu Beyefendi ile yaptığımızda Ömer Beyefendinin Allah vergisi yüksek hitabeti, ihlasla yoğurulmuş samimiyeti o mukaddes beldelerin her bir taşını toprağını, dağını mağarasını daha bir başka şekilde idrakimize aktarması unutulacak şeylerden değildi.
Şimdi ise yukarıdaki paylaşımdan sonra İkbâl Turizm genel koordinatörü Kadir Ümit Bulut Beyefendi, göndermiş olduğu bir email ile “Hocam 6/Şubat/Cumartesi günü Feshanedeki İkbâl Turizmin standında kitaplarınızı imzalama toplantısı tertipledik. Lütfen teşrif buyurursanız ve kitaplarınızdan da getirirseniz okurlarınız da sizi yanlız bırakmazlar.” Demişler. Fakir; bu onurlandıran teklifi maaliiftiharla kabul ve icabet edeceğimi, C.tesi günü öğle namazından sonra İkbâl Turizmin Feshane'deki standında "Bir başka açıdan Çanakkale, Ömer Fahreddin Paşa ve Hilafet Tâcının Dürri Yektası Medine Müdafaası ve de Milli Görüş Zaviyesinden 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı" adlı kitaplarımla Allah nasip ederse hazır ve nazır olacağım. Bu haftaki yazıma siyasi bir düşünce taşımadım. Siyaset isteyen okurlarım bu haftayı böyle kabullensinler. Fiemanillah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.