Onursal Sabih’e çok acıdım
Önce “onursal nedir”, bir analiz yapalım.
Cumhurbaşkanı emekliye ayrılır, onursal unvanı verilmez...
Başbakan da, bakanlar da öyle...
Hiçbirimiz “onursal vali” duymadık...
Maalesef “onursal paşamız” hiç olmadı...
“Onursal Yargıtay Başsavcımız” var.
Zahir hukukta böyle bir değerlendirme var desek, bugüne kadar sayısız Yargıtay Başkanı emekliye ayrıldı, fakat “onursal” unvanına layık görülmedi...
Sayın, sevgili, çok akıllı, çok çok bilgili, her gün kanal kanal seyr-ü sefer yapan, her konuda ahkâm kesen, hukuka takla attıran çok değerli, emekli Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu büyüğümüzü kim, hangi kritere göre “onursalladı?” bilen var mı?
Emekliye ayrılan diğer bürokratlar onursuz mu?
Birine “onursal” derseniz, diğerine ne diyeceksiniz?
•
Adı “onursal”a çıkan, üstün değer mi kazanıyor?
Galiba öyle...
TV kanalları ekrana “onursal” çıkarma yarışı başlattılar...
Sabaha A kanalı...
Öğleye B kanalı,
Akşama C kanalı,
Yatsıya ve gece sonuna kadar diğer bilcümle kanallar hep onursal kovalamaktalar, yakalayınca da konuşturuyorlar habire...
Anlasanız da, anlamasanız da onursal konuşacak, Türk halkı zoraki dinleyecek...
Hukuk öyle bir ayağa düşecek ki, Zal Oğlu Rüstem gelse bir daha dik tutmaya gücü yetmeyecek...
Demek ki Türkiye’nin durum vaziyeti ‘sallama-seyipleme’ çizgisinde rakkase misali dönüp durmaya programlanmış...
Bu ne haldir bre onursalını sevdiklerim?
•
Geçen gün yine bir karşılıklı polemik yaşatıldı...
Bir yanda hiç yenilgi yüzü görmemiş (!), kestiği ahkâmlar nas kabul edilmiş SABİH KANADOĞLU onursalı... Diğer tarafta genç denecek yaşta henüz onursalı yakalayamamış, Anayasa Mahkemesi raportörü Doç. Dr. Osman Can...
Seyrü sefa için ekran başına geçenlerin aklından (genellikle) şimdi bu genç hukukçuyu tecrübeli ve onursal Sabih çiğ çiğ yutar tahminleri geçmiştir...
367 ucubesini Anayasa Mahkemesi’ne çaka çaka kabul ettiren sayın Kanadoğlu, Allah vere de genç hukukçuyu Kel Aliço usulüne benzer bir metodla saha dışına kadar kovalamasa duası yaptım/yaptılar...
O da ne?
Genç hukukçu Doç. Dr. Osman Can her konuda onursalı köşe köşe kovaladı... Bilgi yerinde, cesaret tam tekmil, hücum efendice amma çok ezici...
Programı yöneten Balçiçek Pamir hipnotize olmuş gibi hem gülüyor, hem afallıyordu... Amma memnun olduğuna eminim...
Alem-i efkâra meydan okuyan, şehir şehir mobilize güç olarak gezen Kanadoğlu büyüğümüz minnacık kaldı ekranda...
Cevap vermekte aciz kalınca “yaşlılığını ileri sürdü”... Yani, resmen pes etti...
Meydana çıkarken niye düşünmemiş ki yaşlı olduğunu?
Bir elensede çökertirim zannetmişti...
Karşısında dağ misali muhkem duran, ilmi Kanadoğlu’nu dört katlayacak vaziyette...
Görenler her şeyin farkına vardılar...
Ben çok üzüldüm, çok acıdım...
Kel Aliço, padişah başpehlivanı idi, ancak yaşlanınca Koca Yusuf gibi bir yiğide yenilerek dersini almıştı...
Onursal Sabih usta kimin pehlivanıydı acaba?
Darbecilerin mi, her seçimde sırtı minderden kalkmayan CHP başkanı Deniz Baykal’ın mı?
Kimin adına ekran gezileri yaparsa yapsın, hukuku sıka sıka Nasreddin Hoca’nın kedisine çeviren sayın Türk büyüğüne acıdım...
İnşallah bir daha ekran meydanına çıkarak kendini acınacak bir pehlivan haline sokmaz Onursal Başsavcımız..
================
Kartal korkutan serçe, deveyi sağan kedi
Yüz verme ciddiyete, bizde her şey komedi
Kaçamak cevap verme, cepheden gir arkadaş
Balinayı kim yuttu, murdar şeyi kim yedi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.