Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Varlığın Metafizik Boyutu

Varlığın Metafizik Boyutu

Geçenlerde Prof. Dr. Sadettin ökten hocanın evinde bir grup arkadaşla yemekteydik. Yemekten sonra dua yapıldı ve arkadaşlarımızdan Bünyamin beyin eşi Emine hanım, duanın sonunda; “Sofranıza Hızır uğrasın” diye temennide bulundu.
çok güzel bir dilekti. Gerçekten Hızır uğrar mıydı? Evet, Hızır uğrardı. Müslüman olan insan, madde ötesi olup bitenlere inanmakla yükümlüdür. Bu inanç, insanın hakiki manada iman etmesinin gerekli şartıdır.
İşte bu hafta tanıtmaya çalışacağım eser; “Varlığın Metafizik Boyutu” adını taşıyor. “Ruh, Melek, Cin ve Şeytanların varlığı ve mahiyetleri” konusunu işliyor. Eserin yazarı ise M. Fethullah Gülen Hocaefendi.
İnanmakla iman etme arasında çok ince bir çizgi vardır. Bu çizgiyi fark edebilen insan, hakiki iman ediyor demektir. Günümüzde pek çok insan, inanmak ile iman etme arasında bocalamaktadır.
Sebebi ise “madde ile mana” arasında kalıp, maddenin varlığına göre imanını şekillendirmesidir.
Hocaefendi bu meseleyi öylesine güzel izah etmiş ki, “inanmakla iman etme” arasındaki farkı anlamak için eseri okumak gerekir. Sözü fazla uzatmadan kitabın sayfaları arasında küçük bir gezinti yapalım.
“İmanın altı esasından biri de meleklere imandır. Ancak, diğer iman esaslarında olduğu gibi bu esasta da günümüz insanı bir sarsıntı geçirmiştir. Hatta bu sarsıntı, diğerlerinden daha şiddetli olmuştur. Zira maddeci düşünce, materyalist felsefe, Müslüman kesimde dahi ciddi bir yıkım meydana getirmiştir.
Camiye gelen, beş vakit namaz kılan, hatta hayatını mukaddes mana ve mefhumları anlatmaya adadığını zanneden nice insan vardır ki, bunlar bilerek veya bilmeyerek maddede takılıp kalmışlar ve anlattıkları her şeye maddeyi payanda yapmaya çalışmışlardır. öyle ki, madde ortadan kalkıverse, imanlarına destek edindikleri her şey ortadan kalkacak ve onların da bütün ilham kaynakları kuruyacaktır.
Şu kat’iyen bilinmelidir ki, yirminci asrı materyalist bir asra çevirmek için lazım gelen her şey yapıldı. Ancak hiç beklenmedik bir şekilde, Cenab-ı Hak dünyanın çeşitli kıtalarında Efendimizin zatını temsil eden içi-dışı nurani kimseleri zuhur ettirerek, dinsiz ve materyalistlerin oynamak istedikleri bütün oyunları alt etti.
Maddecilik, hususiyle Müslümanların ruhuna tam hakim olacağı bir dönemde ters yüz oldu. Bediüzzaman Hz.leri bu hakikati altmış sene evvel ifade ediyor ve bir meçhule doğru ellerini kaldırarak, “Korkmayın, artık küfrün beli kırılmıştır” diyordu.
Eğer altmış sene evvel küfrün beli kırıldı ise bugün artık o bütünüyle yere serilmiştir. İşin ehli olanlar bu neticeyi şimdiden görüyor, diğerleri de yakın bir istikbalde görecektir.
Küfür ilim mahfillerinde sürüm sürüm sürünmektedir. çünkü küfrün hiçbir ilmi ve mantıki izahı yoktur. Onun içindir ki, onlar kendi düşüncelerini zorla, baskıyla kabul ettirmek yoluna girmişlerdir. Belli bir devrede bu iş için sokağa dökülenler, yaptıkları tecavüz ve zorbalıkla esasen düşünce adına kendi iflaslarını ilan ediyordu.
Zira anlattıkları makul olsaydı bunun için silaha sarılmaya, yakıp yıkmaya ihtiyaç duymayacaklardı.
Akli ve mantıki bir izah, insanların onların dediklerini kabul etmelerine yetecekti. Halbuki mihrap edindikleri değerlerden taviz verme pahasına dahi olsa, onlar düşüncelerini zorla kabul ettirme yolunu tercih ettiler. çünkü dediklerinin ilmi hiçbir değeri yoktu.
Biz, dün de aynı şeyi söylüyorduk, bugün de aynı şeyi söylüyoruz, ileride de aynı şeyleri söyleyeceğiz.
Zira bizim elimizde değişmeyen sabit hakikatler vardır. Madde ve fizik ötesi varlıkları kabul de bu hakikatler arasında bulunmaktadır.
İnanıyoruz ki, çok yakın bir tarihte ruh, bir berzah halinde maddenin içine girecek ve bizler yepyeni bir düşünce coğrafyasının mimarları olacağız.”
Eser hakkında bilgi için: Nil Yayınları 0216- 318 42 88


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi